İstanbul Üniversitesi (İÜ), 19 Kasım Uluslararası Çocuk İstismarını Önleme Gününde aile içi cinsel istismar konulu panele ev sahipliği yaptı. Panelde çocuk istismarı, cinsel taciz ve ensest olgularının öneminin belirtildi.
İÜ Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Sosyal Politika ve Sosyal Çalışma Yüksek Lisans Programı'nın düzenlediği panelin konukları Doç. Dr. Psik. Ayşen Ufuk Sezgin, Çocuk Şube Müdürlüğü Suç Önleme Birimi Baş Komiseri Osman Tınmazoğlu, sosyal hizmetler uzmanı Oben Südütemiz ve sosyal hizmet uzmanı Dr. Abdullah Karatay'dı.
"Çalıştığım vakalarda karşılaştığım en genç cinsel taciz mağduru 2 yaşındaydı"
Sezgin, ensesti "ana-baba otoritesine sahip bir erişkin ile bir çocuk veya ergen arasındaki her çeşit cinsel ilişki" olarak tanımladı ve konuşmasında cinsel istismar mağdurlarının yaşı, tacizin sıklığı, saldırı şekli, taciz süresi ve tacizin kurumlara bildirilmesi süreci ile ilgili bilgiler verdi.
"Tacizin başladığı yaş 4 ile 17 arasındadır. Taciz erken yaşta başladığı için öğrenme döneminden beri süregelen bir şey, dolayısıyla mağdur bunun normal bir durum olmadığını ancak kendisini başkalarıyla kıyasladığı zaman fark ediyor. Diğer yandan tacizcinin çocuk mağdur için çok önemli ve bağlandığı bir insan olması tacizin ihbar edilmesini geciktiren bir etken."
Saldırganlar kim?
Çocuk tacizinde saldırganların ortak bir profili yok. Ancak kliniklere başvuran örneklerde yüzde 57'sini biyolojik babalar, yüzde 4'ünü biyolojik ağabeyler, yüzde 13'ünü yakın akrabalar, yüzde 26'sını ise ikinci derece akrabalar oluşturuyor.
"200'e yakın ensest vakasında çalıştım, yüzde 70'inde anne olaydan haberdardı"
Tınmazoğlu, Çocuk Şube Müdürlüğü'nde 200'e yakın ensest vakasına baktığını söyledi ve mağdurların karakolda geçirdiği süreci anlattı.
"Olayın mahkemeye intikal edebilmesi için somut kanıtlar veya yazılı ifade gerekiyor. Biz çocukların mağduriyetini en aza indirebilmek için psikolog ve avukat eşliğinde görüntülü ifade alıyoruz. Böylece mağdur soruşturma sırasında olayı tekrar tekrar anlatmak zorunda kalmıyor veya ifadesini değiştiremiyor. Ailenin geçimini baba sağlıyor ve baba ensestle suçlanırsa oluşucak maddi sıkıntı annenin durumu saklamasına, mağdurun suçluluk hissetmesine neden oluyor."
"Çocuğun aileye geri dönüşü çok zorlu bir süreç"
Südütemiz, 22 senedir çocuk adalet sisteminde çalışıyor. Ensestin diğer taciz vakalarından farklı olduğunu, mağdurun henüz bir çocuk veya çocukluğundan beri tacize uğrayan biri olduğunu ve olaydan sonra aile hayatına geri dönüşünün çok zorlu olduğunu ifade etti.
"Bir çocuk istismara uğramışsa ailenin yanına geri gönderilmeye korkuluyor. Çocuk, koruma kararıyla aileden kurum bakımına alınıyor. Sanki çocuk suçluymuş gibi bir durum doğuyor."
"Kurumumuz mağdurları rehabilite etmekte başarısız oluyor"
Karatay, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun mağdurları rehabilite etmekte yeterli uzmanlığa sahip olmamasından şikayetçi.
"Kurumda daha fazla psikolog ve sosyal hizmet uzmanı çalışmalı. Kurum başarısız olunca çocuklar kurum bakımı-sokak-polis arasında gidip geliyor. Bu durumun aşılması için bir çocuk koruma kurumu kurulmalıdır ve bakım-rehabilitasyon merkezleri yaygınlaştırılmalıdır." (ÇT)