Eğitim Sen Genel Sekreteri Sakine Esen Yılmaz, çocuğa yönelik cinsel istismar vakalarını, artışın nedenlerini ve eğitim kurumlarında görülmesini değerlendirirken ailelere, çocuklara ve öğretmenlere verilebilecek eğitimlerin önemini vurguladı.
“Üçlü bir eğitim gerekiyor. Toplumun, ailelerin çocukların cinsel istismarı konusunda; çocukların ise kendi bedenlerine dair eğitime tabi tutulması gerekir. Ki bu okullarda çok rahatlıkla yapılabilir.
“İyi dokunmalarla kötü dokunmalar arasındaki farkı anlayabilecek, özel yerlerine kimsenin dokunmamasını öğretecek bir rehberlik programının içine bu tip konular yerleştirilebilir. Küçük yaşlardan itibaren bunlar verilirse vakalarda azalma olabilir.
“Diğer noktada da öğretmenlerin bu konularda eğitilmesi gerekiyor. Hem eğitim fakültelerinde hem de hizmet içi eğitimlerde bu konu verilebilir. Ancak benim bildiğim kadarıyla Türkiye’de hiçbir dönemde verilmedi.”
TIKLAYIN - ÇOCUĞUNUZA "İÇ ÇAMAŞIRI KURALI"NI ÖĞRETİN
Failler en yakındaki kişiler
Çocuğun en yakınında aile bireyleri olduğunu hatırlatan Esen Yılmaz, faillerin en fazla oradan çıktığını belirtti.
“Çocuğa cinsel istismar vakalarına dair araştırmalar, aynı kadına yönelik şiddette olduğu gibi çocuğun en yakınındaki kişiler tarafından istismara uğradığını gösteriyor.
“En yakınlarında da aile bireyleri var. Daha uzaktaki kişilere karşı daha koruma altında çocuklar. Özel olarak öğretmenlerle, mesleki bir formasyonla ilgili değil bence.
TIKLAYIN - "EBEVEYNİN TEPKİSİ İSTİSMAR MAĞDURU ÇOCUKTA SUÇLULUK YARATMAMALI"
“Öğretmenle öğrencinin teması konusunda mesafenin daha fazla ve daha az olduğu ülkeler var.
“Türkiye'de ise dokunma üzerinden sevgi gösteren bir kültür var. Bu da vakaların daha fazla olmasının nedenlerinden biri diye düşünüyorum.
“Çocuk bedenini kendine ait, başkasının dokunmaması gereken bir alan olarak görmüyor; bu bebeklikten itibaren böyle...”
TIKLAYIN - "DEVLET YURTLARDA DENETİMİ STK'LARLA İŞBİRLİĞİ İÇİNDE YAPMALI"
Kapalı toplum
Kapalı bir toplum yaratıldığına da dikkat çeken Eğitim Sen Genel Sekreteri bu konuların konuşulmasının tabu haline getirilmesinin vakaları arttırdığını söyledi.
“Çocukların bırakın kendi bedenini tanımasını bedenleriyle ilgili söz söylemesinin bile ayıplandığı, bastırıldığı; sağlık bilgisi dersinden bile birçok konunun çıkarıldığı bir süreç yaşıyoruz.
“Aynı zamanda Diyanet’in fetvaları, vs…”
TIKLAYIN - AİLE BAKANI: BİR KERE OLMASI ENSAR VAKFI'NI KARALAMAK İÇİN GEREKÇE OLAMAZ
Yurtdışında yapılanlar
Çocuğa yönelik cinsel şiddet olaylarını çıkaranların arasında öğretmenlerin çok sayıda olduğunu da belirten Esen Yılmaz bir dönem çocuk istismarına dair rehber öğretmenlere bir eğitim verdiklerini, ancak devletin böyle bir uygulaması olmadığını ifade etti.
Yurtdışında yapılanların da referans alınabileceğini anlattı.
“Bazı ülkelerde iyi dokunmalar, kötü dokunmalar, istismar nedir gibi bilgilerin yer aldığı, herkesin görebileceği, büyük afişler hazırlanıyor. Bu tip afişler yapılabilir.
“Ancak Milli Eğitim’in böyle bir çalışması yok.”
TIKLAYIN - MEB KARAMAN'DAKİ ÖĞRETMENİ MESLEKTEN MEN ETTİ
Öğretmenlere eğitim zorunlu
İstismarı farkeden öğretmenlerin bildirim yükümlülüğü olduğunu söyleyen Esen Yılmaz, ancak öğretmenlerin çoğunluğunun bu bildirimi nasıl yapacaklarını, çocuğa nasıl yaklaşacaklarını bilmediğini düşündüğünü söyledi.
“Okul rehber öğretmenleri bildirim yükümlülüğü olduğunu biliyordur ama diyelim, sınıf öğretmenlerinin bildiklerini düşünmüyorum.
“Çocuk izlem merkezlerine başvurulması gerekiyor. Onlar çocuğun bu süreçten hırpalanmadan çıkmasını sağlayabilir.
“Mutlaka öğretmenlerin eğitim alması lazım. Yoksa istismara maruz kalan çocuklar kötü muameleyle karşılaşabiliyor, uyumsuz davranışlar sergileyebiliyor, eğer öğretmen bunun farkında olmazsa öğretmenleri tarafından çok kolay yargılanabiliyor, dışlanabiliyor. Çocuktaki tahribat daha da artıyor. Bu konuların işlenmesi, eğitim verilmesi gerekir.
“Milli Eğitim Bakanlığı eğitimlerde bu konuda çalışan sivil toplum örgütlerinden, sendikalardan yararlanabilir. Tek başına devletin yapabileceği bir iş değil.” (YY)