Bu konuda ortaya çıkan ihtiyaca uygun değişiklik yapılması kaçınılmazdır:
* Medeni Kanunun "Kadının Soyadı"nı düzenleyen 187. maddesi Anayasa'nın 41. maddesiyle güvence altına alınan "eşlerarası eşitlik ilkesine" (Anayasa 2001 değişikliği) ve Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan "kadın erkek eşit haklara sahiptir" (Anayasa 2003 değişikliği) kuralına aykırıdır.
* Yeni Medeni Kanunda "ailede eşlerin eşit haklara sahip olmaları ilkesine" aykırı tek hüküm vardır, o da 187. maddede yer alan "Kadının Soyadı" kuralıdır. Evlilik bölümündeki diğer bütün maddeler "eşler" sözcüğü ile başladığı halde soyadı konusunda "kadının soyadı" denilmekte ve eşitlik ilkesine aykırı davranılmaktadır.
* "Kadının Soyadı" kuralı, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 14. maddesine ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi'nin (CEDAW) 16. maddesine aykırıdır.
* Çağdaş hukuk sistemlerinde kadınların toplumsal yaşamda tanındığı soyadını evlenince de kullanmaya devam etmesi en doğal ve yasal hakkı olduğu kabul edilmiştir. (Bkz. Nazan Moroğlu, Kadının Soyadı 'master tezi', Beta yayını, 2000)
* Soyadı herkesin kimliğinin ayrılmaz bir unsurudur, dolayısıyla kadının soyadı da kadının kimliğinin ayrılmaz parçasıdır. Ama evlenince ve boşanınca sadece kadının soyadını değiştirmek zorunda olması çağdaş hukuk kurallarına uymamaktadır.
* Eşlerin "aile adı" konusunda birlikte karar verebilmelerine imkan veren bir yasal düzenleme yapılmalıdır. Böylece, çocuğa annenin soyadının da verilmesine olanak sağlanmalıdır.
Değişiklik önerim:
"Eşler, evlilik öncesi soyadını kullanmaya devam etmek istemedikleri takdirde, evlendirme memuruna yapacakları yazılı bildirim ile ortak aile adı olarak erkeğin ya da kadının doğumla aldığı soyadını seçebilirler, bu seçim hakkını kullanılmaması halinde kocanın soyadı aile adı olur. Soyadı aile adı olarak seçilmeyen eş doğumla kazandığı soyadını aile adının önünde taşır." (NM/TK)
* Nazan Moroğlu, İKKB Başkanı, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi.