"Çocuk hakları konusunu bütüncül olarak ele almalıyız. Yani çocuğun cinsel istismardan korunmasının içinde de çocuğun katılım hakkı var. Çünkü biz çocuğun 'hayır' diyebilmesini, çocuğun haklarını bilmesini sağlamalıyız" diyor İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi (ÇOÇA) Koordinatörü Gözde Durmuş.
Bütüncül bir mekanizmayla, farklı disiplinlerden katkılarla çocuğun çevresindeki halkaların hep beraber, eş güdümlü çalışmasına ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi bünyesinde çocuk hakları alanında faaliyet gösteren BİLGİ Çocuk Çalışmaları Birimi (ÇOÇA), 15. yaşını dün santralistanbul Kampüsü'nde bir etkinlikle kutladı.
40'ı aşkın proje
ÇOÇA'nın İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Çalışmaları Merkezi bünyesinde kurulduğu 2007 yılından bu yana pek çokprojeye imza attı. Yürüttüğü 40'ı aşkın proje kapsamında 100'ü aşkın kurumla iş birliği yapan ÇOÇA, 70 binden fazla çocuğa, 15 binden fazla yetişkin paydaşa ulaştı. 15 yıl içinde hayata geçen projeler arasında öne çıkanlar şöyle:
- Söz Küçüğün Kutu Oyunu,
- Pusulacık,
- Haklar Sahnesi: Çocuk Hakları Programı,
- Çizgilerle Haklarım ve Çocuk Hakları Sözleşmesi Animasyon Filmi,
- Genç Sesler Projesi,
- Gençlerle İnsan Hakları.
"Çocuğun üstün yararı kağıt üzerinde kalıyor"
İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ege Yazgan etkinlikte yaptığı konuşmada, "İstanbul Bilgi Üniversitesi 27 yıllık bir kurum. ÇOÇA ise üniversitemizin içerisinde 15 yıldır faaliyet gösteren bir birim. Bu bile bizim üniversite olarak çocuk hakları ile ilgili çalışmalara ne kadar önem verdiğimizin bir göstergesi" dedi.
Üniversitenin Sivil Toplum Çalışmaları Eğitim ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nurhan Yentürk ise "BİLGİ Sivil Toplum Çalışmaları Merkezi 2003 yılında kurulduğunda Türkiye'de hiçbir üniversitede bu alanda çalışan bir merkez yoktu. Çocuk Çalışmaları Birimi de ilk defa Türkiye'de İstanbul Bilgi Üniversitesi bünyesinde kuruldu" bilgisini paylaştı.
Pınar Uyan Semerci
Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci de çocuğun üstün yararının Türkiye'de kâğıt üzerinde kalan, gerçekleştirilemeyen ve daha çok yolun olduğu bir alan olduğunu söyledi.
"O yüzden bunun için herkesin elbirliğine, çocuğun üstün yararını gözeten bir bakış açısına ihtiyacımız var. Türkiye gibi gündemin sürekli başka ajandalarla dolu olduğu ülkelerde çocukları duymak, seslerinin çıkmasına yardımcı olmak çok kıymetli."
"Çoklu krizler dönemi"
ÇOÇA Koordinatörü Gözde Durmuş ÇOÇA'nın 15 yıldır çocuk hakları eğitimi, çocuğun iyi olma hali, çocuk katılımı, toplumsal cinsiyet eşitliği, çocuk işçiliğinin önlenmesi alanında yürüttüğü faaliyetlerle ilgili bilgi verirken, "Bu 15 yıllık süre içerisinde çocuk hakları alanında istatistiklerde önemli bir ilerleme kaydettiğimizi söyleyebilmeyi isterdim. Ancak bunu söylemek çok zor, çünkü ne yazık ki çoklu krizler dönemindeyiz" dedi.
Çocukların ihtiyaçlarının değişip dönüştüğünün altını çizen Durmuş, pandemi, iklim krizi gibi bir sürü krizin içinde çocuklar aslında en çok etkilenen ve en az sesi çıkan gruplar arasında yer aldığını belirtti.
Gözde Durmuş
Durmuş çocuk işçiliğiyle mücadelenin başlıca konuları olduğu belirterek şöyle devam etti:
"Biz ilk zamanlar Bağcılar'da yaptığımız aratırmada da yoksulluk ve yoksunluğun çok önemli olduğun gördük. Okulların çocukların hayatında ne kadar kritik olduğun gördük. Okullar çocukları iten yerler olunca çocuk işçiliğine de sürüklenme daha çok oluyor ne yazık ki.
"Çocuk işçiliği en başından beri çok önemli ve çok acil gündemimizdi ama ne yazık ki bu önemli konu yeteri kadar Türkiye'nin gündemi olmuyor. Çocuk işçiliğiyle ilgili almamız gereken çok yol var.
"2018'de çocuk işçiliğiyle mücadele yılı ilan edilmişti ve biz o dönem saha araştırmaları yapıyorduk. Ve şunu gördük, kamu kurumlarına gittiğimizde, yerelde bir kuruma gittiğimizde ilgili bir kurumun çok da bu bilgiden haberdar olmadığını gördük."
Pandemi dönemiyle ilgili olarak uluslararası karşılaştırmalı bir araştırma yaptıklarını aktaran Durmuş, bu çalışmayla ilgili şu bilgileri paylaştı:
"Pandemi döneminde farklı ülkelerde aynı anda aynı araştırmayı biz Türkiye'de yürüttük. Uluslararası karşılaştırmalı olduğu için de raporunun çıkması biraz geç oldu. 19 Aralık'ta paylaşacağız raporu."
Sekiz yüz hanede araştırma
İstanbul'da sekiz yüz haneye giderek bir araştırma yapacaklarını belirten Durmuş şöyle devam etti:
"Çünkü biz bu çoklu kriz ortamında çocukların iyi olma haline bütüncül bakmak istiyoruz. Maddi durumdan eğitime, katılımdan, ilişki durumlarına, arkadaşlarıyla ilişkileri, öğretmenleriyle ilişkileri gibi çocuğun iyi olma halinin bize sunduğu bütünsel bakışla birlikte çocuklara bir 'nasılsınız?' diyeceğiz."
(AÖ)