Cizre’de dokuz gün süren sokağa çıkma yasağı esnasında iletişime geçtiğimiz Milli Eğitim’de görevli öğretmen ile mail üzerinden yine görüştük. MEB’in hizmet içi eğitim mesajı ile yaşanan öğretmen göçünü, kalmaya devam eden öğretmenleri ve Cizre halkının öğretmenlere yönelik bakış açısını sorduk.
TIKLAYIN - CİZRE'DEN BİR ÖĞRETMEN ANLATIYOR
Güvenlik gerekçesi ile ismini vermek istemeyen öğretmen yeni ilan edilen sokağa çıkma yasağına dair; “En son dokuz günlük süreçten sonra Cuma günleri loto oynuyorduk, yasak yeniden başladı başlayacak diye. İnsanca yaşama adına bir şey yoktu dokuz günlük yasak kalktıktan sonra “dedi.
90’lardaki göçün tersi yaşandı, insanlar köylere göç etti
İdareci pozisyonda olduğunu aktaran öğretmen: “Öğretmen arkadaşlar yasağın tekrardan başlayacağına dair duyum almışlardı. Sürekli soruyorlardı hocam izin alalım mı diye. Bizde Milli Eğitim’den resmi yazı bekliyorduk. Öğlen saatlerinde mesaj geldi. Kimse kimseyi dinlemedi, Göç dalgası oluştu. “
Kendisinin hizmet içi eğitimin verileceği yerin sokağa çıkma yasağının başladığı 23: 30’dan sonra, 23,33’de geldiğini söyleyen öğretmen, “ gidemedik, kaldık, gitmek istemedik” dedi.
“132 bin nüfuslu ilçeden 12 bin civarında kişinin göç ettiğini söyleyen öğretmen, 90’larda köyden kente zorunlu göç yaşanmıştı, şimdi tam tersi oldu, insanlar köylere göç etti” dedi.
"Hayatında kurşun sesi duymamış insanları anlamak lazım"
Mevcut duruma dair birçok yerde ateşler yakılmış, fırtına öncesi sessizlik var. Görüyoruz duyuyoruz askeri yığınak yapılıyor. Sadece öğretmenler değil birçok memur tedirgin yasağın ne kadar süreceğini bilmiyorlar. Yer yer silah sesleri geliyor, küçük çaplı.
İlçeyi terk eden öğretmenlere dair soru sorduğumuz öğretmen; “Ankara’da Çankaya’ da doğmuş, İstanbul’da okumuş, hayatının hiçbir evresinde silah sesi duymamış fakat burada elinde silah olanları, tankları, zırhlı araçlarla karşılaşmış öğretmenleri yadırgamamak lazım.
"MEB’in mesajı 'kurtulabilirseniz, kurtulun' demek"
“MEB’in mesajı kurtulabilirseniz, kurtulun şeklindeydi. Öğretmenlerin bir kısmı güvenli yerlere kaçtı. Birçoğu istemedi. Bizi arayanlar var, gelebilirseniz gelin. Bize şu an evlerini açmış durumdalar. Bu gençleri yadırgamamak lazım. Onların arkalarında aileleri, sevdikleri de var. Psikolojik olarak, 24-25 yaşına gelip, hayatında silah sesi duymamış gençler, ne olduğunu bile bilmiyorlar. Yasağın ne kadar süreceğini bilmiyorlar. Zorunda kaldıkları için gittiler.”
"Halkla öğretmenleri karşı karşıya getirdiler"
Halkın öğretmenlere dair yaklaşımını sorduğumuz öğretmen ; “Halkta tepki oluştu. ‘Madem birdik, niye bizi bıraktılar’ diyorlar”. “ Yarın geri geldiklerinde her şey eskisi gibi olacak mı? Halkın psikolojisi keskin bir biçimde. Halkla öğretmenleri karşı karşıya getirdiler. Öğretmenlerin gidişine dair halk bize de yöneliyor. ‘Niye izin verdiniz. Öleceksek birlikte ölelim’ diyorlar. Yalnız bırakıldıkları ve ayrıştırıldıkları duygusu hâkim. Gidenler kendince haklı, halkın tepkisi de haklı.
"Ankaralı, Ordulu, Kırıkkaleli öğretmenler bir araya geldik"
“Bir grup Cizreli olmayan öğretmenlerle bir araya geldik. Ankaralısı, Ordulusu, Kırıkkalelisi var. ‘ Biz burada doğduğumuz yer değil, doyduğumuz yer memleketimiz. Buranın ekmeğini yedik ’ diyorlar. Devlet hepimizin devleti; öğrencilerimiz, veliler öldürülecekse bizi de öldürsünler. Bilerek isteyerek geldik, burada mutlular. Biz de gidebilirdik. Burada bize saygı gösteren, evini açan insanları nasıl bırakalım ‘ diyorlar.
“Ölmek, ölümü beklemekten daha iyi. Burada ne zaman öleceğimiz belli değil. İnanılmaz bir askeri yığınak var. Sosyal medyada bazı hesaplardan yapılan yayınlar halkta inanılmaz tepkiler oluşturuyor. Bunlar kurumsal isimleri kullanıyorlar, resmi hesaplar mı yoksa memurlar tarafından mı açılmıştır bilmiyoruz. ‘ Temizlik başlayacak’ diye sürekli saat veriliyor. ‘ 70 yaşından Kundaktaki bebeğe kadar öldüreceğiz’ deniliyor. Çok Tuhaf, büyük silah fotoğrafları paylaşılıyor. Sanki iki devlet karşı karşıya gelmiş.”
“Stok yapıyoruz ama...”
Eylül ayında ilan edilen sokağa çıkma yasağında su ve gıda sorunu yaşandığını mevcut durumun ne olduğunu sorduğumuz öğretmen; “Dokuz günlük süreçte devlet yiyecek ve su dağıttığını söyledi, öyle bir şey olmadı. Kapı kapı dolaşıldığını söylediler, kapı kapı dolaşıyorsanız bu savaş niye, hani hendeklerden geçilemiyordu Sen eve geliyorsan bu sokağa çıkma yasağının anlamı ne?
“Millet yine istiflemeye çalıştı. Doğudaki insanlar komünal yaşamı benimsemiş, ellerinde ne varsa paylaşıp, tüketene kadar veriliyor. Benim şu anda beş günlük, on günlük yetecek kadar var. Stok yapılsa da ya sokağa çıkma yasağı daha uzun olursa. Günlük yövmiyesi ile eve bir şeyler getiren, cebinde parası olmayan insanlar ne kadar stok yapabilir. Eşi, dostu, akrabası olmayanlar ne yapacak.
“Hendekler dümdüz edilse yine olacak, çözüm değil”
“Bu sorun silahla, şiddetle, sokağa çıkma yasağı ile çözülmez, yasak aylarca olsa da bitmez. Burada bu olaylar oluyorken batıda bir futbol maçı günlerce konuşuluyor. Kürt halkı barışı isteyen bir halk fakat kardeşiz söylemine kimse inanmıyor. Belki aynı ırk, belki aynı dinden değiller insan için ses çıkarılması lazım. Misafirler geldi, 60-70 üniversiteli halk arasına dağılmışlar. Keşke daha fazla insan gelip görebilseydi.
“Hendekler dümdüz edilse yine olacak, çözüm değil. Siyasetçilerin, akademisyenlerin, STK’ların bunun için çabalaması lazım. Müzakere masası, karşılıklı konuşmaya iktidarı ikna etmeleri lazım. Daha önce bu oldu, güzel oldu bunun tekrardan sağlanması lazım. (İUE/HK)
Cizre'de dokuz gün yasak |
4 - 12 Eylül: Şırnak’ın Cizre ilçesindeki sokağa çıkma yasağı dokuz gün sürdü. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve vekiller ablukanın kaldırılması ve operasyonunu son bulması için ilçeye girmek istedi ancak polis yollarını kesti. HDP'Lİ VEKİLLERİN CİZRE'YE GİRİŞİNE ENGEL HDP heyeti, Cizre'de iki günde altı kişinin hayatını kaybettiğini, bazı mahallelerde elektrik ve su olmadığını, hastanede sadece bir doktor olduğunu açıkladı. Cizre’den bir ilkokul öğretmeni şunları anlattı: “Burada cephane yok, sivil insanlar öldürülüyor. Barikat kuranlar doksanlı yıllarda doğan gençler, kendilerini korumaya çalışıyorlar. Tamamen düşman bir nesil yetişiyor." Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin, Cizre’de sokağa çıkma yasağının kaldırılması ile ilgili Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvurusu reddedildi. 28 Kasım’da Sur ilçesinde öldürülen Elçi, AYM’nin ret kararının ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuştu. SEZGİN TANRIKULU: CİZRE'DE HİÇBİR YETKİLİYE ULAŞAMADIK NUSAYBİN-CİZRE "KAPISI"NDA KİLOMETRELERCE KUYRUK VAR ŞIRNAK VALİSİNDEN 5 GÜNDÜR AYNI AÇIKLAMA: VATANDAŞLARIN GÜVENLİĞİ İÇİN İÇİŞLERİ BAKANI: HDP HEYETİNİN CİZRE'YE GİTMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ AB BAKANI KONCA ANLATTI: CİZRE'YE YÜRÜYEN HDP'Lİ VEKİLLER İDİL'E DÖNÜYOR YÜKSEL GENÇ CİZRE YOLUNDAN YAZDI |
* Fotoğraf: Abidin Yel - Cizre/AA