*Fotoğraflar:bianet
Sahipli hayvanlara 31 Aralık 2022’ye kadar çip takmayı zorunlu kılan ve takmayanlara ise 1 Ocak 2023 itibariyle cezai yaptırım öngören “Kedi, Köpek ve Gelinciklerin Kimliklendirilmesi ve Kayıt Altına Alınmasına Dair Yönetmelik” hakkındaki soru işaretleri artmaya devam ediyor.
Hayvan hakları savunucusu ve Hayvanlara Adalet Derneği Başkanı avukat Hülya Yalçın yönetmeliği bianet’e değerlendirdi.
"Sadece yavru hayvanlara istisna uygulanacak"
Yalçın, yönetmeliğin 2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda iyileştirme amaçlı hazırlandığını ama daha büyük kafa karışıklıklarına neden olduğunu belittti:
“2004 yılında yürürlüğe giren 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu tüm ihtiyaçlara cevap veremeyen, zaman içinde de aşınarak tamamen etkisiz hale gelen bir metin haline geldi.
"Kısa aralıklarla kanunda yapılan iyileştirme çalışmaları, ek yönetmelikler, talimatlar istenen sonucu vermediği gibi; daha büyük ihlallere yol açtı.
“Kedi Köpek ve Gelinciklerin Kimliklendirilmesi ve Kayıt Altına Alınmasına Dair Yönetmelik’ de bunlardan birisi. Bu yönetmelik 26 Şubat 2018 Tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdi ve yönetmelik uyarınca 2022 yılının 31 Aralık tarihine kadar bütün sahipli hayvanlara mikroçip takılması şart koşuldu. Tarih geçen durumlardaysa sadece altı aylık olan yavrulara istisna olarak çip takılacak.”
“Hayvanseverleri haraca bağlayan bir uygulama”
Yalçın, hayvana yönelik suçlardaki cezasızlığın sürekli göz ardı edildiğini de vurguladı:
“Yönetmeliğin çıkış amacı ‘sahipli hayvanların terk edilmesinin önlenmesi ve terk edenlerin cezalandırılması’ dolayısıyla da ‘hayvan haklarının korunması’ olarak bizlere anlatıldı.
"Oysa biz hayvanseverlere göre ülkemizde hayvanlara karşı işlenen en ağır suçlarda; infial yaratan korkunç olaylarda bile faillerin kovuşturulması ve cezalandırılması konusunda bir yol alınamıyor, bu sebeplerle uygulamanın çok da samimi ve uygulanabilir olduğunu düşünmüyoruz.
"Terklerden sayıca çok daha fazla olan kötü muamele ve işkence vakalarına karşı bir adım atılmazken, çipleme gibi paraya ve cezaya dayalı bir sistemin öne alınması iyi niyetli değil.
“Hayvanların korunması faaliyetini dışarıda gönüllü insanlar üstleniyor. Çoğu hayvanseverin ekonomik olarak yapacağı şeyler sınırlı. Dolayısıyla çip uygulaması hayvanseverleri haraca bağlayan yeni bir uygulama gibi görünüyor.
“Üstelik pek çok kişi çiple, kaybolmuş bir hayvanını cihaz yardımıyla bulabileceğini düşünüyor. Sistem böyle değil; ben sizin kayıp köpeğinizi bulup veteriner hekimliğe götürürsem, çipi okutursam, oradan size ulaşılması durumunda siz köpeğinizi bulabiliyorsunuz.
“Mikroçip yöntemi hayvanların korunmasına dair etkili bir yöntem değil; hayvanseverleri daha da bunaltan, hayvanları fişleyen yanlış bir uygulama.
“Uygulamanın ‘zorunlu ve cezaya tabi’ olmasına karşıyız”
“Asıl karşı olduğumuz ise bu işlemin ‘zorunlu ve cezaya tabi’ olması. İsteyen hayvanlarına hangi sebeple olursa olsun elbette çip taktırabilir. Ama herkesi zorunlu tutmak; sadece evindeki hayvanı değil, dışarıdaki hayvanı da yaşamsal koruma altına almak ve himaye etmek isteyenleri çok zorda bırakacak.
“Sürenin bitmesine günler kala yeterli alt yapı olmadığı için çip stokları tükenmiş, fiyatlar kontrolden çıkmış. Çipletme tarihini kaçıranlara ‘beyanname’ usulü ile geleceğe ait tarihler verilmeye başlanmış bile.
“Özetle, bu yönetmelikle hayvan haklarını koruma iddiası çok abartılı ve gerçeklikten uzak. Ne zaman ki işkence, tecavüz, öldürme failleri hapis cezasıyla yargılanıp yatarlı cezalar alırsa, o zaman bu ve benzeri yönetmeliklerin de iyi niyetli, uygulanabilir olacağını düşünebiliriz.
“Hayvanseverleri endişeye düşüren, koruma faaliyetlerini ciddi sekteye uğratabilecek bu tür uygulamalar da bir tür yaşam hakkı ihlalidir.”
(ED/EMK)