Alman Etik Konseyi (*Deutscher Ethikrat) "bedensel özellikler bakımdan açık biçimde kadın veya erkek olarak tanımlanamayan" kişilerin, bundan böyle nüfus kütüğünde cinsiyet hanesine "diğer" yazılabileceği yönünde görüş belirtti.
Hamburg Araştırmacılar Grubu'na (Hamburger Forschergruppe) göre 'çift cinsiyetli' (hermafrodit) veya 'erselik' olarak adlandırılan interseksüellerin "kromozomlar, hormonlar, üreme ve diğer cinsel organlar gibi bedensel cinsiyet özellikleri, belirli bir cinsiyet kategorisi içinde sınıflandırılmaları için" yeterli değil. Yine aynı grubun tahminlerine göre Almanya genelinde sekiz ila on bin arasında interseksüel yaşıyor.
Federal Almanya Hükümeti, Birleşmiş Milletler'in çağrısı doğrultusunda, konu hakkında Haziran 2010'da Alman Etik Konseyi'ni görevlendirmişti. Uzmanlardan oluşan konsey, ilgili kişiler, doktorlar, psikologlar, sosyologlar ve hukukçularla görüşmeleri sonucunda, interseksüel kişilerin "toplumsal çeşitliliğin bir parçası" olarak tanınması, "tıbbi gelişim bozukluklarından ve ayrımcılıktan korunmaları" talebinde bulundu.
Federal Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanlığı Genel Sekreteri Georg Schütte, hükümetin Etik Konsey'in önerisini "dikkatle inceleyeceğini" ifade etti.
"Ne erkek, ne de kadınım. Çift cinsiyetli ise hiç değilim"
İnterseksüeller, tıbbi müdahaleler ve hormon tedavileri ile mümkün olduğunca erken, özellikle çocuk yaşta belirli iki cinsiyetten (kadın-erkek) birine yönlendirilmeye çalışılıyor. Bazı sivil toplum örgütleri, bu uygulamaların olumsuz psikolojik etkilerine ve "genital organlarda oluşan sakatlanmalara" işaret ediyor.
25 Şubat 2012 tarihli Frankfurter Allgemeine Zeitung'da yer alan habere göre, 1965 yılında doğan bir çocuğun cinsel organları açık biçimde ne dişil, ne de eril olarak sınıflandırılamıyordu. Eril bir kromozom yapısına sahip olmasına rağmen doktorlar, ailenin fikrini almaksızın, çocuk için dişil cinsiyette karar kıldılar. Hayatı boyunca bu müdahalelerin sonuçlarına katlanmak zorunda kalacak olan kişi, bugün "ne erkek, ne de kadınım. Çift cinsiyetli ise hiç değilim" diyor.
Alman Etik Konseyi üyesi Psikolog Michael Wunder, günümüzde doktorlar konuya daha hassas yaklaşsalar da bugün hâlâ Almanya'da "cinsiyet belirlemeye yönelik" ameliyatların ve hormon tedavilerinin uygulandığına dikkat çekiyor.
Konsey, konuya dair belirttiği görüşünde bu tür ameliyatlarının, "vücut bütünlüğü, cinsiyet ve cinsel kimliğin korunması hakkına yapılan bir müdahale" olduğu sonucuna vardı. Bundan böyle sözkonusu ameliyatlar ve tedavilerle ilgili kararların, "kararı verebilecek yaşa geldiğinde" ilgili kişinin kendisi tarafından alınması gerektiğine işaret edildi. Ayrıca interseksüel kişilerin ebeveynlerinin, çocuklarının cinsiyete karar vermesi zorunluluğu, konsey tarafından "kişilik haklarına müdahale" olarak değerlendirildi.
Sonuç olarak üçüncü bir cinsiyetin tanınması yönünde görüş bildiren konsey, böylece ilerde interseksüel kişilerin "kadın" ve "erkek" cinsiyetlerinin yanında, nüfus kütüklerinde "diğer" hanesini tercih edebilmelerine olanak yaratılması gerektiğini savunuyor. Wunder, "bu önerinin kültürel ve toplumsal açıdan birçok soruyu beraberinde getireceğinin bilincinde" olduklarını da vurguluyor.
Konseyin önerisi, genel anlamda oldukça olumlu karşılansa da cinsiyet hanesinde "diğer" ibaresi yer alan kişilere ilerde evlilik yerine sadece "medeni birliktelik" (eingetragene Lebenspartnerschaft) yolunun açık tutulması eleştiriliyor. (GW/ÇT)
* 2 Mayıs 2001 tarihinde ilk olarak Milli Etik Konseyi (Nationaler Ethikrat) adıyla oluşturulan Alman Etik Konseyi "kişiler üzerindeki, özellikle yaşam bilimleri kapsamına giren uygulamalara dair araştırma ve geliştirme bağlamında hem etik, toplumsal, fen bilimsel, tıbbi ve hukuksal soruları, hem de birey ve toplumu ilgilendiren muhtemel sonuçlarını izleyen" bir konseydir. Konseyin 26 üyesi, Federal Alman Hükümeti ve Federal Almanya Meclisi tarafından önerilmekte ve Federal Almanya Meclis Başkanı tarafından göreve atanmaktadır. Konseyin faaliyetlerinin esasları, 1 Ağustos 2007'de yürürlüğe giren Etik Konsey Kanunu'nda belirtilmektedir.