Mektupta kadınlar, Kıbrıs'taki toplumlardan kadınların biraraya getirilmesini, tüm mekanizmalarda cinsiyet eşitliğinin desteklenmesini istedi. Kadınlar ayrıca, tarih kitaplarının yeniden yazılması için de destek çağrısı yaptı.
"Yakınlaşma çabalarını teşvik edin"
Kıbrıs'taki AB Büyükelçiliği'nin adanın kuzey ve güneyinden kadın aktivistleri biraraya getirme çabalarını sürdürmesini isteyen kadınlar, "yeniden yakınlaşma sürecinde, toplumsal cinsiyet rolleri, askersizleştirme, kayıplar, kuzey ile güney arasında ekonomik eşitsizliğin yanı sıra, toplumların kendi içlerindeki ekonomik eşitsizliğin de ele alınmasını" talep ettiler.
Eğitimin içeriğinin değiştirilmesini de isteyen kadınların talepleri arasında şunlar yer aldı:
* AB, eğitimin içeriğinin değiştirilip, tüm toplumsal grupların görüşlerine yer verilecek tarih kitaplarının yeniden yazılmasına AB destek vermeli.
* Adadaki tüm toplumların tarihlerinin "karanlıkta kalan noktaları" keşfedilip "kayıp parçalar" biraraya getirilmeli.
* Tarih kitapları yeniden yazılırsa, çocuklarımız, Kıbrıs çatışmasının nedenlerini; milliyetçiliğin, militarizmin ve bunlarla ilgili cinsiyetçi rollerin çatışmanın yaratılmasındaki rollerini öğrenebilir. Ancak o zaman, adada barışçıl bir gelecek için dersler çıkarılabilir.
* Ayrıca, adadaki tüm karar mekanizmalarına cinsiyet eşitliği getirme çabalarına destek istiyoruz. AB ailesi içinde, bu yönde kaydedilmiş başarı öyküleri paylaşılmalı.
* Kıbrıslıtürk kadın örgütleri AB'nin genişleme süreci dışında kalmış olduğu için, Kıbrıs'taki AB Büyükelçiliği'nin böylesi konularda bilgi ve eğitim vermesi ve değişimi desteklemesi, bizler için değerli bir katkı olacaktır.
Bu Memleket Bizim Platformu'na tepki
Bu Memleket Bizim Platformu'nda yer alan kadın örgütleri adına Verheugen'e gönderilen mektubu da eleştiren Merkez, bu mektubun kullandığı "resmi dili" ve üslubunu onaylamadığını açıkladı.
"Kadın Araştırmaları Merkezi 1991'de kuruluşundan bu yana, iki toplumdan kadınlar arasında iletişim kurulması, Kıbrıs'taki toplumlar arasında bir barış kültürü oluşması için çalıştı.
Kuzeydeki rejimin bizi 'marjinalize etme' çabasına karşın, alternatif düşünce biçimimizi alternatif bir dille ifade etmeye çalışıp iki tarafta kullanılan 'resmi dil'den kaçındık. O nedenle Sayın Verheugen'e gönderilen mektubun üslubunu onaylamıyoruz çünkü bu bizim üslubumuz değildir." (BB)