KAMER Vakfı ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı işbirliği ile yürütülen "Bedenim Benimdir" kampanyasında sona doğru gelinirken, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan psikolog Doç. Dr. Ufuk Sezgin cinsel şiddet vakalarının değerlendirildiği projeyi bianet'e anlattı.
Bedenim Benimdir projesi, kadınların Adli Tıp Anabilim Dallarına yaptıkları kişisel başvuruların Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmamasına bağlı olarak ortaya çıktı.
Sezgin, "Bize kişisel olarak başvuran kadınların ücret ödemeleri gerektiği için değerlendirmeleri yapılamıyor, çünkü mahkeme kanalıyla gönderilmediyse SGK adli tıbbi değerlendirmelerin ve raporlamanın ücretini karşılamıyor. Adli tıp uygulamalarını sağlık hizmeti kapsamında görmüyor. İkinci görüş hakkı sistemin içinde tanımlanmıyor.
"Bunun üzerine, KAMER'den Nebahat Akkoç'la konuşurken bu projeyi hayata geçirmeye karar verdik. Asıl amacımız araştırma yapmak değil, kadınlara yardım etmekti. Tabi bu bir Avrupa Birliği projesi olduğu için başvurucuların değerlendirmeleri sırasında ortaya çıkan verileri de derlemiş olduk."
SGK neden Adli Tıp masrafını karşılamıyor?
Adli tıbbi değerlendirmeler sağlık sisteminde "bilirkişilik hizmetleri" olarak geçtiği için mahkeme kararı olmadan yapılan kişisel başvuru SGK kapsamına girmiyor. Eğer bir mahkeme kararı varsa Adalet Bakanlığı ücreti karşılıyor.
Sezgin, "Kadınların kimisi yasal işlem başlatmak istemiyor ama sonrası için elinde belgesi olsun istiyor. Bazıları mahkemenin yönlendirdiği bilirkişilik kurumunu beklemek istemiyor ya da resmi bilirkişilik kurumunu güvenilir bulmuyor. Dolayısıyla bu proje çok önemliydi" diyor.
23 ilde 240 toplantı
Proje kapsamında yapılan toplantılarla Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki psikologların konu hakkında bilgilenmeleri sağlanırken, KAMER 23 ilde 240 mahalle toplantısı yaptı, bu toplantılara 4398 kadın ve 300 kamu görevlisi katıldı.
Mahalle toplantılarına katılan cinsel taciz mağdurlarından yaşadıkları yerden ayrılabilecek durumda olanlar ise İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'na yönlendirildi. Burada kadınların psikolojik değerlendirmeleri ve genel beden muayeneleri yapıldı.
İstanbul'a gelemeyen kadınlar ise KAMER'in Diyarbakır'daki merkezinde yine Ufuk Sezgin, Şebnem Korur Fincancı ve meslektaşları tarafından değerlendirilip, muayene edildi. Psikoterapi ve psikiyatrik tedavileri için kendi bölgelerindeki sağlık kuruluşlarında yönlendirildi.
Saldırganların yüzde 89'u tanıdıkları erkekler
Bedenim Benimdir projesiyle ilgili veriler şöyle:
* Projeye 47 kişi katıldı. Bunlardan 40'ı cinsel şiddet mağduru kadınlar, yedisi ise (biri erkek) cinsel şiddete tanık olanlardan oluşuyor. Sezgin, tanıklık nedeniyle değerlendirmeye girenlerin mağdur kadınların yakınları ve çocukları olduğunu söylüyor.
* Projeye katılanların yüzde 34'ünü ensest mağdurları oluşturuyor.
* Kadınlardan yüzde 13'ü tanımadıkları, yüzde 87'si tanıdıkları erkeklerin cinsel şiddetine maruz kalmış. Yüzde 49'una kocaları, eski kocaları ve sevgilileri cinsel şiddet uygulamış.
* Saldırganların yaş ortalaması 39 ve çoğu ilkokul mezunu.
* Kadınlardan 22'si bekar, dokuzu evli, 16'sı boşanmış. Boşananlar çoğunlukla şiddet nedeniyle boşanmış. Evli olanların ise sadece yarısı isteyerek evlenmiş.
* Saldırıların yüzde 49 evde, yüzde 11'i ev ve ev dışı olmak üzere farklı yerlerde, yüzde 40'ı ev dışında gerçekleşmiş.
Adli Tıp'taki vakaların çoğu cinsel şiddet
Aile içi cinsel şiddetin çok sık yaşandığını belirten Sezgin, bunun artık yasalarda suç olarak tanımlandığını, cinsel şiddete dair gerekli belgelendirmeler yapıldığı takdirde yasaların caydırma ve cezalandırma açısından eskiye göre çok daha iyi işlediğini söylüyor.
Sezgin, Adli Tıp Anabilim Dalına gelen başvuruların neredeyse dörtte üçünün cinsel şiddete maruz kalan kadın ve çocuklar olduğunu da belirtiyor.
Cinsel şiddete uğrayanların ne yapması gerekir?
Sezgin'e son olarak cinsel şiddete uğrayan bir kadının yapması gerekenleri soruyoruz:
"Eğer mümkünse olayın hemen ardından, yani cinsel şiddetin izleri, delilleri yok olmadan en yakınlarındaki hastanenin acil servisine giderek muayene olmaları ve belgelenmesini talep etmeleri lazım.
"Eğer yaşadıkları yerlerde üniversite hastaneleri varsa, Adli Tıp Anabilim Dalına başvursunlar. Buraya yapacakları başvuruları hem erken dönemde, hem olayın üzerinden uzun zaman geçtikten sonra yapabilirler. Çünkü biz bu başvuruları sadece fiziksel etkileri değil, ruhsal etkileri üzerinden de değerlendiriyoruz. İleri psikiyatrik rapor, başka bölümlerden değerlendirme ve ileri araştırmalar isteyebiliyoruz. Değerlendirmelerimizi bütünlük içinde yapıyoruz.
"Adli Tıp Anabilim Dalında daha detaylı araştırdığımız için, üstü örtülmüş, delilleri toplanmamış vakalara da yardım edebiliyoruz." (ÇT)