Haberin İngilizcesi için tıklayın
25 Kasım 2017'de baba E.D. yedi çocuğundan en büyüğünün “Babamız bizi istismar ediyor” şikayeti üzerine Ağrı Doğubeyazıt'ta tutuklandı. E.D., iki buçuk yıl sonra 19 Aralık 2019'da yargılama sürerken tahliye edildi.
Avukatlar ve can güvenliklerinden emin olmayan aile üyeleri, E.D.'nin tekrar tutuklanmasını talep ediyor.
19 Aralık 2019'daki tahliye kararı “uzun tutukluluk hali”, “tanıklar üzerinde artık baskı kuramayacağı” gerekçesiyle verildi. Oysa avukatlara göre, tutukluluğun devamını gerektiren "kuvvetli suç şüphesi"ne dair pek çok delil bulunuyor.
Baba, avukatların dikkat çektiği üzere yedi çocuğuna değil beş çocuğuna yönelik TCK 102 ve 103. maddeleri uyarınca "cinsel istismar ve cinsel saldırı"dan yargılanıyor.
Oysa, soruşturma yedi çocuğun da cinsel istismar mağduru olduğu şüphesiyle başlatılmıştı. Yaşları 20, 18, 16, 13 ve 10 olan beş çocukla eşzamanlı ifadeleri alınan diğer iki çocuk yaşadıklarını anlatmışlardı.
E.D.’nin sağlık sorunları öne sürülerek İstanbul’da tedavi görmesi gerektiği gerekçesiyle "adli kontrol" de kaldırıldı. Çocuklar, iki gün içerisinde başka bir kente taşındı. Failin eşi de mağdur. 13 yaşında evlendirilmiş ve evliliği boyunca pek çok kez şiddete maruz kalmış.
Davanın avukatları Sena Yazıbağlı, Çağla Deniz Felamur Baylan, Mehmet Baran Selanik, Fertan Ertekin ve Perihan Çağrışım Kayadelen, davadaki cezasızlığın kamuoyu tarafından bilinmesini istiyor.
Süreci bianet'e istismara uğrayan ve şikayetçi olan en büyük çocuk E. ve davanın avukatlarından Sena Yazıbağlı anlattı.
Abla E anlatıyor
Dava açmaya kız kardeşimin dayanacak gücü kalmayınca karar verdim. Her şey başlayalı (cinsel taciz) iki buçuk sene olmuştu. Ben o sene sınava girmiştim, kardeşlerimi de evden uzakta tutmak için yatılı yerlere göndermiştim.
Sonrasında avukat aramaya başladım. Bu süreçte Ankara ve İstanbul’da sokakta kaldığım zamanlar da oldu. Sena Abla, ‘Dava için gönüllü olarak seninle çalışmak istiyoruz’ dedi. Hayatımın en güzel günüydü. Saatlerce ifadem alındı, çünkü ben zorlandıkça ara verdiler. Sonra o gün ‘Artık yalnız değilsiniz’ dediler. O gün bugündür yalnız değiliz gerçekten.
Başka şehir
Hep birlikte memlekete gittik ve dava açıldı. Bütün ailem iki gün içerisinde başka bir şehirde yaşamaya başladı. Mahalleli evden iğne almamıza izin vermedi.
Ama yine avukatlarımız ve bizimle dayanışan insanlar, ev kurmamıza yardım ettiler. Süreç tabii ki çok zor ilerledi.
Duruşmalar
Mahkeme süreci özellikle, hepimiz için çok yıpratıcıydı. Polis zoru ile götürülme kararımızın olduğu duruşma en kötüsüydü. En küçük kardeşlerimi ve tabii hepimizi uzun bir süreden sonra faili görmeye mecbur kıldılar.
Sorular çok aşağılayıcıydı, avukatlarımız her seferinde müdahale etti. Fail bir süre sonra önce denetimli serbestlikle bırakıldı. Sonra denetimi de kalktı. Biz sadece adalet istiyoruz.
Avukat Sena Yazıbağlı anlatıyor
Atılı suç, çocuğun cinsel istismarı. Bir babanın yedi çocuğu istismar ettiği iddia ediliyor. İstismar edilmediği iddia edilen iki çocuk hakkında da istismar edildiklerine dair bilgi sahibiyiz. Tabii bu noktada istismar kavramını daha geniş çaplı olarak ele almamız gerektiğini biliyoruz, keza kanun da bize bunu söylüyor.
“Güvenlik"
En büyük abla bize ulaştı, büyük bir gizlilik içerisinde. Pek çok yere gidip istismarı anlattığını ancak farklı gerekçelerle reddedildiğini söyledi.
Kabul edilmemesinin en önemli nedenlerinden birinin de ailenin bir aşirete mensup olması ve bölgede güvenlik sorunu yaşama ihtimallerinin yarattığı baskı.
Ayrıca kendisine suçun gerçekleştiği yerden suç duyurusunda bulunması gerektiğini söylemişler. Bunu da yapabilirdi ama küçük bir yer olduğu için orada bir suç duyurusunda bulunduğu anda dosyanın şeffaflıkla takip edilmemesi ve ailenin üzerinde baskı uygulanması olasılığı çok yüksekti.
“Kurtulduk”
Abla E. bize ulaştıktan sonra suç duyurumuzla birlikte direkt Ağrı’ya, savcının yanına giderek durumu aktardık. Savcı anında kolluk amirini çağırarak bir operasyon düzenlemesi gerektiğini söyledi.
Eşzamanlı olarak çocuklar okuldan alındı ve eve baskın düzenlendi. Sanık alındı. Çocuklar karakola getirildiler. Meslek hayatımız boyunca unutamayacağımız anlar yaşadık burada. Bazı çocuklar “Kurtulduk,” diye ağlayarak karşıladılar bizi.
Nöbet
Karakol süresince eşzamanlı olarak alınan ifadelerden anladık ki bütün çocuklar bir şekilde istismar edilmişler ve birbirlerini sürekli koruyup kollayan bir durumda olmuşlar.
Örneğin sanığın çocuklar banyo yaparken aniden banyonun kapısını açıp içeri girmek gibi eylemleri olduğu için büyük ablanın küçük kardeşlerini korumak için kapıda nöbet beklediği bilgisine sahibiz.
TCK 102-103
Dosyada var bunların hepsi. Bunlar korkunç iddialar. Günün sonunda sanık ifadesi alınır alınmaz tutuklandı ve ardından 2,5 yıl kadar tutukluluk hali devam etti. TCK 102. ve 103. maddeden yargılandı.
Bunlar neler? Çocuğun cinsel istismarı ve cinsel saldırı suçları. Bir kısım çocuklar çocuk olarak geçtiği, diğerleri de 18 yaşın üzerinde olduğu için bu maddelerden yargılanıyor kişi.
Tahliye edilmesi sakıncalı.
Hukukun, yargıçların gözetmesi gereken bir durum. Hâlâ devam eden bir tehdit sözkonusu. Ailenin üzerinde hâlâ koruma kararı var ve adresleri gizli. Aile Mahkemesi anne ve çocuklara dair böyle bir karar verirken, Ağır Ceza Mahkemesi sanığın tahliyesine karar verdi ne yazık ki.
Akraba tehdidi
Akrabalar da aileyi ve avukat olarak beni tehdit ediyorlar. Örneğin mahkemede şahsıma ilişkin tehditler olması nedeniyle biz can güvenliğimiz olmadığını belirtiyorduk ve çevik kuvvet geliyordu.
Ardından biz dosyanın yerinin değiştirilmesini talep ettik ve dosya Erzurum’a taşındı. Ancak Erzurum’a da sanığın ailesi kalabalık bir şekilde gelmeye devam etti. Mahkemenin verdiği karar bir adli kontrol kararıydı.
Denetimli serbestlik
Haftanın üç günü sanığın imza atması ve Ağrı’dan çıkmamasını şart koşuyordu. Daha sonra sanığın rahatsızlıkları olduğu gerekçesiyle, dosyaya sundukları sağlık sorunları bahane edilerek İstanbul’da tedavi görmesi gerektiği gerekçesiyle adli kontrolü de kaldırıldı geçen ay, yani Haziran'da.
Bu olayın duyulması gerekiyor. Bir bölgede veya şehirde, boşanma oranlarının azlığı o bölgedeki kadınların mutlu mesut yaşadıkları anlamına gelmez. Yasal haklara erişimde zorlandıklarını, bu konuda baskılandıklarını gösterir çoğu zaman.
(TY/APA)