Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bir eylem sırasında kalabalığa ateş açarak bir kişinin ölmesine yol açan askerin "bölgenin özellikleri" nedeniyle beraatine karar verdi.
Siirt'te 2005'te içinde iki jandarma erinin de bulunduğu askeri bir jiple Jandarma Özel Harekât Tabur Komutanlığı'ndan ayrılan uzman çavuş G.Y., il merkezinde basın açıklaması yapan 150-200 kişilik bir grupla polis arasında çıkan çatışmanın ortasında kaldı. Kalabalığın bir bölümü G.Y.'nin kullandığı cipe de taş attı ve iki asker hafif yaralandı.
Çavuş, uyarılara rağmen saldırı sürünce silahını aracın yan camından çıkarıp ateşledi. Kalabalığa doğru yedi kurşun atan uzman çavuş, Abdullah Aydan'ı öldürdü. Siirt Ağır Ceza Mahkemesi, açılan davada G.Y.'nin beraatine hükmetti. Temyiz üzerine karar Yargıtay'a geldi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı askerin "taksirle ölüme sebebiyet vermek"ten cezalandırılmasını istedi.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi beraat kararını onadı; savcılık buna da itiraz etti ve dava Ceza Genel Kurulu'na taşındı. Savcılık, kalabalığın askeri aracı çevrelemediğini, kalabalığın sayısının belirtilenden az olduğunu, sanık askerin ateş etmeden önce uyarıda bulunmadığını vurguladı.
Ancak, kurul 18 Mart 2009'da aldığı kararla bu itirazı reddedip dairenin kararını onadı. Geçen hafta yazılarak taraflara tebliğ edilen gerekçeli kararda, "Kürdistan faşizme mezar olacak", "Burası Kürdistan Türkiye değil" sloganları atan kalabalığın, askeri araca ciddi biçimde zarar verdiği, iki askerin yaralandığı, bu eyleme karşılık savunma hakkı doğan G.Y.'nin gerçekleştirdiği savunmanın, saldırı ile orantılı olmadığı belirtildi. Bu durumda, ancak, mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan dolayı sınırın aşılmasının "cezasızlık nedeni" olabileceği belirtildi.
"Ölüme yönelik sözlerle de desteklenen fiili saldırının ağırlığı, uyarılara karşı artarak devam etmesi ile bölgenin özellikleri bütün olarak göz önüne alındığında, yasal savunmada sınırın mazur görülebilecek bir korku ve telaşla aşıldığının kabulü gereklidir."
Yerel savcılık, yerel mahkeme, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin "Ölen kişi, saldırganlar arasında değildi" tespitine rağmen kurul kararını, ölen kişinin saldırganlar arasında bulunduğu yorumuna dayandırdı.
Yargıtay'ın içtihat niteliğindeki bu kararına göre, kalabalığın silah ya da bıçağa sahip olmadığı, taşlı saldırıda bulunduğu olaylarda, benzer bir korku ve telaş yaşayan güvenlik görevlisinin açtığı öldürücü ateş, ceza nedeni sayılmayacak.(GT/EÜ)
* Gökçer Tahincioğlu'nun Milliyet'te yayınlanan haberini kısaltarak aktardık.