Uygurlarla Han Çinlileri arasındaki çatışmaların meydana getirdiği gerginlik giderek artmaya devam ediyor.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygurlarla Çinliler arasındaki çatışmada resmi rakamlar 170'e yakın ölü gayriresmi kaynaklar bu sayıdan çok daha fazla ölü olduğunu söylüyor.
Yaralı sayısı da 828 olarak bildirildi. Bölgenin başkenti Urumçi'de ise sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Olaylar, 26 Haziran'da Guangdong eyaletindeki oyuncak fabrikasında, Han ve Uygur işçiler arasında meydana gelen bir kavga ile başladı. 8 Uygur'un öldüğü, 160'ının ise yaralandığı kavgadan hemen sonra çekilen görüntülerde, yerlerde yatan yaralı ve ölü Uygurlar yer alıyor. Görüntülerde, saldırıdan sonra olay yerine gelen ambulanslara konulan Uygurlara yönelik tehditlerin devam ettiği görülüyor.
Çin medyası, olayların sebebini, Uygurların Çinli kadınlara taciz etmesi olarak gösterse de Uygurlar bunun tam tersi olduğunu dile getiriyor.
Olay Kaşgar'a sıçradı
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de çıkan olayların ardından, protesto gösterileri bölgenin kuzeybatısındaki Kaşgar kentine sıçradı.
Kaşgar'daki görgü tanıkları, öğleden sonra İdkah Camisi'nden ayrılan 300 üniversite öğrencisinin polis tarafından durdurulduğunu, ancak bir arbede yaşanmadığını aktardı.
Sincan yönetimi ise ayrılıkçı Uygurlar'ı suçlayarak, bölgede çoğunluk olan Çinlilere saldırdıklar düzenlediklerini öne sürdü.
Özgür ülke talebi
Bölgede sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Urumçi'de gece bazı caddeler trafiğe kapatılıdı. Yetkililer, olay çıkarmaya çalışan kişilerin gözaltına alınacağını ve cezalandırılacağını açıkladı. 8 milyonluk Uygun nüfusunun bir kısmı Çin'den ve çoğunluk Han nüfusundan ayrılmayı istiyor. Yerel hükümet tarafından bu sabah yapılan açıklamada, ''olayın yurtdışındaki unsurlar tarafından kışkırtılan ve yurtiçinde organize edilen, planlı ve örgütlü bir şiddet suçu olduğuna dair bulgular bulunduğu'' ifade edildi. Açıklamada, Dünya Uygur Kongresi'nin destekçilerini bir süredir internet yoluyla ''daha cesur olmaya ve daha büyük işler yapmaya'' kışkırttığı iddia edildi.
"Binlerce yaralı var"
Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, ''Gelişmelerden endişeliyiz. Aldığımız bilgilere göre, ölü sayısı 500'ün üzerinde. Binlerce yaralı var'' dedi. Televizyonların tek yanlı yayın yaptığını iddia eden Tümtürk, Uygurlar'ın arabaları yaktığı ve bariyerleri devirdiği gösteriliyor ama Çinlilerin yüzlece Uygur'u öldürdüğü verilmiyor açıklamasını yaptı.
Thorolf-Rafto Ödüllü Rabia Kadir
Sincan Özerk Uygur Bölgesi'nde yaşanan Uygurların isyanın arkasında Rabia Kadir'in adı öne çıktı.
Çin kaynakları olayları dış güçlerin kışkırttığını belirtirken Kadir'i ağır bir dille suçladı. ABD'de sürgünde yaşayan Kadir ise ülkesinin özgürlüğü için ön plana çıktığını ilan eden bir siyasi figür olarak kendini gösteriyor.
Eski bir iş kadını olan Kadir, ulusal güvenliği zedelediği gerekçesiyle 1999'da tutuklanmış ve 17 Mart 2005'te kefaletle serbest bırakılarak tedavi olmak için ABD'ye girmişti.
Kadir Çin Halk Kongresi'nde 1997 yılında yaptığı bir konuşmada Çin'in Sincan politikasını çok sert eleştirdi ve bu yüzden Halk Kongresi'nden çıkarıldı. 1999 yılında Kadir Hükümet sırlarını kamu oyuna taşımakla suçlandı ve 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2005 yılında uluslararası baskı sonucu serbest bırakıldı. Özgürlüğüne kavuşan Kadir ABD'ye iltica etti.
Çocuklarının beşi hala Çin'de tutulmakta ve gizli servis tarafından izlenmekte olduğu öne sürülüyor.
2006'nın Kasım ayında Münih'de yeni kurulan Dünya Uygurlar Kurultayı'nın başkanı ilan edildi. 2004 yılında Norveç'te, insan hakları için savaşmasından dolayı Thorolf-Rafto Ödülü'nü aldı.
"Olaylar Gül'ün ziyaretinden sonra başladı"
TÜRKSAM Ortadoğu Uzmanı Arif Keskin, Çin'de patlak veren olayların nedenini bölgenin demokratik yapısını değiştirme cabası olarak gösterdi.
Keskin şöyle konuştu:
"Hükümet Çinlileri oraya taşımaya başladı. Ciddi bir şekilde nüfusu oraya kaydırdı. Oradaki Türkistanlıları Çin'in diğer bölgelerine taşıdı. Nüfus dengesini kendi lehine değiştirmek istedi. Şu anda yarı yarıyla gelmiş vaziyette nüfus. Demir yumruk diyebileceğimiz acımasız bir yanıt veriyor. Terörizm konusu öyle bir hal aldı ki Uygurlar Çin'in neresine giderlerse gitsinler terörist muamelesi görmeye başladı."
Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk ise, olayların cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ziyareti sonrası yaşandığına dikkat çekerek "Böyle bir diplomatik anlayış böyle bir nezaket olamaz. Tamamen Türkiye Cumhuriyeti'ne kaşı Çin devletinin bir provokasyonudur. Bu provokasyonu çok iyi okumak lazım. Türk dünyasına karşı bir suikast, Gül'ün ziyaretini sindiremediler" dedi. (AA/EZÖ)
* Ayhan Albayrak çevirdi ve derledi.