14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü vesilesiyle görüştüğümüz Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi-Sen) Genel Başkanı Abdullah Aysu Türkiye'de çifçilerin durumunu değerlendirdi.
Şirketleşmeye dayalı tarım politikalarının çiftçiyi yok oluşa götürdüğünü söyledi. Kimyasal gübre ve hayvanlara GDO'lu yem yedirilmesiyle ilgili olarak bunların merkezi politikanın sonucu olduğunu, teşvik edildiğini, sorumluluğun çiftçilere yüklenmemesi gerektiğini anlattı.
Türkiye'deki tarım politikaları sonuçlarını da göz önüne alırsak hangi eksen üzerine oturuyor?
Türkiye'deki çiftçiliğin şu anda kat ettiği yol dünyadaki diğer çiftçilerle benzer. Neoliberal politikalar, serbest piyasa politikalarıyla birlikte dünya ölçeğinde çiftçiliğin ortadan kaldırılması, yerine tarımın şirketleştirilmesi gibi bir yönelim var. Bu yönde hızla ilerliyor.
Bir yandan bu politikaları uygulayanlar bir yandan kravatlarıyla çıkıp şatafatlı bir biçimde çiftçiler gününü kutlayabiliyorlar. Bu bize inandırıcı gelmiyor.
Çiftçilerin ne tip talepleri var?
Çiftçilerin asıl talepleri şu: Üretim girdilerinin üzerindeki ÖTV'lerin ve KDV'lerin kaldırılması. Üretim girdilerinin ucuz, maliyetlerin fiyatların gerisinde kalmasını talep ediyoruz.
Bize verilen ürün fiyatları maliyetlerin altında oluyor, dolayısıyla her yıl zarar ediyoruz ya da başa baş zor çıkıyoruz.
Çiftçilik yapmak çok güç hale geldi. Artık kimse arzulayarak bir meslek olarak çiftçilik yapamıyor.
Çiftçi odaklı ve doğru tarım politikalarını içeren bir strateji nasıl üretilebilir?
Çiftçinin devam edebilmesi için gelişmiş ülkelerde uygulanan fiyat politikasının Türkiye'de de uygulanması gerekiyor. Bu da maliyet + yüzde 25 kazanç + insanca yaşam payı üzerinden belirlenecek fiyat çiftçiler için acil bir ihtiyaçtır.
Ancak önüne tarımda şirketleştirmeyi koymuş olan bu hükümetin bunu yapması mümkün değildir.
Sütten kimyasal ilaçlara kadar uzanan tartışmalar var...
Şu anda sütte ve başka ürünlerde tartışma konusu olan birçok ürün üzerinde ilaç kavgasının döndüğü bir ortamda uygulanan tarımsal üretim modeli de yanlıştır. Çiftçi kaynaklı çok ilaç kullanılıyor veya çiftçinin ürettiği sütlerden dolayı zarar görülüyor gibi bir algı kamuoyunda yaygın.
Ancak herkes bilir ki üretim modelleri doğrudan merkezi hükümet politikalarıyla belirlenir. Merkezi hükümetin politikaları eğer kimyasal ilaca, kimyasal gübreye, fosil yakıta bir üretim öngörüyorsa; destekler ve politikalar bu yönde geliştiriliyorsa çıkarılan biyogüvenlik yasasıyla da hayvanlara GDO'lu yem yedirilmesine yasal olarak izin ve ortam hazırlanıyorsa bunun sonuçlarının çiftçilere mal edilmesi son derece yanlıştır.
Genel bir politika olarak ne önerilebilir?
Bunun için çok da ahlaklı bir biçimde kimyasala dayalı olmayan hayvan yetiştiriciliğiyle bitkisel üretimin bir arada yapıldığı, bunların çıktılarını da birbirine kullanıldığı bir üretim modeli dünya için de Türkiye için de gezegenimiz için de gereklidir. (YY)