Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçları, 2005 yılı Ocak ayından itibaren hareketli üçer aylık dönemler esas alınarak her ay açıklanmakta ve sonuçlar, ilgili üç aylık dönemin ortasındaki ay adıyla anılıyor. Bu yeni seride Şubat ayı I. dönem, Mayıs ayı II. dönem, Ağustos ayı III. dönem ve Kasım ayı IV. dönem sonuçlarına karşılık geliyor.
Neoliberal politikalar tarım yapılarını tasfiye ediyor
Bağımsız Sosyal Bilimciler 2006 Yılı Raporu'na göre;1999 sonrası dönemde tarımda uygulamaya konan neoliberal politikalar ile tarımdaki istihdamın durumunu birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye'deki mevcut tarım politikalarının sonucunda tarıma yönelik desteklerin milli gelirin yüzde 3'ünden yüzde 0,7'sine geriletilmiş, tarımsal örgütlenmenin, Tarım Satış Kooperatifleri birliklerinin zayıflatılmış, tarımın özellikle son üç yılda net ithalatçı konumuna getirilmiş olduğu ortaya çıkıyor.
Bu uygulamalar sonucunda Türkiye'de tarım yapıları hızlı bir şekilde tasfiye sürecine sokulmuştur. Böylece, milli gelirdeki payını son derece hızlı bir şekilde yitiren tarım sektörü daha da hızlı bir şekilde istihdam kayıpları yaşamakta, aynı zamanda da kırsal göç ve kentsel/kırsal işsizlik oranları yükseliyor.
Bir yılda tarımdan kopan çiftçi sayısı 778 bin kişiye ulaştı
2006 yılı Mayıs döneminde 7 milyon 266 bin kişi olan tarım sektöründe çalışan sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 778 bin kişi azalarak 6 milyon 488 bin kişiye düşmüş.
tablo
Tarımsal istihdam oranı yüzde 32'den yüzde 28'e düştü
Mayıs 2006 döneminde istihdam edilenlerin yüzde 28,4'ü tarım, yüzde 18,7'si sanayi, yüzde 5,8'i inşaat, yüzde 47,1'i ise hizmetler sektöründe. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, tarım sektöründeki istihdamın 3,6 puan azaldığı, buna karşılık hizmetler sektörü istihdamının ise 2,9 puan arttığı anlaşılıyor.
Altı yılda 1 milyon 800 bin çiftçi toprağından koptu
Geçmiş dönemde uygulanan tarımsal sübvansiyonların, küçük aile işletmelerinin ayakta kalmasına ve kır-kent göçünün bir ölçüde hafifletilmesinde önemli katkıları oldu. Tarım sübvansiyonlarının kaldırılması ile tarımdan çözülme ve kentlere göç ivme kazandı.
Tarımda istihdam azalırsa ülkenin gelişeceği kesin değil. Ancak, ülkeler geliştikçe tarımın toplam istihdamda payı azalır. Hatta tarımda istihdam payının yüksek olması, krizlerin en azından sosyal olarak daha düşük maliyetle atlatılmasını sağlayabilir. Aslında bir sonuç olan tarımdaki yüksek istihdam, kriz dönemlerinde sosyal ve ekonomik maliyeti azaltıcı etki yapabiliyor.
TÜİK'in yürüttüğü Hanehalkı İşgücü Araştırmalarına göre; 2000 yılının II. döneminde (Mayıs ayı) tarımda 8 milyon 307 bin kişi istihdam ediliyordu ve tarımın toplam sivil istihdamdaki payı yüzde 37,2 dolayındaydı. Tarımsal istihdam 2006'nın aynı döneminde 6 milyon 488 bin kişiye (istihdamdaki payı yüzde 28,4) düştü. Böylelikle 2000-2006 yıllarının Mayıs ayları itibariyle tarım kesiminde istihdam 1 milyon 800 bin kişi azaldı, başka bir deyişle son altı yıl içerisinde tarımdan kopanların oranı yüzde 22'yi buldu.
Tüm bunlara Tarım ve Köyişleri Bakanı'nın tepkisi ise "tarım nüfusu üç yılda 1 milyon kişi azaldı, buna rağmen üretim arttı" şeklinde oldu (Dünya, 21/08/2006).
Önceki yazımda da belirttiğim gibi, 9. Plan dönemi sonunda (2013 yılında) tarımsal istihdamın payı yüzde 19'a düşeceği öngörülüyor. Kırdan kopan milyonlarca insana diğer sektörlerde iş olanakları yaratılmaz ve işsizlik sorunu bugünkü boyutuyla devam ederse ülkeyi hangi sosyal çalkantıların beklediğini bugünden tahmin etmek için herhalde kâhin olmaya gerek yok. (NO/KÖ)