Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi-Sen), Bakanlar Kurulu’nun verdiği ithal edilen hububat ve canlı hayvan ürünlerinin gümrük vergisinin düşürme kararını eleştirdi.
Hububat-Sen merkez Yürütme Kurulu üyesi Hasan Karagöz ve Çiftçi-Sen Genel başkanı Abdullah Aysu imzasıyla yayınlanan açıklamada uygulama şu cümle ile özetlendi: “Buğdayın anavatanı Türkiye buğday ithal etmek için gümrük vergilerini düşürdü”.
2014 yılında Başbakan Ahmet Davutoğlu bir genelge ile “Gıda ve Tarım Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi” kurdu. Son Başbakan Binali Yıldırım tarafından bu komite bir genelge ile yapılandırıldı.
Söz konusu komite aldığı karar Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı ve 27 Haziran tarihli Resmi Gazete de yayınlandı. Komitenin kararı canlı hayvan, karkas et ve hububat ürünlerinin ithalat vergisi düşürülmesi yönündeydi.
Buğdayda yüzde 130 olan gümrük vergisi yüzde 45, arpada yüzde 130 olan gümrük vergisi yüzde 35, mısırda yüzde 130 olan gümrük vergisi yüzde 25 oldu.
İki soru, iki yanıt
Çiftçi-Sen açıklamasında soruyor: “Türkiye’nin bu ürünleri yetiştirme potansiyeli var mı?
Bu sorunun yanıtını ise, “Fazlasıyla var” şeklinde yanıtlıyor.
Diğer soru ise şu: “Gümrük vergisi ne zaman düşürüldü?”
Bu sorunun yanıtı da çarpıcı: “Buğday hasadının yapıldığı şu günlerde.”
Çiftçi-Sen bu iki soruya verdiği yanıtın sonucunu şöyle açıklıyor:
“Çiftçinin alınteri buğday geçen yıl ki alım fiyatlarının altına düştü. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) fiyat açıklamadı, alım yapmıyor. Tüccar dışarıdan ucuz buğday beklentisine girdi, alım yapmıyor. Çiftçi ise eli böğründe karar kara düşünüyor.
“Bir yandan buğday piyasasında kaos almış başını gidiyor. Diğer yandan çiftçilerin en büyük sorunu olan girdi maliyetlerinin yüksekliği ve sürekli artış göstermesi, ürün fiyatlarının ise onun gerisinde bırakılmasına bugüne kadar Hükümet cenahından bir çözüm üretilmiş değil.
“Tohum, gübre, tarım ilacı ve mazot gibi girdiler, zaten ithal ediliyor. Dövizdeki her yükselme üretim maliyetlerini artırırken izlenen fiyat baskılamaları ve ithalat kırbacıyla çiftçi ürün fiyatlarını düşük belirleme politikaları, çiftçileri üretemez duruma hızla sürüklüyor.
“Türkiye’de buğday ekim alanının 2014’de 7 milyon 920 bin hektardan, 2015’de 7 milyon 860 bin hektara ve 2016’da 7 milyon 670 bin hektara geriledi(ZMO). Yani çiftçinin üretme isteği ve gücü sürekli azalıyor.”
Peki, neden?
Bu noktada bir soru daha akıllara takılıyor: “Çiftçi neden üretemiyor, daha doğrusu üretimden vazgeçiriliyor?”
Bu soruya Çiftçi-Sen’in verdiği yanıt şöyle:
“Üretim girdilerinin sürekli artışı ve üretim girdilerine hükümet tarafından uygulanan yüksek orandaki vergiler çiftçide üretme isteğini köreltiyor, üretebilme gücünü yok ediyor.
“Ayrıca Türkiye'nin üretim girdileri, gümrük vergi indirimi uygulanan dışarıdaki gelişmiş ülkelerden çok pahalı. Şöyle ki; ABD’de mazotun litresi 2 lira 38 kuruş, Rusya’da 2 lira 22 kuruş Türkiye'de 4 lira 37 kuruş. Türkiyeli çiftçiler üretirken kullandığı mazota yaklaşık, bu ülkelerin iki katı kadar para ödüyor.
“Yine DAP (Diamonyum Fosfat) gübresinin tonu ABD’de 1.100 lira, Avrupa’da 1.270 lira, Türkiye’de 1.665 lira. Bizim çiftçilerin kullandığı ABD ve Avrupa ülkelerinkinden çok daha yüksek.
“Girdileri pahalı satın almak zorunda bırakılan Türkiyeli çiftçilerin girdilerine bir de hükümetlerce uygulanan yüksek vergiler, çokuluslu tarım ve gıda şirketlerine uygulanmıyor, tersine onlara ekstradan bir de gümrük vergi indirimleri yapılıyor. Böylece Türkiyeli çiftçilerden vergi yoluyla esirgenen refah, çok uluslu şirketlere gümrük vergisi indirimi yoluyla kazanç olarak sunuluyor.
“Bu fiyat politikaları çiftçiyi bitirme politikalarından başka bir şey değildir.”
Çiftçi-Sen’in talepleri
Hububat Üreticileri Sendikası olarak diyoruz ki:
- Gümrük vergi indirimi olarak uygulamaya konulan bu uygulama kabul edilemez. Derhal kaldırılmalıdır. Hali hazırda gümrük vergi indirimi nedeniyle hükümetin neden olduğu çiftçi refah kaybı çiftçilere ödenmelidir.
- İthalat değil, üretme hakkımızın korunması ve geliştirilmelidir.
- TMO’yu; üretici ve tüketici lehine piyasayı düzenlemek üzere görevini yerine getirmeye davet ediyoruz. TMO, ürün fiyatlarını; maliyet+%25 kazanç+insanca yaşam payını hesap edecek biçimde bir fiyat belirlemeli. Piyasayı düzenleyecek oranda ürün alımı yapmalı. Ürün bedellerini peşin ödemelidir.
- Türkiye’nin kendi vatandaşının gıda ihtiyacının misli karşılayacak potansiyele sahiptir. Hükümet bu potansiyeli doğru politikalarla değerlendirmeli.
- Çiftçilerin üretme hakkını engelleyen, gasp eden politikalar terk edilmeli, çiftçilere, ekonomik, bilgi desteği sağlanmalı ve verim artışına yönelik ıslah yoluyla katkı sağlayıcılığı kamu tarafından yapılmalı.
- Yanlış politikalar nedeniyle nedeni oldukları iklim değişikliğinin verdiği zararlar- verim düşüşleri hükümetler tarafından telafi edici ödemeler adı altında çiftçilere ödenmeli. (HK)
* Fotoğraf: TarımdanHaber