Cumartesi Anneleri / İnsanları herkesin bayram telaşı yaşadığı arife gününde yine “Herkes için adalet” diyerek İstanbul’da, Galatasaray Meydanı’ndaydı.
639. haftanın eyleminde Cumartesi İnsanları Mehmet Sait Zengin dosyasındaki cezasızlığın son bulmasını istedi.
Eylemde Sur'da katledilen Av. Tahir Elçi de anılırken, açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın taleplerinin karşılanması istendi.
Demir: Mezarları tahrip ettiler
Eylemde İbrahim Demir'in kızı Deniz Demir söz aldı. Kürtçe konuşan Demir, amcası ve babasının 24 yıl önce gözaltına alınarak kaybedildiğini ve cenazelerini kendi imkanlarıyla bulduklarını, mezarlarının birkaç gün önce tahrip edildiğini söyledi.
"Failler mezarlıkları tahrip edenlerdir. Bir bayram öncesinde mezarlık ziyareti yapmak isterken mezarlık tahribi ile karşı karşıya kaldık. Söyleyecek bir şey yok, kendi vicdanları ile baş başa bırakıyoruz."
Tosun: Mezar taşlarından bile korkuyorlar
Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun “Arife günlerinde herkes sevdiklerinin mezarı başında olmak istiyor. Biz bir mezar taşına hasret kalan insanlarız. Öyle bir ülkede yaşıyoruz, bize öyle bir acı yaşatıyorlar ki, insanların mezar taşlarından bile korkuyorlar" dedi.
"Gözaltında öldürüyorlar ve cenazesini vermekten korkuyorlar. Cenazeler bulunmuş ama o mezar taşlarından bile korkuyorsunuz, neden acaba? Biz bu çiçekleri Galatasaray'da yere atmak değil, mezar taşına koymak isterdik."
Kırbayır'dan Adalet Yürüyüşü'ne
Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır, çeyrek asra yakındır adalet aradıklarını söyledi ve isim vermeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ve Adalet Yürüyüşü’ne katılanlara seslendi: "Ey yollardakiler, Cumartesi Anneleri 22 yıldır burada, gelin omuz verin. Şimdi mi aklınız başınıza geldi?"
Eren: Sokaktayız
Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren de yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanının "Adalet sokakta aranmaz" açıklamasına yanıt verdi.
"Baskı, zulüm ve hukukdışı uygulamalar karşısında, tüm başvuru yollarımız sonuçsuz kaldığı için sokaktayız. Hukuku dışlayan bir iktidara karşı, adaleti dışlayan bir yargıya karşı başvuracak merciimiz kalmadığı için sokaktayız."
Ne olmuştu
36 yaşındaki Mehmet Sait Zengin Midyat’ta yaşayan bir esnaftı.
Nisan 1995’te gözaltına alındı ve 14 gün işkence gördükten sonra serbest bırakıldı. Serbest bırakıldıktan kısa bir süre sonra, 6 Mayıs 1995’te Mardin’den geldiklerini söyleyen iki sivil polis tarafından tekrar gözaltında alınarak beyaz bir Toros’la götürüldü.
Onun can güvenliğinden endişe eden ailesi Midyat’taki karakola başvurdu. Karakoldaki yetkililer “Bizde yok ama Mardin’e götürülmüş olabilir” dedi. Bunun üzerine aile Mardin’e gitti. Başvurdukları karakolda Mehmet Sait Zengin’i soran kardeşi “Onu ararsan sen de bu yolda gidersin” denilerek tehdit edildi.
Ailenin bütün başvuruları sonuçsuz kaldı. Mehmet Sait Zengin’den bir daha haber alınamadı. (YY)