Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili ve TBMM Tarım Komisyonu Üyesi Orhan Sarıbal, Tarım Bakanlığı’nın “hastalıklı” hayvan ithalatı yaptığını belirterek, konuyla ilgili soru önergesi verdi.
Sarıbal’ın, Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı’nın yanıtlamasını istediği sorular şöyle:
“Bakanlığınızın Mavi Dil virüsü ile ilgili, https://yasakli.tarimorman.gov.tr/ adresinden de görülen 30.10.2023 ve 13.05.2024 tarihli yasak kararlarının muhtelif muafiyetler ile geçersiz hale getirmiş olduğunu gösterir Almanya menşeili belgeler bakımından;
- 30 Ekim 2023'te almış olduğunuz yasak kararından sonra üst üste 13 Mayıs ve 30 Mayıs 2024'te yeni istisna kararları almanızın hangi bilimsel gerçekliği vardır? Hangi veteriner, hangi sağlık teknikeri, hangi karantina yönetmeliği, yöntemi, koşulları size bu izni verdi.
- İlk kararla 2 eyaleti 2. yasakla da 3. bir eyaleti kapsayan yasaklama kararınıza muafiyet olarak belirlenen, 2 eyaletten diğer eyaletlere transferi edilmiş hayvan sayısı nedir?
- Diğer bir muafiyet olarak belirlenmiş, ‘30 Ekim'den önce’ kararı ardından, kaç temaslı hayvan ithalata dahil edilmiştir?
- Bu önce 2, sonra 3 olan eyaletten daha önce bir ithalat var mıydı? Varsa miktarları nelerdir? Sizin aldığınız ithalat yasağı kararı 30.10.2023 sonrasında bir azalma oldu mu? Mevcut durum nedir? 13 Mayıs ve 30 Mayıs’ta almış olduğunuz yeni istisna kararlarıyla ithalatta bir artış var mı? Varsa bu ithal hayvanlar nerede ve ne durumdadır?
- Muaf tutulan 3 Alman karantina noktasında hayvanlar kaç aydır bekletiliyordu. Durumları neydi?
- Yasağa muafiyet olarak tanımlanan bu “3 karantina noktasından” kaç hayvan ithal edilmiştir?
“İktidarın kendisi halk sağlığı sorunu”
Konuya ilişkin dün (13 Haziran) sosyal medya hesabından da açıklama yapan Sarıbal, şöyle dedi:
“‘Kuduz riski’ ile katledilen sağlıklı hayvanlar bir yanda, hastalıklı oldukları Tarım Bakanlığı tarafından tescillendiği halde ısrarla ithal edilmeleri için yine Bakanlığın uğraştığı hayvanlar diğer yanda. Sorumlu makamlar ‘acele itlaf’ ile kanun tanımaz ve ön alır halde iken; taraflardan köpeklerin vahşice katlettiği, savunucuların ise ışık hızıyla şeytanlaştırılıp tutuklandığı durumda, gözetilenin ‘halk sağlığı’ olduğuna nasıl inanılabilir?
“İktidar ne canlının yaşam hakkı ne yurttaşın gıda hakkı ne de ‘halk sağlığı’ ile ilgilidir. Halk sağlığı lafız bu anlamda düpedüz bir kadırmacadır. Kuduz varsa mevzuatı da var, reçetesi de.
“Saldırgan hayvan varsa kuralı da var, kurumu da. Yani bu anlamda bir halk sağlığı sorunu varsa o da bu iktidarın kendisidir. Bu iktidar tüm kurumları ile en ağır halk sağlığı sorunudur.”