Dünya kadınlarının ve Türkiye'deki kadınların gündemindeki yoksulluk bu bildirgelerde yok. Şiddet var ama kadınların tarif ettiği gibi değil.
Cinsiyetçilik yok. Cinsiyetçilik yerine "Kadınlarımızın durumu zor," manasına gelecek cümleler var.
Her iki partinin bildirgesinde de, ILO'nun standartı, KESK'in talebi olan doğum izinlerinin arttırılması, babalara da doğum izni verilmesi yok. Özel alan yok, kadınların özel alandaki ezilmişliğine dair bir vurgu yok.
Daha da önemlisi, hem her alana dair uzun uzun verilmiş vaatler arasında, kadınlara dair bir tek söz yok. Örneğin, işsizliğin azaltılması ile ilgili bölümde kadınlar özel olarak yer almıyor. CHP'nin sayfalar dolusu vaatleri arasında bir tek kredi ve sigorta bölümlerinde birer satır olarak kadınlar da geçiyor.
AKP, kadınları sadece "Kadın Sorunu" bölümünde, CHP de, "Çağdaş Bir Türkiye; Kadınıyla Erkeğin Eşit Bir Türkiye İle Mümkündür," bölümünde hatırlamış.
Çünkü AKP'ye göre, "Sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi ve ailede mutluluk için", CHP'ye göre de "Çağdaş bir Türkiye için" kadınlardan söz etmek gerekiyor.
Ana başlıklar, alt başlıklar
Yine her iki partinin de kadınlara yer verdiği bölümler ilginç! CHP, "Varlık nedenimiz: Herkese Eşit Mesafede Duran Demokratik ve Laik Cumhuriyet... Kadınlar, Herkesin Hakkının Korunduğu Hukuk'a Dayalı, Sosyal Devlet" ana başlığı altında "Çağdaş bir Türkiye; kadını ve erkeği eşit bir Türkiye ile mümkündür" bölümünde yer alıyor.
AKP ise, "Sosyal Politikalar" ana başlığı altında, "Aile, Kadın, Gençlik" bölümünde kadınlara yer vermiş.
CHP bildirgesinde "kadın sorunu" tarif edilmezken, AKP bu "sorunu" şöyle tanımlıyor: "Kadınlarımız hayatın yükünü erkeklerle birlikte paylaşmalarına rağmen, hak ettikleri statüye kavuşamamışlardır. PARTİMİZ, uygulayacağı tüm politikalarda bu durumu göz önünde bulunduracaktır. Kadınlarımızın, erkeklerle birlikte toplumsal sorumluluğu yüklenecek statüye kavuşturulması temel hedefimiz olacaktır."
Sözleşme, eğitim ve şiddet
Sonuçta, her iki partinin bildirgesinde de kadınlar, sorunun özünden kopuk, eklektik bir biçimde yer alıyor. Ama gerek Türkiye'deki kadınların mücadelesi, gerek her iki partinin tabanındaki kadınların mücadelesi bildirgelerde kimi olumlu vurgulara neden olmuş. Örneğin, Her iki parti de Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'nin uygulanması, 1. maddede yer almış. Bu Sözleşme'ye dair mücadele on yılı aşkındır Türkiye'deki kadınların gündeminde, gecikmiş bir talep, ama olsun!
Her iki parti de eğitim konusuna dikkat çekmiş.
Her iki bildirgede de şiddet yer almış ama kadınların tarif ettiği gibi değil. AKP "Kadına yönelik şiddetin, cinsel ve ekonomik istismarın önlenmesi, muhtaç durumdaki kadınların desteklenmesi ve korunması, öncelikli politikalarımız arasında yer alacaktır," diyor.
CHP, bir adım daha atarak sığınaklardan söz ediyor: "Kadına karşı şiddet uygulanmasını engellemeye yönelik önlemleri alacağız. Kadınları şiddet karşısında izleyecekleri hukuki yollar konusunda bilgilendirecek çalışmaları geliştireceğiz. Sığınma evlerini yaygınlaştıracağız."
Vaat bile yok!
Sonuç olarak, eğer önümüzdeki dönem bu iki partiye mahkumsak, işimiz zor. Çünkü, aslında bize vaat bile etmiyorlar.