7 Haziran'da, Yenikapı'daki “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” her ne kadar gazetelerde “demokrasi” ve “birlik” kelimeleriyle sayfalar kaplasa da, bir yandan da Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) çağrılmamasıyla hem de “son dakika”da dahil olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun “yuh”lanmasıyla hatırlarda kaldı.
Öyle ki Kılıçdaroğlu'nun mitinge katılma kararı kendi partisi içinden de tepki gördü. CHP'li Devrimci Demokratlar Hareketi, 5 Ağustos'ta partisine #YenikapıyaGitme çağrısında bulundu.
CHP'li Devrimci Demokratlar 39 ilde örgütlü, meclislerle çalışıyor. CHP için "fikir üreten kadro" oluşturma gayretinde. Aralarından Barbaros Dinçer ve Necdet Saraç ile konuştuk. Dinçer, partinin tabanından gelen bir CHP'li, Saraç ise iki defa milletvekili adayı olmuş.
Dinçer ve Saraç, partinin, bilhassa da CHP yönetiminin 15 Temmuz darbe girişimi sürecindeki reflekslerini, Yenikapı kararını, dokunulmazlıkların kaldırılması konusundaki tutumunu eleştiriyor, söylemlerini “dengeci” buluyor ve CHP ile Türkiye solu için “yeni bir yol” çağrısında bulunuyor.
Söylemleri itibariyle “bilindik CHP”li resmine sığmayan cümleler kuruyorlar. Çağrısında bulundukları yeni yol için bir demokrasi birlikteliği, bunun için de herkesin geçmişleriyle yüzleşme sürecini gerekli görüyorlar. En başta da CHP'nin.
CHP'nin devrimci demokratlarıyla yaptığımız söyleşi şu şekilde:
"CHP siyasetini savunmadan çıkarmak gerekiyor"
CHP'li Devrimci Demokratlar kim?
Necdet Saraç (N.S.): Kendimizi grup, hizip ya da muhalefet hareketi olarak kabul etmiyoruz. Biz CHP'nin hem fikri hem de örgütsel olarak dönüşmesi gerektiğini savunan bir ekibiz. CHP bu örgütsel yapıyı değiştirmeli, siyaset yapma tarzını değiştirmeli, söylemlerini netleştirmeli diyoruz.
Biz tersten bakıyoruz, yüzde 25 dört kişiden birinin oyunu almak anlamına geliyor. Müthiş bir güç. Bu gücü harekete geçirecek bir yapılanmaya ihtiyacımız var. Bunun için de siyaset yapma tarzımızı savunmadan çıkarmamız lazım. CHP yazılı belgelerinin arkasında dursa bu ülke başka bir ülke olur, CHP de başka bir parti olur.
Hangi belgelerin arkasında durmalı?
N.S.: CHP'nin hem 7 Haziran hem de 1 Kasım bildirileri son derece düzgün bildirilerdi. Yalnızca iki maaş emeklilik ikramiyesi ve 1500 TL asgari ücrete indirgendi bildirge. Oysa bildirgenin özü öyle değil. Türkiye demokratikleşmeden Türkiye'nin temel sorunları dönüşmez, sosyal devlet olmadan yolsuzluk ve işsizlik çözülmez. Demokratikleşmeden Kürt meselesi, laiklik ve inanç sorununu, Alevi meselesini çözemezsin.
Barbaros Dinçer (B.D.): Devrimci Demokratlar olarak çoğulcu bir merkez tasarlanması gerektiğini düşünüyoruz.
"Halkçılık ilkesinde buluşulmalı"
Bu çoğulculuk CHP'de nasıl var olacak? Daha geçtiğimiz yıl CHP Beyoğlu İlçe Başkan Yardımcısı Barış Tınay, 19 Ocak 2015’te Agos önünde yapılan Hrant Dink anmasında "soykırım" panlartını taşıyanlardan CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Şafak Pavey ve Umut Oran’ın programa aykırı davrandıkları gerekçesiyle disipline verilmesi için parti merkezine dilekçe göndermişti. Bu çoğulculuk nasıl sağlanacak?
B.D.: Partinin merkezi ve programı köşeli ifadelerden oluşmadığından bu tarz çıkışlara karşı kırılgan oluyor. Partinin programını halkçılık ilkesinde ve yeniden özgürlükçü adalet ilkesinde tanımladığımız zaman CHP'nin Kürt meselesinde durduğu gibi Ermeni meselesinde de temel insan hakları mağduriyetlerinde kendisine bir duruşu tanımlayacak.
"CHP yüzünü sola dönmeli"
CHP'nin hedef kitlesi kim?
B.D.: CHP'nin yüzünü sola dönmesi gerekiyor. Tepeden inme, iki, üç kişinin karar verdiği bir hiyerarşiyle değil, bir katılımcılıkla, çoğulculukla yönetilmesini istiyoruz. Sadece fikirsel bir yenilenme değil yönetimsel bir yenilenmeden de bahsediyoruz.
N.S.: Siyasette yüz kişiden yüzünü kucaklamak mümkün değil. Hedef kitlenizi belirlemediğiniz sürece başarılı olamazsınız. Ancak iktidar olduğunuz zaman herkesi kucaklarsınız. Ben “Herkes için CHP” kavramının doğru olduğu düşünmüyorum.
Ancak, bu partide farklı renkler olacaktır. HDP'de Dengir Mir Mehmet Fırat'la Ertuğrul Kürkçü çok rahat yan yana gelebiliyor ya da Altan Tan'la Levent Tüzel çok kolay yan yana gelebiliyor.
Nasıl bir yan yanalıktan bahsediyorsunuz? CHP, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP ile ortak aday göstermekten kaçınmış, onun yerine Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile Ekmeleddin İhsanoğlu'nu göstermişti. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
N.S: Ben Yurt gazetesinde yazıyordum. Yurt'taki yazılarım İhsanoğlu yüzünden durduruldu. Çünkü ben İhsanoğlu'nun CHP gibi bir partide olmaması gerektiğini kerelerce yazdım. Benim gibi bir sürü CHP'li İhsanoğlu'nun yanlış olduğunu yazdı. Ama herkesin bildiği gibi parti meclisinin almadığı bir karardı. CHP ancak kendisi olursa başarılı olur. Sağdan devşirme aday belirleyerek başarılı olmaz. CHP'nin kendisi olması lazım.
CHP kim?
CHP'nin “kendisi”nden kastınız ne? Kimdir CHP?
B.D.: “Gezi'den ders aldım” diyip bir beton kralını aday göstermek demek değil. CHP'nin kendisi adalet arayışı içinde olmalı, bunu da çoğulcu demokrasiyle sağlamalı. İnsanlara başka bir demokrasi mümkün demeli. Yoksa sağda başarısızlığa uğramış adayları devşirmek eğreti duruyor, tabanda da içselleştirilmiyor, seçim kampanyalarında çalışmazlığa kadar varıyor ve başarısızlıkla sonuçlanıyor. Bu nedenle CHP özüne gerçek değerlerine dönmeli.
N.Ç.: Temel değerlerini sahiplenmeli. CHP, sol, demokrat ve sosyal devleti savunan bir parti. Demokrasiyi, laikliği ve özgürlüğü öne çıkaran bir parti. Bunu yaparken yüzünü sola dönmeli. 70 yıldır bu ülkeyi yöneten sağcılar birbirleriyle siyasi akraba. 15 Temmuz bize sağ ve siyasal islamcılar bitti.
Nasıl bu sonuca vardınız?
B.D.: Türkiye toplumunu daha ileriye taşıdıklarını, adalet ekseninde biraraya getirdiklerini iddia ettiler. Ama gerçekten olan bir takım emperyal güçler üzerinden bir takım talimatlarla ülkeyi yönettiler.
Ancak KONDA araştırması sokağa çıkanların yüzde 53'ünün Erdoğan'ın çağrısı üzerine olduğunu söylüyor.
B.D.: Tabii ki, halka başka seçenek bırakmadılar ki. Eğer ki en yakın binadaki televizyon kanalına gitmek yerine bir belediye başkanının evine giderseniz halka vereceğiniz tek mesaj “darbeye karşıyım” demek olur. Diğer yanda da çağın teknolojisi facetime üzerinden “sokağa çıkın” diyen dinlenir.
N.S.: Genel Başkan darbe gecesi en kötü ihtimal il binasında olmalıydı.
Kılıçdaroğlu Yenikapı mitingine neden katıldı?
N.S.: Üç tane kanun hükmünde kararname çıkarılmış. Kimse dönüp ne düşünüyorsun demiş. Meclis siyaseten tasfiye edilmiş durumda. Böylesi durumda diyalog, uzlaşma önemli. Ama siyaseti gerçekler üstüne mi kuracağız yoksa hayaller mi?
B.D.: Değerlerimizi mi ortaya koyacağız, yoksa dengelerden mi yana olacağız? Bizim değerlerimiz var. Değerlerimizde çoğulculuk varsa altı milyon oy almış bir partinin davet edilmediği bir ortam söz konusu.
Yeni dönemin siyasetinin içerik olduğu kadar usul yönünden de yeniden biçimlenmesi gerekiyor. Başta dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda. CHP'li milletvekilleri dokunulmazlık konusundaki kararı Ahmet Hakan'ın programından öğrenmek zorunda değil, ve CHP'liler Yenikapı'ya gideceklerini apar topar olağanüstü toplanan MYK'da öğrenmek zorunda değil. Partinin kendi kurullarını işletmesi aynı zamanda kendi özüne dönmektir. Bu çağda bu tip kararların alınması çok büyük lüks.
15 Temmuz'dan bu güne CHP yönetimi ve tabanı bu süreci nasıl yönetti?
B.D.: Tüm Türkiye solu ve CHP tabanı da bu süreçteki kararsızlığı yön veremeyenlere borçlu. Daha kararlı duruşta bulunup, daha sağlıklı bir şekilde “il merkezlerinde toplanıyoruz, CHP seçmenleri il merkezlerine gidiyor” olsaydı, CHP'nin de örgütünden tabanından devrimci demokrat çıkışlar yaşanacaktır. Türkiye'de sol hiçbir zaman sokaktan çekilmemişti.
N.S.: 14 Temmuz'da Türkiye demokratik bir ülke olsaydı 16 Temmuz sabahı başka bir şey olur. Ama Türkiye antidemokratik bir ülkeydi. Altı, yedi şehrin ilçenin yok edildiği, parlamento fiili olarak AKP'nin hegemonyasında olduğu, kuvvetler ayrılığı ilkesinin ortadan kaldırıldığı bir ülkeydi.
Uzlaşmak bile güçle alakalıdır. CHP doğru durursa, solun çekim merkezi olabilir. Türkiye ve solcular mutsuzlar topluluğuna dönüşmüş durumda. Siyasette eğer siz umudu büyütemezseniz, dalga yaratamazsanız devam eder. CHP tüm solcuları, sosyal demokratları, adalet isteyenleri, kadın hakları savunucularını, eşcinselleri, hayvan hakları savunucularını kucaklayabilecek demokrasi forumları yapmalı. Bu işin öncülüğünü CHP yapmalı.
"Sol parti dokunulmazlığın kaldırılmasına evet demez"
Peki diğer kesimler CHP'nin öncülüğünü kabul edecekler mi? Geçmişiyle bugüne dek sadece Dersim üzerinden yüzleşmiş ama daha birçok meselesini bünyesinden barındıran CHP öncü olabilir mi?
B.D.: Bir anda bir mitingle olmaz. Bir süreç işi.
N.S.: Yeni bir dalga yaratmak, bir heyecan yaratmak lazım. CHP'nin de bagajında çok şey var. Dokunulmazlıklar mesela. Bir sol parti milletvekili dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet diyemez. Biz “evet” oyu verenleri deşifre edin, istifa etmelidir dedik.
Ne yapmak istiyorsunuz?
N.S.: Biz sadece konuşan çalışan değil alana da girmek istiyoruz. Türkiyede 11 merkezde geniş katılımlı forumlar düşünüyoruz. Eylül'den itibaren hayata geçirmeyi istiyoruz. CHP'nin merkezi olarak bunu önermesini istiyoruz. Darbenin bu daha birinci dalgası oldu, önümüzdeki dönemde güçlü olamazsak bu dalga bize de gelebilir.
Hukuk noktasında biz Yassıadadaki yargılama biçimine de, Ergenekon'a da, Denizlere de KCK'ye de Adında özel olan devlet güvenlik olan mahkemelerin tümü taraflıdır, siyasi iktidarların yönlenmesiyle yapılmıştır. Tıpkı 1937'de Seyit Rıza'nın yaşını küçültüp oğlunun yaşını büyütmek gibi bir şeydir. Solun Hainler Mezarlığı'na itiraz etmesi lazım. “FETÖ” kavramına itiraz etmesi lazım. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılması lazım. Bizim bunları daha yüksek sesle söylememiz lazım.
Rüştümüzü ispat etmedik henüz ama bir iddiayı ortaya koyduk, forumlarla birlikte bu iddianın çok büyüyeceğini düşünüyoruz.
Barbaros Dinçer1984, İstanbul doğumlu. İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümünden mezun oldu. Aynı üniversitede İletişim Fakültesinde Gazetecilik bölümünde yüksek lisans derecesi aldı. Aynı bölümde doktora adayı. AIESEC ve SODEV'de sivil toplum faaliyeti yürüttü. CHP'de CHP Beyoğlu İlçe Gençlik Örgütü ve CHP Beyoğlu İlçe örgütlerinde çalıştı. CHP Gençlik Kolları Başkanlığı yaptı. |
Necdet SaraçGazeteci ve yazar. CHP'nin yurtdışı örgütlenme danışmanı. Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi'ni bitirdi. Almanya'da Halk Yüksek Okulu'nda çalıştı. 1996-2004 arası CINE5 ve DIGITURK Avrupa temsilciliği, SU TV ve YOL TV de Genel Yayın Yönetmenliği, BirGün ve Yurt'da köşe yazarlığı yaptı. Avrupa’da ve Türkiye’de Alevi kurumlarında çalıştı. Alevilerin Siyasal Tarihi, Farklı Çizgi, Yavuz’un Aklı ve 51 Soruda Sosyal Demokrasi adlı kitapların yazarı. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde İstanbul 1. Bölge’den CHP milletvekili adayı oldu. |
(EA)