Hüseyin Yaşar, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Batman'da birinci sıra milletvekili adayıydı. Kürt sorununda son dönem için umutlu konuşuyor. "Gelişmeler umut veriyor. 25 senedir hep çözümsüzlük politikaları üretilmişti. Şimdi halk umut içinde bekliyor. Ama somut bir adım atıldığı da yok. Hükümet 'Bu sorunu şu şekilde çözeceğim, şu adımları atacağım' da demiyor. Halk pratikte bir şey görmüş değil. Kanın, kardeş kavgasının bitmesi için herkesin elinden ne gelirse yapması gerekiyor."
Kürt sorunu üzerine konuşan birçok barış savunucusu, analist, çözüm sürecinde CHP'nin anahtar aktörlerden biri olabileceğini söylüyor.
bianet'in görüştüğü CHP'li yerel siyasetçilerden Yaşar, çözüm için ilk koşulun silahların susması olduğunu söylüyor. "İlk önce PKK'ye büyük görev düşüyor. Bir an önce silahların susması gerekiyor. Silahlar susarsa her şey konuşulabilir, herkes elinden gelen katkıyı sunabilir."
Yaşarı'ın Kürt sorununda son dönem, PKK'nin hapisteki lideri Abdullah Öcalan'ın açıklayacağını duyurduğu "yol haritası", CHP'nin çözüm sürecindeki rolü üzerine bazı saptamaları ve değerlendirmeleri şöyle.
Aynı talepler bizim programımızda da var: Çözüm için talepler belli. Kürtçe eğitim, Kürtçe yayın, Kürtçe enstitüleri. Bunlar bizim parti programımızda da var.
Barış için elimizden geleni yaparız: CHP'nin anahtar aktörlerden olduğuna ben de katlıyorum. Genel Başkanımız Deniz Baykal da Mardin'e geldiğinde söyledi. "Silahların susması halinde, barışı sağlamak için genel af zaruri" dedi. Bu süreç içinde silahların susacağına inancım var. Biz de elimizden ne gelirse yaparız.
PKK'yle müzakere yanlış, ama DTP'yle masaya oturmak gerek: Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) muhatap alınmaması yanlış Halkın seçtiği, parlamentoya girmiş bir parti. Cumhurbaşkanı kabul ediyor, Avrupa kabul ediyor. Muhatap olmazsa nasıl konuşacaksınız? PKK'yle masaya oturmak yanlış, ama DTP'yle konuşulması gerek. Çağırırsınız, "Talepleriniz nedir" diye sorarsınız. Konuşulur. Tartışılır.
44 yaşındayım, hâlâ OHAL'de yaşıyoruz: Bölgede hayat hâlâ normale dönmedi. 44 yaşıma geldim, sıkıyönetimle, olağanüstü halle (OHAL) büyüdüm; OHAL fiilen devam ediyor. Yollarda aramalar, çevirmeler. Yazık. Bölgeye yapılan askeri masraf, silahlara, koruculara yatırılan para bölgeye yatırılsa barış da sağlanırdı, bölge de kalkınırdı.
Öcalan "çekilin" desin, PKK çekilir: Öcalan'ın ne açıklayacağını bilmiyoruz. Ama basına yansıdığı kadarıyla, yine af, Kürtçe eğitim, Kürtçe yayın konuları var.
Kürtçe yayını yasaklayacaksın da ne olacak? Zaten Roj TV izleniyor. Yasaklasan ne olur, yasaklamasan ne olur. Serbest bırak, herkes istediği şekilde yayın yapsın. Yasakların pratikte bir anlamı yok. Yasaklarla bir yere varılmaz. Kan üzerinden siyaset yapmak yanlış. Bu DTP için de geçerli. Sorun çözüldüğünde DTP kaç milletvekili çıkarabilir?
Öcalan'ın halen örgütün üzerinde etkisi var. "Silahları susturun" dese, bu hayata geçer. DTP'nin o kadar etkisi yok. Ama Öcalan "çekilin" derse, PKK ertesi gün geri çekilebilir.
"Söz ola kestire başı", lider taktiği: Konunun gündeme gelmesi, AKP'li Kürt milletvekillerinin konuşması, Başbakan'ın haberi olmadan gerçekleşemez. Liderler konuyu gündeme getirir, konu tartışılır, lider duruma bakar. Çok tartışılırsa geri çeker. (TK)