CHP Genel Başkan Yardımcıları Zeynep Altıok ve Veli Ağbaba, Grup Başkanvekili Özgür Özel ile İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır CHP İl Başkanlığı’nda düzenledikleri basın açıklamasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
28 belediyeye kayyum atanmasını da değerlendiren CHP'liler, belediyelere kayyum atama yetkisinin Meclis'te görüşüldüğünü ve yasa teklifinden çıkarıldığını hatırlattı; "Yani Meclis'in iradesi, yani belediyelere kayyum atama yetkisini o gün uygun görmedi" dedi.
CHP’li vekiller tespit edecekleri tüm yetki aşımlarını Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını ifade etti.
Öğretmenlerin görevden uzaklaştırılması
Veli Ağbaba “Cadı avı olmasın diye defalarca uyardık. Bir de bu işlerle ilgisi olmayan FETÖ ile en son ilişkisi olacak bir kuruma, eğitim kurumuna, Eğitim-Sen'e görevden alınmalar başladı. Yaklaşık 11 bin 500 öğretmen görevden alındı. Haklarında hiç bir soruşturma yok. Terörle ilişkili durumları yok. Resmen bir öğretmen kıyımı yapılıyor. Eğitim Sen'in yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum" diye konuştu.
İşkence iddiaları
Zeynep Altıok, "Ciddi hak ihlalleri ile karşı karşıyayız, işkence iddialarıyla karşı karşıyayız. CHP olarak, OHAL döneminde ve meclisin tatile girdiği dönemde, İnsan Hakları Komisyonu'nun çalışmaya devam etmesi için çağrıda bulunduk. Sebebi ne olursa olsun, terörle mücadele dahi olsa işkence meşru olamaz ve usul bağımsız yargı hakkıdır" dedi.
OHAL ve KHK’lar
Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası çıkarılan KHK'lar konusunda şunları söyledi:
“Öncelikle şunu ifade etmemiz gerekir; 1991'deki 2 kararı ve 2003'teki bir kararı ile Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın OHAL ilan edildiğinde, hükümete KHK çıkarmak için verdiği yetkiyi, kendi yetkisi açısından incelenebilir ve sınırlandırılabilir bulmuştur. İçerik bir değerlendirme yapamamakla birlikte OHAL yetkisinin OHAL'in gerekli kıldığı veya OHAL'i ilan etmenizdeki gerekçenizde sınırlı olduğunu söylemektedir. OHAL sırasında çıkarılacak KHK'lar OHAL süresiyle ilgili düzenlemeler yapar. Ama yapılan tüm düzenlemeler, memuriyetten atma gibi bir kişinin geleceğinin tamamını etkileyecek bir düzenlemeyi OHAL'in KHK'sı ile yapamazsınız.
“OHAL'in gerekli kıldığı durum diye meclise sunduğunuz gerekçe, Fethullahçı terör örgütüyle mücadele etmek. Bunu yaparken biraz önce ifade edilen dünya görüşüne, FETÖ ile taban tabana zıt öğretmenleri, memurları görevden uzaklaştırmaları, FETÖ ile ne gibi bir bağlantısı var? Bugün görevden alınan, kayyum atanan belediyelerin 4 tanesinin FETÖ ile ilgili olduğunu söylüyorsunuz. Oradaki yetki de tartışılır ama geri kalanın FETÖcü olmadığını siz de söylüyorsunuz. Ve buna OHAL KHK'sı ile nasıl kayyum atıyorsunuz?”
Belediyelere kayyum
AKP’nin OHAL ve KHK’lar ile sivil bir darbenin adımlarını attığını söyleyen Özgür Özel, kayyum atanmasıyla ilgili AKPnin meclise teklif ettiğini ancak daha sonra geri çektiğini belirterek, "Burada siyasi bir kalpazanlık, siyasi bir evrakta sahtekarlık, Meclis'in iradesine karşı sarayda yapılan bir toplantıyla doğrudan Meclis'in iradesine darbe yapmak vardır" dedi ve şöyle devam etti:
“Ayrıca bugün hükümetin kullandığı kayyum atama yetkisi 20 Ağustos günü AKP'nin önergesini, 4 parti oy vererek, uzlaşmayla yasa teklifinden çıkarılmıştı. Yani, bir milli irade varsa, bütün milletvekilleri kayyum atama yetkisini yasadan çıkardı. Yani Meclis'in iradesi, yani belediyelere kayyum atama yetkisini o gün uygun görmedi.”
Sezgin Tanrıkulu ise şöyle konuştu:
“12 Eylül askeri darbeyi Diyarbakır'da yaşamış biri olarak söyleyelim, o dönemde de bu sabah uyandığımız gibi belediyelere kayyum atandı. Hukuksuz davranmış vatandaşları sağduyuya davet ediyorum, yargı yoluna başvuracağız. CHP olarak Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağız. Bunları yaşamış tüm vatandaşlarımızı dayanışma içerisinde mücadele etmeye davet ediyorum.”
AYM’ye taşıyacaklar
Tespit edecekleri yetki aşımlarını AYM’ye taşıyacaklarını söyleyen Özel, şöyle konuştu:
“Türkiye'de şu anda başkanlık hayallerine karşı toplumun önemli bir kesimi buna karşı çıkıyor ve Anayasa'da olmayan, ülkemizde olmayan bir yetkiyi fiilen kendi yetkilerini bilmeyen, adeta kendisi kayyum olarak atanmış bir Başbakan'ın eliyle bunları saraya toplayarak, olmayan yetkisiyle bir takım şeyler çıkarıyorlar. Bunlar Resmi Gazete'de yayımlanınca bunu resmi olduğunu düşünüyorlar. Burada kullanılan yetki aşımının tamamını Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz. Bunlar hukuki değildir, insani değildir, vicdani değildir. Bu yapılan uygulamalar, 14 bin öğretmeni başka bir terör örgütüyle ilişkisi olduğu iddiasıyla askıya alınmasının FETÖ ile mücadele konusuyla alakası yoktur, bu bambaşka bir konudur. Bu konuda elinde delili olan, bugüne kadar niye beklemiştir. Bu öğretmenler çağdaş, laik, solcu çeşitli mezhep ve etnisitelerde ama AKP'li olmayan öğretmenlerdir. Ortak tek tarafları budur.” (ÇT)