Fotoğraf: Evrim Kepenek/bianet
CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın’ın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.
“Kadınlar ekonomik şiddete direniyor"
Taşkın özetle şöyle dedi:
“Kadınların çoğu evli olduğu, boşandığı, birlikte olduğu erkekler ya da torunu, abisi ve oğlu gibi aile üyesi erkekler tarafından öldürülmüştür. Bugün Türkiye’de her gün ortalama üç kadın katledilmektedir.
"Kadın cinayetlerinin önlenmesi ve durdurulması için TBMM’nin acilen özel gündem ile toplanması gerekmektedir. Kadına karşı şiddetle mücadelede için 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi etkin olarak uygulanmalıdır.
“Kadınların yaşadığı şiddet sadece erkek şiddeti değildir. Kadınlar, devletin uygulamalarındaki eksikliklerden kaynaklanan ekonomik şiddete de maruz kalmaktadır. Gelir adaletsizliği, yoksulluk ya da işsizlik bu ekonomik şiddetin göstergelerinden bazılarıdır. Yine insanın barınma, beslenme gibi en temel ihtiyaçlarını karşılama gücüne sahip olamaması ekonomik şiddet yaşadığının bir belirtisi olarak değerlendirilmektedir. [
‘Mülteci kadınların sorunları çözülmeli’
“Türkiye’de geçici koruma altında yaşayan Suriyelilerin yüzde 54’ünü erkekler, yüzde 46’sını kadınlar oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalar, göç durumunda kadınların erkeklerden daha farklı ve olumsuz etkilendiklerini ortaya koymaktadır. Kadınlar, eğitim, sağlık, istihdama erişim, ayrımcılık gibi pek çok alanda erkeklere oranla daha ağır sonuçlarla karşılaşırken, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan sorunlar ile de baş etmek zorunda kalmaktadır.
‘Kadınları destekleyeceğiz’
“Pandemiden önce yapılan ILO 2020 araştırmasında Türkiye’de istihdam piyasasında yer alan erkek mültecilerin %98’i asgari ücretle çalışırken, mülteci kadınların sadece %77’si asgari ücret alabilmektedir. Göçmenlerin toplumsal yaşama uyum sağlamalarını kolaylaştıran temel unsur dildir. Dil olanaklarından erkekler ve çocuklar kadar yararlanamayan kadınlar, bir dizi alanda sorunlar yaşamakla birlikte ayrımcılıklara da maruz kalmaktadır. Ev içi yaşamla sınırlı kalmak zorunda kalan kadınlar, gittikçe yalnızlaşmaktadır.
“Aile Destekleri Sigortasıyla (ADS) yoksulluk sınırının altında kalan aileleri destekleyeceğiz. Desteklerde kadın odaklı bir yaklaşımı esas alacağız. ADS ile asıl amacımız haneleri ve bireyleri yoksulluk içerisinde tutmak değil, yoksulluktan kurtarmak olacaktır. Kısacası yoksulluğu idare eden değil aşan bir yaklaşımı merkeze alacağız. Kadınların hayatın olağan akışına katılabilmeleri için atılması gereken en önemli adım yoksulluk ve yoksunluktan özgürleşmeleri olacaktır”
(EMK)