Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, son dönemde yaşanan orman yangınları, seller ve heyelanlarda devletin pozitif sorumluluğunu yerine getirmediğini, yurttaşların yaşam haklarını koruyacak önlemleri almadığının görüldüğünü ifade etti.
Tanrıkulu, kendi internet kanalı MST TV'de yaptığı değerlendirmede, Karadeniz'deki sellerde sorumluluklarını yerine getirmeyen hükümet ve ilgili kurumların yetkililerinin görevi ihmal değil zincirleme biçimde olası kasıtla adam öldürme suçu işlediklerini savundu:
"Burada bir doğal felaketten daha öte hükümetin, sorumluların, devlet görevlilerinin, TOKİ'nin, Orman Genel Müdürlüğü'nün, Devlet Su İşleri'nin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) ile ilgili kurulların ortak sorumlulukları var. Bu sorumluluklar görevi ihmal filan değil! Görevi ihmal yani her şeyi yaparsınız da bir şeyi öngörmezsiniz. Öyle değil! Doğrudan doğruya bakın, olası kasıtla Türk Ceza Yasası'nda tarif edildiği biçimiyle olası kasıtla adam öldürme suçu var! Bunda sorumluluğu olan insanlar zincirleme biçimiyle olası kasıtla adam öldürme suçunu işlemişlerdir."
"Her konuda hukuki desteğe hazırız"
Tanrıkulu, afetzedelere her konuda hukuki destek vermeye hazır olduklarını belirterek, baroları da hukuki yardım konusunda hazırlık yapmaya çağırdı.
Afetlerde devletlerin ve yetkililerin sorumluluğuna ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi'nin verdiği geçmiş kararları hatırlatan Tanrıkulu özetle şöyle dedi:
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Rusya ile ilgili verdiği Kolyadenko Kararı var. Tam da böyle bir çevre felaketi ile ilgili bir karar yani şu andaki sel felaketlerine benzer bir karar. O kararda açıkça Rusya'nın sorumluluğunun ne olduğunu çok açık bir biçimde ifade etmiş, Devletin alması gereken sorumlulukları ifade etmiş.
- İkinci olarak, uzağa gitmeye gerek yok. Anayasa Mahkemesi'nin 4 Ağustos 2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanmış Rabia Nur Yazıcı ve Selma Kocabıçak kararı var. Samsun'da 2012 yılında yine sel felaketi ile yanlış yere yapılan TOKİ'de zemin katta yaşamını yitiren apartman görevlisi ve iki çocuğu ile ilgili başvuruda Anayasa Mahkemesi, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının yetkililer hakkında verdiği takipsizlik kararının kaldırılması ve etkili bir soruşturma yapılması gerektiğini ifade etmiş. Dolayısıyla bu iki kararda hem mevzuat çok iyi tanımlanmış hem de sonuçta sel felaketi geldi, bu doğal felakettir, Allah'ın emridir, ne yapalım deyip geçmememiz gerektiğini de Anayasa Mahkemesi bizlere gösteriyor. Dolayısıyla bu sorumlulukların üzerine gideceğiz. (KÖ)