CHP Grupbaşkanvekili Özgür Özel, İstanbul İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
TIKLAYIN - Dünya basını operasyonu nasıl gördü?
"Milli iradeyi kirli irade görmekle ilgili çaba içindeler"
Özel’in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
HDP’ye operasyonları: “Türkiye’de ekonomi konuşulmasın, gündeme yeni bir bomba atıldı. Aralarında Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen ve eski TBMM İdare Amiri Sırrı Süreyya Önder’in de bulunduğu HDP’nin eski milletvekillerine ve MYK üyelerine yönelik bir operasyon yapılıyor. Mevzu 6 yıl önce 6-8 Ekim olayları olarak bilinen olaylarla ilgili. Ayhan Bilgen daha önce tutuklandı, 9 ay tutuklu kaldı, serbest kaldı ve Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
"Anayasa Mahkemesi 2017/5974 sayılı kararıyla ‘Olayların olduğu gün Ayhan Bilgen o toplantıya katılmamıştır, o bildiriden sorumlu tutulamaz’ dedi ve devlet bu mağduriyeti gidermek için tazminat ödemeye mahkum edildi. Bugün Ayhan Bilgen’i 6-8 Ekim olayları nedeniyle gözaltına alıyorlar.
"Çünkü Kars, HDP’nin elinde kalmış son il belediyesi. Bu böyle yapılınca ekonomideki çöküş konuşulmayabilir ve Türkiye yeniden başka bir gündemin, AKP-MHP için elverişli bir gündemine içine çekilebilir diye düşünüyorlar. Sırrı Süreyya Önder, bu iddialarla ilgili savunma yaptı zaten. Ayhan Bilgen, ilin belediye başkanı yaka paça gözaltına alıyorlar. Bunun Türkiye’de kendileri için elverişli bir gündem yaratmak ve kendilerine itiraz eden herkese ‘sonunuz böyle olur’ demek, milli irade başka türlü tecelli ettiğinde onu kirli irade görmekle ilgili bir çabanın içindeler.
“Kobane olaylarında ölen yurttaşlar için üzüntü duyuyoruz”
"6-8 Ekim olaylarında ölen 50 vatandaşımızdan kimseyi ayırmadan üzüntü duyuyoruz, ağlıyoruz, yüreğimiz yanıyor. Sorumlular varsa çıksın ama sorumsuzluğu Anayasa Mahkemesi tarafından tescil edilmiş, hak ihlali denmiş bir belediye başkanını görevinden almak ya da onu kriminalize etmek, onun üzerinden Türkiye siyasetinde başka bir çalkantı yaratmaya çalışanlara karşı da milletimiz uyanık olsun. 6-8 Ekim olayları üzerinden 6 yıl geçti, hangi yeni delil var, bilmek isteriz. Milletin böyle manipülasyonlara karnı tok.
"Açıklama bekliyoruz"
"Bir açıklama bekleriz. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Suriye’de Türkiye’nin terör örgütlerine müdahale etmeyeceği garantisini verdi. Bu garantiyi bizim adımıza Jeffrey nasıl veriyor? Tayyip Erdoğan, bu konuda Trump’a ne dedi, hakikaten manidar. Yalanlanmadı bugüne kadar. Susuyorlar ve 6 yıl önceki bir mesele üzerinden bir algı operasyonu ve sindirme operasyonu yürütüyorlar. 6 yıl önce Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı olmadan hemen önce muhalefet kulisine gelirlerdi, MHP’lilerle oturmazlardı çünkü onlar birbirlerine hakaret etmişlerdi.
Bizimle de konuşmazdı ama Sırrı Süreyya Önder de samimi çay-kahve içip şakalaşırlardı, ben ordaydım. MHP ile birlikte 6 yıl önceki Sırrı Süreyya Önder’i yargılamaya çalışıyorlar. Bunu bütün vatandaşlarımızın değerlendirmelerine ve vicdanlarına havale ediyoruz.
"Talimatlı yargı"
Mümtazer Türköne'nin tahliyesi: "Yargı kararlarını tartışmak bizim işimiz değil. Bu yargı kararını tartışmalı kılan mesele Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli'nin 3 ay önce bir açıklama yapmasıydı. Millet jürisi, Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında vücut buluyor. Millet jürisinin sözcüsü gibi davranıyor.
"O bu kadar fütursuz ve bu kadar yargı üzerinde etkin olunca, kendisine bakansız ve sebepsiz destek veren koalisyon ortağı da hani bana hani bana diyor. Saraya tahliye talebi yazmış. Buradaki sıkıntı, Türkiye'de kuvvetler ayrılığı yokturun altına tescil damgası vuruyorsunuz, talimatlı yargının altına tescil damgası vuruyorsunuz. Yargı bağımsızlığı yoksa, hukukun üstünlüğü yoksa buraya yabancı sermaye gelmez.
"Eğitimde fırsat eşitiği yok"
Eğitimdeki sorunlar: Nasıl pandemide siz patinaj yaparken, CHP'li belediye başkanlarının çağrısıyla milyon TL'ler zaman içinde toplandı da siz 'Aman CHP'yi parlatmayalım' deyip hesaplara el koydunuz. Açın önümüzü, belediyelerimiz, internetsiz ev, televizyonsuz ev, uzaktan erişim engeli olan öğrenci bırakmasın diyoruz. Bakan öğrencilerin yüzde 90'ının uzaktan eğitime erişimi olduğunu söylüyor. Ne kadar ayıp.
Son öğrenci uzaktan erişime erişene kadar eğitimde fırsat eşitliği yok demektir. Yüzde 10, kolay telaffuz edilecek bir rakam mı? Bakanın 10 öğrenciyle dertlenmesi lazım, yüzde 10'u az buluyor. Dünya Bankası'ndan fon bulduğunu, 1,5-2 yıl içinde bu sorunları çözeceğini söylüyor. 1,5-2 sene ne? Suyu ısınan bakanlardan bir tanesi de Milli Eğitim Bakanı'dır. Bu haftaki pişkinlikten dolayı milletimizin vicdanına bir gensoru daha veriyorum."
(EMK)