TBMM Çevre Komisyonu’nun ve İklim Araştırma Komisyonu’nun CHP Sözcüsü olan İzmir Milletvekili Murat Bakan, Türkiye’de işletmede olan 67 adet kömür santrali olduğunu söyledi, kömürden çıkış sürecinin hızla başlatılması ve çıkış taahhüdü için çağrı yaptı.
"COP26'ya her konuda net ve kararlı gitmeliyiz"
Kasım ayında Glasgow’da düzenlenecek olan 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na (COP26) gideceklerini belirterek kömürden çıkış çağrısı yapan Bakan şöyle dedi:
“Kömürden enerji üretmekten vazgeçmek zorundayız. 4 yıl önce, 23. İklim Değişikliği Konferansı’nda kömür karşıtı bir hareket olan Kömür Sonrası Enerji İttifakı (PPCA) kuruldu ve ülkeler iklim kriziyle mücadele için tüm dünyada kömürden enerji üretiminin sona ermesi için harekete geçtiklerini açıkladılar.
"18’i AB üyesi olmak üzere 23 ülke Kömür Sonrası Enerji İttifakı’nda yer alıyor. Paris İklim Anlaşması hedefleri ile uyumlu olarak OECD ve AB üyesi ülkeler için 2030, diğer ülkeler için 2050 yılından sonra olmamak üzere mevcut kömür kullanımının sıfırlanması hedefleniyor.
"Ayrıca dünyanın en büyük bankaları iklim krizi konusunda kendi finansman kriterlerini açıkladı ve kömür piyasalarında iş yapan kuruluşlara fon ve hizmet sağlamaktan vazgeçtiklerini bildirdi. Sadece yatırım ve finans sektörü değil, sigorta dünyası da kömürden çekilmeye başladıklarını duyurdu.
"Önümüzdeki günlerde Glasgow’a, COP26’ya gideceğiz. Çevre Komisyonu Üyeleri olarak tam kadro orada olacağız. COP26’ya her konuda net ve kararlı gitmeliyiz. Türkiye, bir an önce yeni kömürlü termik santral yapmayacağını ve mevcut santrallerin bölgede yaşayan halkın ekonomik ve sosyal koşullarını da dikkate alarak adil geçiş ile ne zaman kapatılacağını ilan etmeli” diye konuştu.
‘Kömürden çıkmadan 2053’te sıfır emisyon hayal’
“Gezegenimiz ısınırken, hayat tüm insanlık için daha da zorlu hale geleceği aşikarken, faydalı ve temiz enerji kaynaklarına yönelmek tercih değil, zorunluluk. Günden güne yenilenebilir kaynakların hâkim olduğu bir enerji pazarı görüyoruz. İklim krizi ve bağlı olarak yeşil ekonomi önce enerji politikalarında değişikliği zorunlu kılıyor. İklim Araştırma komisyonunda sorduğumuz sorulara yanıt veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Şeref Kalaycı, kömürlü termik santral yapmaya devam edeceklerini açıkladı. Yerli kömür kaynaklı üretimin artırılması hedefi de net sıfır emisyon hedefi ile çelişiyor.
"Türkiye’nin yutak kapasitesinin tarihinin en yüksek seviyelerinde bile 100 milyon ton civarında olduğu biliniyor. Türkiye’nin 2019 yılı emisyon miktarı 506 milyon ton iken, enerji kaynaklı emisyonlar bu rakamın 364 milyon tonunu oluşturuyor. 100 milyon tonluk yutak kapasitesi, enerji sektörü kaynaklı emisyonları kompanse etmek için kullanılsa bile geriye sadece enerji sektöründe 250 milyon tondan fazla sıfırlanması gereken emisyon kalıyor.
"Kömür gibi, enerji kaynakları içinde en çok sera gazı emisyonuna neden olan bir kaynağın payını artırmak, 2053 hedefinin hayal olduğu anlamına geliyor. Emisyon azaltımı için ilk vazgeçilecek kaynağın kömür olduğu tartışmasız... Enerji sektörü kaynaklı emisyonlar son iki yılda ekonomik kriz nedeniyle bir parça gerilese de yüzde 2’lerdeki azalma hızı 2053 hedefi için yeterli değil.”
COP26 nedir?COP, geçen yıl pandemi nedeniyle ertelenmesine rağmen, her yıl gerçekleşen bir etkinlik olan BM İklim Değişikliği Sözleşmesi Taraflar Konferansı'nın kısaltması. Zirveye dünya liderleri katılıyor, ancak birçok tartışma bakanlar ve iklim konularında çalışan diğer üst düzey yetkililer arasında gerçekleşiyor. 26, bunun grubun 26. toplantısı olduğunu gösteriyor. Konferanslar, iş sektöründen, fosil yakıt şirketlerinden, iklim aktivistlerinden ve iklim krizinde payı olan diğer gruplardan insanları çeken çok sayıda yan toplantı içeren geniş çaplı etkinlikler yapılıyor. 2015'teki COP21 toplantısından sonra 190'dan fazla ülke, küresel sıcaklıklardaki artışı sanayi öncesi seviyelerin 2 santigrat derecenin çok altında, ancak tercihen 1,5 derece ile sınırlamak için Paris Anlaşması'nı imzaladı. Yarım derece farkıYarım derece büyük bir fark gibi gelmeyebilir, ancak bilim insanları, 1,5 dereceyi aşan herhangi bir ek ısınmanın daha yoğun ve sık görülen iklim aşırılıklarını tetikleyeceğini söylüyor. Örneğin, BM'ye göre, ısınmayı 2 derece yerine 1,5 derece ile sınırlamak, yaklaşık 420 milyon daha az insanın aşırı sıcak dalgalarına daha sık maruz kalmasına neden olabilir. Bilim insanları, 2 dereceyi, aşırı hava koşullarının dünyanın en yoğun nüfuslu bölgelerinden bazılarını yaşanabilir kılacak veya deniz suyuyla dolduracağı kritik bir eşik olarak görüyor. Son teslim tarihiParis Anlaşması iklim krizini ele alma arayışında bir dönüm noktası olmasına rağmen, dünyanın hedefine nasıl ulaşacağına dair ayrıntıları içermiyordu. Sonraki COP'ler, kendisine bağlı planları daha iddialı hale getirmeye ve eylem planlarını detaylandırmaya çalıştılar. Sürdürülebilir Kalkınma ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü iklim programı direktörü Lola Vallejo, "Kağıt üzerinde, Paris Anlaşması her zaman döngüsel bir süreç olarak tasarlandı - 'beş yıl sonra, daha iyi planlar ve yenilenen çabalarla görüşürüz'" derken ekledi: "Yani şu anda, Covid tarafından geri itilen bu son teslim tarihine geldik." Hedefler neler?İngiltere Parlamentosu Üyesi ve COP26 Başkanı Alok Sharma, bu yılki konferansın aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir dizi kilit hedef üzerinde anlaşmaya varmasını istediğini söyledi:
'Net sıfır' nedir?Birçok ülke yüzyılın ortasına kadar "net sıfıra" ulaşmayı taahhüt etti. Net sıfır, yayılan sera gazı miktarının atmosferden uzaklaştırılan miktardan fazla olmaması anlamına geliyor. Net sıfıra ulaşmak için ülkeler ve şirketlerin, yaydıkları aynı miktarda karbonu ortadan kaldırmak için ormanlar gibi doğal yöntemlere güvenmeleri veya karbon yakalama ve depolama olarak bilinen teknolojiyi kullanmaları gerekecek. |
(EMK)