CHPye içeriden ve dışarıdan bakan sol yorumcular, yazar Hasan Bülent Kahraman, siyasi yorumcu Kenan Kalyon ve Doç. Dr. Fikret Başkaya, bianete yaptıkları değerlendirmede Baykal ve Sarıgül dışında ileri sürülen adların da CHPyi soldan dönüşüme uğratmak konusunda yeterli olamayacağı kanısında.
Kahraman: Livaneli klasik kurultaycı
Hasan Bülent Kahraman genel başkan adaylığının farklı bir temeli olması ve yeni bir model oluşturmaya yönelik bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkması gerekir diyor, ve bu anlamda Hurşit Güneşin olumlu bir rol oynayabileceğini ancak Zülfü Livanelinin klasik CHP kurultaycılığı çizgisinde kaldığını vurguluyor.
Kalyon: Jest var siyaset yok!
Kenan Kalyona göre de, CHPde bir takım sol jestler dışında solu temsil eden bir ekip ve genel başkan adayı yok.Hizipler üstücülük dışında bir siyaset yok. Genel başkanlık için yapılan çıkışlar da yeterli olmayacak.
Başkaya: CHPden sosyal demokrat olmaz!
Paradigmanın İflası başlıklı yapıtında CHPyi bir devlet partisi olarak niteleyen Doç. Dr. Fikret Başkayaya göreyse Hiçbir zaman bilinen anlamda sosyal demokrat bir parti olmayan CHPyi gerçek bir sosyal partiye dönüştürme söylemi bir aldatmaca. Böyle bir niyetle sahneye çıkan adayların ve bundan sonra da ortaya çıkacak olanların bu amaç açısından hiçbir şansı ve kıymeti harbiyesi yok.
CHP, AKPye karşı bir sermaye seçeneği olabilir mi?
Kenan Kalyon, Baykal karşısında adı geçen adayların hiçbirinin elle tutulur bir şansı olmadığı kanısında: Hizipler üstü bir söylemle ortaya çıkanlar, çekişmelere karşı tavır alarak puan toplamaya çalışsalar da bunun kendi başına bir değeri yok.
Örgütsel işleyiş olarak ne öneriliyor? Partiye bir tüzük değişikliği teklif ediliyor mu? Partinin bugünkü rotasıyla mesafe nedir ve buna karşı teklif edilen nedir? Adayların ortada duran bu sorulara ilişkin bir söylemi yok.
Kendisini sosyal demokrat olarak niteleyen bir partide yönetim ve politika değişiklikleri böyle son ana sıkıştırılmış bir şekilde ve Sarıgülün tetiklediği süreçte olmaz.
Kalyon, Baykalın egemen olduğu delegasyonda büyük çözülmeler yaşanmayacağı görüşünde: Adayların karşısındaki en önemli engel CHP tüzüğüne göre genel başkan adayı olabilmek için mevcut delege sayısının beşte birinin imzasının gerekmesi.
Kalyon AKPnin seçeneğinin sağ olabileceği öngörüsünün sermaye sınıfını kaygılandırdığı ve CHP ile ilgilenmesine yol açtığı gözlemini ileri sürüyor: Baykalın operasyona uğruyoruz sözleri bütünüyle boş değil. Buna karşılık Kalyon CHPnin kimin gözünde yeniden işlevli hale gelmek istediğine karar vermesi gerektiğini vurguluyor: CHP karar vermeli kim için işlevli olacak? Hakim sınıflar ve uluslararası sermaye için mi? Yoksullar ve emekçiler için mi?
Yeni paradigma gerek!
Fikret Başkaya da Ortaya çıkan adaylar 1960lardaki ortanın solu gibi bir söylem üretebilseler de artık kitleyi sürüklemeleri mümkün değil, diyor: Kitleler yalana doydular!
Başkayaya göre CHP de dahil hiçbir düzen partisi sorun çözme ve kitleleri oyalama yeteneğine sahip değil. Türkiyenin, Türkiyeli emekçilerinin yeni bir paradigmaya ihtiyacı var. Bundan sonra böyle bir paradigmayı yaratmaktan başka bir seçenek yok, insanlığın da Türkiyenin de geleceği soldadır ve başka bir seçenek mümkün değildir.
Olağanüstü kurultay kriz göstergesi
Yazar Hasan Bülent Kahraman ise CHPde ısrar etmesi, parti bağlamında sosyal demokrasinin yenilenmesi, yeni bir bilince dönüşmesi ve dünyadaki sürece eklemlenmesi yönünde politikalar üretiyor olması nedeniyle Hurşit Güneşin adaylığının sahici olduğu kanısında.
Ancak, Kahraman, öte yandan Baykala alternatif olarak Sarıgülün adaylığını da CHPnin tükenişinin kanıtı olarak değerlendiriyor: Krizin çözümü için ortaya çıkan aday mevcut durumun aktörlerinden daha geride ve problemliyse CHPde tükeniş tam manasıyla gerçekleşmiş demektir.
Baykal çizgisi diye bir şey yok!
Hasan Bülent Kahramana göre CHPde bir Baykal çizgisinden bahsedilse de böyle bir çizgi yok.
Kahraman, Baykalın kontrol ettiği delegelik sistemi içinde Sarıgülün ihtiyacı olan beşte bir imzayı toplayamayarak dramatik bir biçimde devre dışı kalabileceği; Güneş ve Livanelinin bu sayıya ulaşamamalarının ise şaşırtıcı olmayacağı görüşünde.
Kahraman CHPnin geldiği noktayı şu sözlerle özetliyor: CHPnin bu noktaya gelmesinin temelinde 1983- 1993 arasındaki sosyal demokrat birikimini yok sayarak işe başlaması yatıyor. Bu süreçte partinin tabanında ve düşünsel dünyasında yer alan birikimleri ret edildi. Sürdürdüğü seçkinci siyaset sonucunda da kendi içerisinde bu noktaya geldi ve şu an yaşanan ağır kriz ortaya çıktı. Krizin ağırlığı öteki Genel Başkan adayından belli değil mi: Mustafa Sarıgül! (KÖ/EK)