Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Cezaevi Komisyonundan Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ile Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer hapisteki gazetecilerden Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, Erol Zavar, Hatice Duman ve Sami Tunca’yı ziyaret etti.
Gazetecilerle görüşmelerini kısa bir rapor halinde paylaşan komisyon, diğer tutuklu ve hükümlü gazetecileri de ziyaret etmeye devam edecek.
BİA Medya Gözlem Nisan-Mayıs-Haziran 2015 Raporu’na göre, 23 gazeteci ve 9 dağıtımcı Temmuz 2015’e cezaevinde girdi.
Karaca: Daha önceki davalar gibi
Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Samanyolu Yayın Grubu başkanı Hidayet Karaca, görüşmede şunları aktardı:
“El Kaide bağlantılı Taşhiye Örgütü yöneticiliği ile suçlanıyorum. Olmayan bir telefon konuşması için tutukluyum. Delil yok. TV’lerimizi susturma operasyonu. Böcek davasında bir şey çıktı mı? Yok. Balyoz, Ergenekon, KCK, OdaTv davalarında emri kimin verdiğini herkes görmeli. Daha önceki davalarla benzerlikler var. Bir el var, daha önce onlara yapılan şimdi bize yapılıyor. Değişen bir şey yok.
Şimdi bizi kim içeride tutuyorsa onları da o yaptırıyordu. Emirleri veren hükümetti, Erdoğan’dı. Biz medya olarak o dönem operasyonları destekledik ama darbeye karşı olduğumuzdan yaptık. Biz olmasak 27 Nisan muhtırasından sonra kim destek verecekti? Ama maalesef kurunun yanında yaş da yandı.
30-35 metrekare koğuşta üç kişi kalıyoruz. Eşlerimiz hapishane girişindeki aramada sıkıntı çekiyor. Etekte metal var deniliyor. Etekle giremezsin diyorlar. Eşim eteğini çıkarıp pardösü ile görüşe geldi.”
Baransu: Sınırlamasız basın affı
Taraf gazetesi muhabiri ve yazarı Mehmet Baransu, “Devletin gizli kalması gereken belgelerini tahrip etme/kullanma” suçlamasıyla Silivri Cezaevi’nde beş aydır tutuklu.
Baransu, “Balyoz darbe planını ve ‘çok gizli belgeleri’ yayınlamakla suçlandığını, hakkında 85 dava 5 soruşturma olduğunu” söyledi.
“Hepsi basınla ilgili. Bir basın affı gündeme gelmeli. Sınırlamasız bir basın affı gerekiyor. Özellikle Twitter da bu kapsamda olmalı.”
“2 Mart’ta tutuklandım. Metris’te 70 gün kaldım. Sonra buraya aldılar. Tutuklandıktan sonra cezaevinde 120 gün yalnız bıraktılar. Stresten 6-7 kilo verdim. Sonra gazeteler bu durumu yazınca yanıma bir kişi verdiler. Şu anda iki kişi kalıyoruz. 120 gün spora tek çıktım. Şu anda dört kişi çıkıyoruz haftada bir sefer. Sohbet hakkı kullandırılmıyor.
Tomurcuk çayın kapağından yemek yedim. Cezaevi hazır değil diye kaşık yok dediler. Sıcak su, soğuk su problemi yok ama 10 kitap sınırı var. Bilgisayar kullanmaya alışkınım ama burada yok, savunmamı elle yazıyorum. Adil bir şekilde savunma hazırlayamıyorum. Beş aydır tutukluyum, iddianame yok hala.
Eşim ziyaretlerde sıkıntı yaşıyor. Sabah 09:00’a görüş koyuyorlar. İstanbul’un öbür ucundan nasıl gelecek? Kampüs içinde de cezaevi uzak olduğu için sıkıntı yaşıyorlar. Yürümek yasak, servisle ulaşım sağlıyorlar kampüs içinde.
Bir hatam var, cezaevinde iken Nedim'le (Şener) ilgili yazdığım yanlıştı. Nedim'i ilk ben aradım. Ahmet (Şık) ve Nedim için yapılan yürüyüşe katılmadığım için yanlış yaptım. Dindar kesimin vicdanı yok. En fazla eleştirmesi gereken sol kesim ama onlar beni savunuyor. Onlar bu duruma adalet ve hukuk açısından yaklaşıyorlar.”
Zavar: Hastanede darp edildim
Odak dergisi, Sahibi ve eski Yazı İşleri Müdürü Erol Zavar, “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmaktan” Ankara-Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde hükümlü.
“2000 yılında Direniş Hareketi’ne üyelikten müebbet hapis cezası aldım. 2001 Ocak ayından beri cezaevindeyim. Mesane kanseri ve KOAH hastasıyım. Kanser teşhisi 1999’da konuldu. Her yıl ameliyat oluyorum. Mide rahatsızlığım, bel-boyun fıtığım da var. 2-3 yıl önce diz ameliyatı oldum.
Odak Dergisi’nde hala yazıyorum. 15 ve 17 yaşlarında iki çocuğum var. Ziyaretime geliyorlar. Cezaevinde kitap sınırı yok ama gelen dergiler uzun aralıklarla geliyor. Bizim elimize ulaşması en erken 1-2 ayı buluyor. Güncelliğini yitiriyor.
Tedavi için doktora gidince jandarma kelepçeyi çıkarmada zorluk çıkardı. Doktor çıkarmasını istedi, asker beni darp edip ters kelepçe taktı ve zorla hastaneden geri getirdi.”
Duman: Hasta tutuklularla ilgilenilmeli
Atılım gazetesi, Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Hatice Duman, “MLKP yöneticiliği ve üyeliğinden” müebbet hapis cezası aldı. 2002'den 2014'e kadar Gebze M Tipi Kapalı Cezaevi'nde kaldı. Ardından Bakırköy Yarı Açık Cezaevi'ne sevk edildi. 10 yıl tutuklu kaldı. Anayasa Mahkemesi'nde uzun tutukluluk nedeniyle hak ihlaline ilişkin bireysel başvurusu iki yıldan fazla süredir bekliyor.
Duman, cezaevi yönetiminden bilgisayar kullanımı için bir oda tahsisi istiyor.
Aynı cezaevindeki hasta tutuklular Fatma Tokmak ile Tuğçe Özgül'ün durumlarıyla kamuoyunun ilgilenmesini talep ediyor. Ayrıca, hapishanede çocuklara özel yemek çıkarılmasını istedi.
Tunca: Kitap ve dergiler gecikiyor
Yeni Evrede Mücadele Birliği Dergisi Yazı İşleri Müdürü Sami Tunca, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde hükümlü bulunuyor. Kendi isteğiyle tek başına kalıyor.
Kitap ve dergilerin kendisine geç ulaştırılmasından şikayetçi. Hükümlülerin birçok kolay ve basit talebine cezaevi yönetiminin duyarsız kalındığını ve bu yüzden açlık grevleri ile seslerini duyurmaya çalıştıklarını belirtti. (AS)