Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Kanal İstanbul Projesi’nin doğuracağı sonuçların araştırılması için önerge verdi.
Özdemir, Meclis Başkanlığına sunduğu önergede, "‘Çılgın proje’ olarak duyurulan Kanal İstanbul Projesi’nin su kaynakları, ormanlar, meralar, tarım alanları, kayba uğrayacak yeşil alanlar, deprem riski, doğal kaynaklar, denizlerimiz, deniz varlıklarımız, ulusal stratejik güveliğimiz, trafik sorunu, nüfus hareketliliği, küresel ısınma ve bugüne kadar yapılan arazi satışlarının; ülkemizin ve 16 milyon İstanbullunun ve hatta 82 milyon yurttaşımızın önceliği olup olmadığının araştırılması, ilgili tüm bilim çevrelerinin ve uzmanların görüşlerinin alınması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu açılmasını talep ediyoruz” dedi.
Önergede özetle şöyle denildi:
“Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin 27.02.2018 tarihli yazısında, “İstanbul Yeni Havalimanı’nın mânia planı içinde kalan Kanal İstanbul proje alanının bir kısmı mevcutta inşaatı tamamlanan en batıdaki pistin üzerinden geçmekte, diğer alanlar ise yaklaşma-kalkış yüzeyi, iç yatay yüzey ve konik yüzeyde kalmaktadır. Bu proje ile İstanbul Yeni Havalimanı’nın uçuşa açılması imkânsız olacaktır.
"Karadeniz kıyılarında geri dönülemez değişiklikler"
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın iddia ettiği gibi Terkos Gölü, Yıldız Dağı’ndan gelen ve Sazlıdere Barajı’ndan elde edilen suyun 32,7 milyon değil 427 milyon metreküpünün kaybı olacağı belirtilmektedir. Fakat bu görüş de ÇED raporuna eklenmemiştir.
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ÇED raporu için hazırlanan raporda kanal kazısı sonucu ortaya çıkacak hafriyatın, Karadeniz kıyılarında oluşturulacak dolgu alanları ile bertaraf edilmesinin planlandığı aktarılarak bu durumun coğrafyada geri dönülemez değişikliklere neden olacağı vurgulanmıştır.
"İklim değişikliğine neden olacak"
“Proje güzergahı ve etrafı boyunca; Sazlıbosna Gölü havzasının kuzeyindeki İstanbul'un kırılgan coğrafyasında yaşamsal destek sistemlerini oluşturan su havzaları, tarım alanları, orman gibi doğal kaynakların ekolojik sürdürülebilirliğini sağlamakta yetersiz kalacağına dikkat çekilmiştir.
“En çok da iklim değişikliğine neden olacak olan projenin İstanbul'un bu bölgede sahip olduğu ormanların, yer altı ve yer üstü su kaynaklarının, çayır ve meraların, kıyı kumullarının, endemik türlerin projenin inşaatı sırasında ve sonrasında mevcut imar planlarına aykırı yeni oluşacak gelişme alanlarından dolayı yok olma aşamasına geleceğine dikkat çekilmiştir.
“Proje alanının yüzde 52’si tarım arazisi”
“Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA), Kanal İstanbul projesi alanının yüzde 52’sinin tarım arazisi olduğunu vurgularken Karadeniz ve Marmara’yı herhangi iki deniz gibi birleştirmenin Marmara Denizi’ndeki ve hatta İstanbul’daki yaşamı önemli bir riskle karşı karşıya bırakacağı uyarısını yapmaktadır. İstanbul’da gerçekleşmesi beklenen depremle ilgili de uyarıda bulunan TEMA, “Kanal İstanbul projesi ile 8 milyon nüfuslu, 97 bin 600 hektarlık bir ada oluşturuluyor ve bu alanda nüfusun daha da artması söz konusudur.
"Ekosistemi yok edecek bu proje savunulamaz"
“TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, ‘Bugün İstanbul, içme suyunun yüzde 70'ini başka illerden karşılamak zorunda bırakılmış bir şehir iken mevcut su kaynaklarının yok edilmesi söz konusu bile olamaz. Kuzey ormanlarını, meraları, tarım alanlarını, tüm hassas ekosistemleri yok edecek bu proje savunulamaz. Üç aktif fay hattının geçtiği bölgeye nüfus ve yapılaşma baskısı yükleyerek afet riskini artıran bu projeyi kabul etmiyoruz’ demiştir." (RT)