*Fotoğraf: Tarım Dünyası
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) kuruluşunu kutlamak amacıyla düzenlenen 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle yaptığı açıklamada Meclis’i göreve çağırdı.
Aydoğan, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine dikkat çekti ve dünya nüfusunun 3’te 1’i sağlıklı beslenemediğini söyledi.
Aydoğan: Türkiye gıda güvenliğinde gerilerde
Aydoğan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:
“The Economist tarafından derlenen Küresel Gıda Güvenliği Endeksi sıralamasında Türkiye, 2012-2020 arasında dünyada gıda güvenliğinde en çok kan kaybeden 7'nci ülke oldu. Özellikle son 1 yılda 6 basamak birden gerilemişiz. Bunun önüne geçilmezse çok daha zor zamanlarla karşı karşıya kalacağız.
Ayrıca gıda kaynaklı hastalıkların ciddi bir iş gücü ve maddi kayba yol açtığı ve bu 400 bin ölümün tamamıyla önlenebilir olduğu bildiriliyor. Bugün dünyanın mücadele ettiği COVID-19 virüsünün bizlere öğrettiği bazı dersler olmalı.
"Önlem alınmazsa kötüye gidecek"
Dünyada bugün yaklaşık 800 milyon insan aç ve bu sayı COVID pandemisi nedeniyle daha da artacak gibi duruyor. COVID öncesi dönem ve sonrasında aç kalan insanların sayısındaki artış araştırılmalı. Önemler alınmazsa bu iş daha da kötüye gidecek.
Türkiye’de güvenilir gıdaya erişimde sorun yaşamasının önemli sebeplerinden biri çatışma sorunu. Bir ülke sınır komşuları ile sağlıklı ilişkiler gerçekleştiremiyorsa bu o ülkenin yalnızca dış ilişkiler bağlamında sorunu olmakla kalmıyor, toplumun gıdaya erişimine kadar giden birçok sorunu da beraberinde getiriyor.”
Sarıbal: Çiftçi kaderine terk edildi
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise; yaptığı açıklamada, iktidarım tarım politikalarını eleştirdi ve “çiftçi kaderine terk edildi” dedi.
Dünyada 800 milyon insanın açlık çektiğini belirten Sarıbal, Türkiye’de ise son yıllarda alım gücünün düşmesi ve artan gıda enflasyonu ile birlikte sağlıklı ve dengeli beslenenlerin sayısının düştüğünü ifade etti.
Sarıbal açıklamada özetle şöyle dedi:
“Ülkemizde çalışan kesimin yüzde 45’ten fazlasının asgari ücretle çalıştığını ve Türk – İş’in verilerine göre açlık sınırının 3 bin lirayı aştığını dikkate aldığımızda, yaşanan tablo olumsuzluğu çok daha net ortaya çıkmaktadır.
Siyasal iktidar üretmek yerine ithalatı seçtiği için tarım alanında dışa bağımlı bir ülke durumuna geldik. Bugün tarımsal girdilerin hepsi, stratejik ürün dediklerimiz de dahil olmak üzere tarım ürünlerinin büyük bölümü ithal.
Çiftçinin borcu 200 milyar lirayı geçti
Çiftçi kaderine terk edilmiş durumda. Ürettiği ürünler yüksek girdi maliyetlerini bile karşılayamayan çiftçi her yıl biraz daha yoksullaşıyor.
Para kazanamadığı için borçlarını yeni borçla kapatıp her yıl biraz daha borçlanıyor. Bugün çiftçinin bankalara ve piyasaya olan toplam borcu 200 milyar lirayı geçmiş durumda.
Bu zengin topraklarda fakirleşen, borcunu ödeyemez durumda kalan çiftçi tarlasını satıp köyünü terk ediyor.
Bu tabloyu hızla tersine çevirmezsek gıda egemenliğimizi ve gıda güvenliğimizi kaybederiz. Tarım politikalarını kamucu bir yaklaşımla yürütmeliyiz.” (RT)