Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Trabzon milletvekili ve Meclis KİT Komisyonu üyesi Ahmet Kaya, Meclis’e sunduğu yazılı dilekçeyle, Araklı’da 18 Haziran’da gerçekleşen sel felaketine ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını önerdi.
TIKLAYIN - Trabzon'da HES Borusu Patladı, Ölüler Var
TIKLAYIN - Bakan Pakdemirli: HES, Sel Kurbanı Oldu
“Doğu Karadeniz'de 90 yılda 644 kişi hayatını kaybetti”
Kaya’nın dilekçesinde öne çıkanlar şöyle:
* Doğu Karadeniz Bölgesi iklimi ve coğrafik özellikleri nedeniyle sel, taşkın, heyelan gibi doğa olaylarının sıklıkla meydana geldiği bir bölgedir.
* Son olarak 18 Haziran 2019 tarihinde yaşanan sağanak yağışlar nedeniyle Trabzon’un Araklı ilçesine bağlı Çamlıktepe ve Yeşilyurt mahallelerinde sel ve heyelan meydana gelmiştir. Can kayıplarının yaşandığı felakette dere yatağında bulunan ev, okul, işyeri ve cami gibi yapılar hasar görmüş, yollar kapanmış ve bölgede büyük bir tahribat yaşanmıştır.
* Doğu Karadeniz Bölgesi'nde son 90 yıllık süreçte meydana gelen 59 sel, heyelan ve taşkın olayında 644 kişi hayatını kaybetmiştir. Bölgede en fazla sel olayı Rize'de meydana gelirken; afet olaylarında en fazla can kaybı ise Trabzon’da yaşanmıştır.
‘Trabzon’da 1.517, Rize’de 1.319 heyelan’
* AFAD’ın Doğa Kaynaklı Afet İstatistikleri Raporuna göre ise 1 Ocak 1950 - 1 Haziran 2018 tarihleri arasında ülkemizde en fazla heyelan olayı Trabzon’da meydana gelmiştir. 1.517 heyelan yaşanan Trabzon’u 1.319 heyelan ile Rize takip etmektedir.
* Tedbirsizlik ve ihmallerin sonuçlarını doğal felaket olarak gördüğümüz sürece de bu kayıpların yaşanması kaçınılmazdır.
* Özellikle son 15 yılda derelerimiz, vadilerimiz, ormanlarımız yeşil alanlarımız, yaylarımız talan edilmiş; doldurulan denizler, yok edilen kıyılar ile doğa acımasızca katledilmiştir. Doğa kendisine karşı yapılan ihanetin bedelini insanlara en ağır şekilde ödetmektedir.
* Vatandaşın canını ve malını tehdit eden bu felaketler karşısında sorunları çözmekle yükümlü olan yöneticiler yaptıkları yanlış uygulamalar ile adeta sorunları kalıcı hale getirmiş ve bölgedeki tehdidin daha da büyümesine neden olmuşlardır.
‘Karadeniz savunmasız hale getirildi’
* İmar barışı adı altında dere yataklarına yapılan yerleşimlere ruhsat verilmiş, derelerin üstleri kapatılıp dere yatakları betonlaştırılıp suyun doğal yollarla denize ulaşması engellenmiş, bölgede artan HES ve Madencilik faaliyetleri nedeniyle doğal bitki örtüsü yok edilmiş, Karadeniz Sahil Yolu ve dolgu alanlarla bölge adeta sellere karşı savunmasız hale getirilmiştir.
* Yasaların çiğnenmesine göz yuman, görevini yapmayıp ihmallere sebep olan yöneticilerin, acı kayıpların yaşandığı her felaketten sonra “Allah’ın ilahi takdiridir, yaraları saracağız” benzeri açıklamalarla kolaycılığa kaçması kabul edilemez. Yaşanan acı tecrübelerden ders alınmalı; ülke akılla ve bilimle yönetmelidir. (EMK)