Aladağ Yurt Yangınını Araştırma Komisyonu'nun Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer, İstanbul Milletvekili Mustafa Ali Balbay, Bartın Milletvekili Muhammed Rıza Yalçınkaya ve İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi’den oluşan Cumhuriyet Halk Partili (CHP) üyeleri komisyonun raporuna şerh düştü.
Komisyonun verimli çalışmadığını belirten CHP’li vekiller sorulması gerek soruların sorulmadığı ve muhalefet partilerinin davet edilmesini talep ettiği kişi ve kurumların çağırılmadığını ifade etti.
“CHP grubu olarak önerdiğimiz kişi ve kurumların çağırılmaması, dinlenmemesi komisyon ortağı olarak yok sayılmamız anlamına gelmektedir. Bu tutum yani muhalefetin yok sayılması, komisyonu olumsuz biçimde etkilemiş, verimli ve etkili sonuçlar alınmasını engellemiştir.
"Komisyonun kurulduğu ilk gün birlikte bir yol haritası belirleyeceğiz denilmesine rağmen, yol haritası tamamen komisyonu yönetenlerce çizilmiş ve muhalefet maksatlı olarak dışarıda bırakılmıştır.
"Tüm Türkiye kamuoyunu ayağa kaldıran bu travmatik olayın incelendiği komisyonun bu tarz çalışma biçimi nedeniyle, hiçbir yere varamamış, ne yangınla ilgili örtülü gerçekler aydınlatılabilmiş, ne de yeni yangınların önlenmesine dair kayda değer bir garanti verilebilmiştir.”
“Bazı kişiler korundu”
Komisyonun toplanma amacına ulaşmadığını söyleyen CHP grubu, “Yeni Aladağ’lar olmasın diye objektif bir tutumla çalışılması gerekiyordu fakat iktidar partisi açıkça bazı meselelerin üstünü örttü ve bazı kişileri korumaya aldı” şeklinde görüş bildirdi.
Hazırlanan yeni yönetmeliklere de dikkat çekilen şerhte “Kurumların denetimi il milli eğitim müdür yardımcısı ya da şube müdürünün başkanlığında şube müdürü ve resmi ortaöğretim kurumu müdürü tarafından yapılacaktır. Teftiş Kurulunun (Müfettişlerin) denetim yetkisi saklı tutulmuştur. Bu sorumluları örtbas etme anlayışı ile Aladağ yangını halen devam ediyor. Bu yönetmelik ile yeni Aladağlar yaratılacağı açıktır” denildi.
“Yeni paralel yapılar”
Şerhte “Yakın zamanda yaşamış olduğu darbe tehdidi ve FETÖ gerçeği ortada dururken, bu tür yapılanmalara izin verilmesi ‘Yeni paralel yapılar’ oluşmasına alan açılması anlamına gelmektedir” ifadeleri de yer aldı.
Yeni yönetmelik
Şerhte belirtilen noktaların bazıları şöyle...
*“Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliğine göre; Gerçek ve Tüzel kişilere Ortaokul Düzeyinde Yurt Açma İzni Verilmiştir. Bu durumda ön görülüyor ki cemaatler şimdi apartlarını, pansiyonlarını öğrenci apartı, öğrenci pansiyonu adı altında özel yurt haline getireceklerdir. Bu durum 10-11 yaşındaki öğrencilerin, dernek ve vakıflar ile şahısların açtığı özel yurtlarda kalmasını yasal hale getirecektir.
"Gerçek ve tüzel kişilere Ortaokul, İmam Hatip Ortaokulu, Ortaöğretim ve Yükseköğretim düzeyinde yurt, pansiyon, apart, stüdyo daire açma hakkı getirilmiştir. Özel yurtların açılması için en az 40, pansiyon için 30, apart ve stüdyo daire için 10 öğrenci şartı getirilmiştir. Kurumlarda geçici barınma adı altında ortaöğretim kurumlarında yükseköğretim öğrencilerinin, yükseköğretim yurtlarında ortaöğretim öğrencilerinin barınmalarına da izin verilmiştir.”
Devletin görevi
*” Eğer ilköğretim değil ama ortaöğretim için vakıflar, dernekler veya özel kuruluşlar tarafından yurtlar açılıp işletilecek ise mutlak surette buraların ruhsatlandırılması, çalışacak insanların seçilmesi ve daha sık/etkin olarak denetlenmesi ve kuralsızlık halinde uygulanacak yaptırımlar daha somut ve ağır hale getirilmelidir.
"Çünkü barınma hakkının kötüye kullanılıp, kimi yöntemlerle çocuklarımızın ve gençlerimizin çağdışı, bölücü ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine aykırı biçimde eğitilmelerinin engellemek gerektiği devletin asli görevlerinden birisidir.”
TIKLAYIN - ALADAĞ YURT YANGINI DAVASI BAŞLADI
“Üstünkörü raporlar”
*”Aladağ’da ortaöğretim öğrencilerine hizmet vermek için açılmış olan yurtta, hiç ortaöğretim öğrencisinin kalmıyor olması düşündürücüdür. Müfettiş raporlarında da belirtilen bu durum, yurdun ilk ve ortaokul öğrencilerini barındırdığı gerçeğini ortaya çıkarmaktadır. Aladağ yangını olduğu tarihlerde özel teşebbüsün ortaokul düzeyinde yurt açma yetkisi yoktu.
"Bu nedenle yurtta ilk ve ortaokul öğrencilerinin sürekli barındırılması İlçe Milli Eğitim Müdürü, yurt yöneticileri ve teftiş yapan müfettişler ve şube müdürlerinin görevlerini tam olarak yapmadıklarını göstermiştir. Müfettiş raporlarında yurtta ortaöğretim öğrencisi olmadığı tespit edilmesine rağmen, bu durumun nedenleri araştırılmamış, üstün körü rapor tutularak geçiştirilmiştir.”
BİLİRKİŞİ ÖN RAPORU: YURDUN YANGIN MERDİVENİ KAPISININ KOLU YOKTU
Denetim
“Denetim aşamasındaki kurumlar, özellikle de İç İşleri Bakanlığı (Kaymakam, Vali ) ve Milli Eğitim Bakanlığının (İlçe Milli Eğitim Müdürü, İl Milli Eğitim Müdürü) rolü birbirinden bağımsız düşünülemez. Denetim görevlerini MEB Maarif Müfettişleri yaptığı için, İl ve İlçe Millî Eğitim Müdürlerini bu işin dışında tutmamız mümkün değildir.
"Görevini eksik yapan paydaşlar, sorumluluk açısından birbirinden ayrı değerlendirilmekte, fakat hükümetçe aynı titizlikle korunmakta, Kaymakamdan Milli Eğitim Müdürüne kadar ilçede yetkili olan bütün önemli devlet görevlilerinin olaydaki sorumlulukları göz ardı edilmektedir.”
TIKLAYIN - EĞİTİM SEN'DEN KARAGÖZ: ÇOCUKLARIN O YURTTA BULUNMASI YASAL DEĞİLDİ
"İhmallerle dolu"
* Yurt çalışanlarının ve yöneticilerinin kâğıt üzerinde varlıkları bir anlam taşımamaktadır. Alanında uzman olmayan kişilerin işlettiği bu yurt yangını ihmallerle doludur.”
*Yurt binasının bazı bölümlerinin ahşap, yerlerinin halı kaplı olması uzman olmayan denetçilerin bile dikkatini çekmesi gereken bir vaka olmasına rağmen, bu duruma İlçe Milli Eğitim Müdürü, denetim yapan şube müdürü ve Maarif Müfettişlerinin sessiz kalmaları manidardır.”
*”Yangın önleme adına yapılan tatbikat ve doldurulan formlar şüphelidir. İlgili formların sonradan doldurulmuş olma ihtimali savcılar tarafından araştırılmalıdır.”
*”Özel Öğrenci Yurtlarında öğrenciler belli bir oranda ücret ödeyerek barınma hizmeti almaktadırlar. Tespit edildiği kadarı ile yurtta kalan öğrencilerin çoğunun para ödemediği, giderlerin yurt yönetimi tarafından karşılandığı bilinmektedir. Yurt yöneticilerinin hesap hareketleri incelenmeli ve yurdun finansının kim ya da kimler tarafından yapıldığı tespit edilmelidir.”
“Tüm yöneticiler soruşturulmalı”
*”Yoksul köy çocuklarının bu yurtta sağlıksız ortamda barınmasına müsaade eden tüm yöneticiler soruşturmaya dâhil edilmelidir.”
*”Aladağ’da bir yıl önce yıkılan devlete ait yurdun yıkılma sebepleri araştırılmalıdır.”
HDP de "sorumlular korunuyor" demişti
TBMM Aladağ Yurt Yangınını Araştırma Komisyonu’ndan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Hüda Kaya 15 Mayıs'ta bianet'e komisyon olarak yaptıkları incelemeleri aktarırken “Pek çok dramatik olayda da olduğu gibi bu olayda da sorumluluğun ya ölenlere ya da yaşayan bir garibanın üstüne yüklenip resmi sorumluları işin içinden sıyırmaya yönelik gayretlerin olduğunu gözlemledim" demişti. (YY)
Ne olmuştu |
29 Kasım 2016'da Adana Aladağ'da Özel Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu'nda akşam saatlerinde yangın çıkmış, yurtta kalan eğitmen Fatma Canatan, yurt müdürü Cumali Genç'in kızı Sare Betül Genç, 8'inci sınıf öğrencileri Sema Nur Aydoğdu, Zeliha Avcı, Sevim Köylü; 7'nci sınıf öğrencileri Gamze Bagir, Sümeyye Yetim, İlknur Maden; 6'ıncı sınıf öğrencisi Nurgül Pertlek, 5'inci sınıf öğrencileri Bahtınur Baş, Tuğba Aydoğdu ile Cennet Karataş hayatını kaybetmişti. Pencereden atlayan ve dumandan etkilenen 22 öğrenci de hastanelere kaldırılmıştı. Yangınla ilgili önce tutuklanan ve sonra serbest bırakılan dört dernek yöneticisi Adana Barosu Çocuk Hakları Komisyonu’ndan avukatların, Sosyal Haklar Derneği ve Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine tekrar tutuklanmıştı. Dava yedi tutuklu sanıkla başladı. Ramazan Dede'nin tahliyesi sonrası davada altı kişi tutuklu bulunuyor. Sanıklar ilk duruşmada itfaiyeyi suçlamışlardı. |