Dilbilimci ve filozof Profesör Noam Chomsky 8 Mart gecesi BBC 2'nin Newsnight adlı haber programında sunucu Jeremy Paxman'ın sorularını yanıtladı.
BBC: Profesör Chomsky, Mısır ya da Libya sokaklarında gösteri yapan binlerce insanı gördüğünüzde ne düşünüyorsunuz?
Chomsky: Harika bir şey bence. Bir çok iç ve dış sorunları var. Şu ana kadar olanlar kayda değer bir başarı. Ama rejimler yerli yerinde duruyor. Bazı isimler değişti ama henüz önemli bir sosyo ekonomik ve siyasi değişim olmadı. Hala olabilir.
BBC: Peki ama sizin rejime karşı sokaklara döküldüler dediğiniz insanlar büyük ölçüde Batı'dan destek gördüler. Batı diktatörlere karşı göstericilere destek verdi genel olarak. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Chomsky: Kesinlikle hayır. Gerçekte olan, defalarca sahneye konmuş bir oyunun seyri izlendi. Filipinlerde Marcos, Haiti'de Duvalier, Güney Kore'de Chun Duhwan, Endonezya'da Suharto, hep aynı şey oldu. Sevgili diktatörünüzü daha fazla destekleyemeyeceğiniz bir an gelir. Son yaşananlar da aynı. Diktatörü gidebildiği yere kadar destekliyorsunuz, ama öyle bir yer geliyor ki -ordu, aleyhlerine dönüyor ya da başka gelişmeler oluyor- artık ondan sonra, demokrasi aşkınız üzerine gösterişli açıklamalar yapmaya başlıyorsunuz, halkın yanında olduğunuzu söylüyor ve rejimi korumaya çalışıyorsunuz.
BBC: O halde, doğru tutumun, mesela Mısır'da gösteriler başlar başlamaz yönetimden desteği çekmek olduğunu düşünüyorsunuz.
Chomsky: Tam öyle değil. O desteğin çok daha önce çekilmesi gerekiyordu. Bu gösteriler son zamanlarda ortaya çıkan şeyler. Ama bu ülkelerde aslında uzun yıllardır bir çok şey oluyor. Mesela Mısır'da çok uzun yıllardır kapsamlı ve kayda değer bir işçi mücadelesi var. 25 Ocak hareketi, ayaklanmasının başını 6 Nisan grubu çekiyordu mesela. Son olaylarda internet mesajlarını yaygınlaştıran gençler kendilerine bu ismi vermişti. 6 Nisan, Mısır için çok önemli bir gündür. Mahala dokuma sanayiinde bir fabrikada başlatılan grev ve ona verilen destek, iki yıl önce 6 Nisan'da zorla bastırılmıştı.
BBC: Bu gösterilere katılanların çoğunun, sizin "göz boyama" diye tanımladığınız Batı'da yaygın olan özgürlükleri talep ediyor olması karşısında ne düşünüyorsunuz?
Chomsky: Özgürlüklerin birer yalan, birer aldatmaca olmasına izin verirseniz, öyle olurlar. Maddison-Wisconsin'de olanlar bu bağlamda çok önemli. Bundan iki hafta kadar önce Kahire'deki bir gösterinin orta yerinde, Mısır'ın en tanınmış işçi liderlerinden biri, Kemal Abbas, Maddison-Wisconsin'deki işçilere bir mesaj yolladı. Mısır işçi sınıfının Maddison'daki işçilerin mücadelesini desteklediğini söyledi. Maddison'da işçiler, demokrasinin şiddetli saldırılara uğrayan bazı yönlerini koruma mücadelesi veriyor. Mısır'da ise işçiler kendilerine şimdiye kadar verilmeyen hakları almaya çalışıyor. Yörüngeler kesişiyor ama hareketler ters istikamette.
BBC: Sizce Batı Mısır'da ya da Libya'da ayaklananları silahlandırma yoluna gitmeli mi örneğin?
Chomsky: Böyle bir konu Mısır'da gündeme bile gelmedi. Dolayısıyla tabi ki hayır. Ama Libya'nın özel bir durumu var. Ülkede şu an bir iç savaş yaşanıyor. Batı bu savaşa müdahele etmeli mi? Sanmıyorum. Böyle bir şeyin gündeme gelmesi için daha farklı gelişmeler olması gerekiyor. Herşeyden önce halk böyle bir şey istemiyor. Unutmayalım, Batı'dan, üstelik haklı sebeplerle nefret ediliyor buralarda. Libya'ya bakalım. Önemli bir kısmı muhalif güçlerce kurtarılan Doğu Libya, Birinci Dünya Savaşı sonrasının ilk ve önemli soykırımına sahne olmuş bir yer. İtalyanlar tarafından. Biz hatırlamayabiliriz, onlar hatırlıyor. Ondan sonra bu bölgenin İngilizlerle, Fransızlarla yaşadıkları var. Güçlü olan için tarihe karışmış şeyler bunlar. Ama kurbanların bu lüksü yok.
BBC: Ne yapmalı peki Batı ülkeleri?
Chomsky: Bizden bir şey isteyen olmadıkça uzak durmalı ve beklemeliyiz. Zaten çoğunlukla uzak kalmamız isteniyor. Söylenenleri iyi dinlemeli. "Elinizde yeterince kan var, uzak durun" diyorlar. Ne yapmalı sorusunun yanıtı sadece bizde değil. Dünyada bizimkilerden başka ülkeler de var. Brezilya, Türkiye gibi saygın ülkeler de var.
BBC: Sizin Bush ve Blair'in izlediği dış politika hakkında ne düşündüğünüzü biliyoruz. Obama daha mı iyi sizce?
Chomsky: Bir çok bakımdan daha kötü. Daha seçimlerden önce yazmaya başladım bu konuda. Afganistan'da savaşı hızla tırmandırdı. Öyle ki Pakistan bugün bölünme tehdidiyle karşı karşıya geliyor bu yüzden. Bu Batı açısından tam bir felaket olur. İsrail-Filistin meselesine bakalım. Şok edici bir tutum izliyor. Daha geçtiğimiz haftalarda bu konuda bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı gündeme geldi. Karar İsrail'i Filistin topraklarındaki yahudi yerleşimlerini genişletmeye son vermeye çağırıyor ve yerleşimleri yasadışı diye tanımlıyordu - ki bu tartışmalı bir konu bile değil. Obama bu karar tasarısını veto etti.
BBC: Sizin meşhur bir sözünüz var. İkinci Dünya Savaşından bu yana görev yapmış her bir ABD başkanının, Nürnberg'e çıkarılsa suçlu bulunacağını söylediniz. Obama da dahil mi buna?
Chomsky: Şöyle dedim: Nürnberg ilkelerini doğru buluyorsanız, her bir ABD başkanına bunların uygulanmasını savunmalısınız. Ha nasıl bir sonuca varılır ona tek tek bakmak lazım. Nürnberg mahkemeleri demedim, Nürnberg ilkeleri dedim.
BBC: Obama'nın bu ilkeler karşısında diğer başkanlardan daha temiz çıkmayacağını söylüyorsunuz ama galiba?
Chomsky: Doğru. Afganistan'da büyük bir savaş yürütüyor. İsrail'in saldırgan ve suç nitelikli eylemlerine doğrudan destek verip katkıda bulunuyor. Henüz iki yıldır iş başında, dolayısıyla ölçmek için erken denebilir. Ama kendinden önce gelenlerden farklı bir şey yapmama konusunda tutarlı bir çizgi izledi şu ana kadar. (BBC/KB/EÜ)
* Söyleşiyi Kumru Başer Türkçeleştirdi. Orjinal videoyu izlemek için tıklayın.
( )