Alberto Korda’nın çektiği Che Guevara fotoğrafının, Che'nin ölümünün ardından bir tüketim nesnesine doğru evrilmesinin öyküsü Che'nin ölüm yıldönümünde santralistanbul'da açılan sergide ziyaretçilerle buluştu.
Küratörlüğünü Trisha Ziff'in üstlendiği sergi Korda'nın 1960'ta biraz da tesadüf eseri çektiği “Guerrillero Heroico/Kahraman Gerilla” adlı Che portresinin 48 yıl içinde sonsuz kez ve sonsuz çeşitlilikte yeniden üretilen bir imgeye dönüşmesi sürecini "Korda'nın Objektifinden Che: Bir Portrenin Devrimle Başlayıp İkonla Biten Öyküsü" adıyla Bilgi Üniversitesi'nin Silahtarağa Kampüsü'ndeki santralistanbul salonlarına taşıyor.
Riverside Kaliforniya Üniversitesi'ne bağlı Kaliforniya Fotoğraf Müzesi'nin (UCR) yapımı olan sergi, 9 Ekim-4 Ocak tarihleri arasında ziyaret edilebilir.
Bir salon dolusu Che
Sergi, Korda’nın devrimci ideallerin simgesi olan Küba devriminin en önemli öncülerinden Marksist devrimci Ernesto Che Guevara'nın ünlü fotoğrafıyla karşılıyor sizi. Che kızıl beresi, rüzgarda savrulan saçları ve gözlerindeki kararlılık ve tutkuyla gülümsüyor duvarda. Yanında serginin hazırlanışı ve neden yapıldığına ilişkin cümleler büyük harflerle Che “aslında” bir devrimciydi diyor.
Salonun ortasındaki camekanlarda Che’yi anlatan Türkçe kitaplar ve dergiler yer alıyor. 1968'de Che’yi kapağına taşıyan dönemin etkin dergisi Ant ve 1968 dosyasıyla Roll yan yana duruyor.
Duvardaki altı küçük ekranda Che’yi anlatan filmlerden bölümler dönüyor. Brezilyalı Walter Salles’in Motosiklet Günlüğü/Diarios de Motocicleta, Richard Fleischer’ın yönettiği, Ömer Şerif’in başrolünde oynadığı 1969 yapımı “Che” ve diğerleri.
Korda anlatıyor...
İki büyük ekrandan birinde ise Korda “o” fotoğrafı çektiği tarihi anı anlattığı video dönüyor. Korda dün gibi hatırladığı büyük yürüyüşü ve Che’yi büyük bir heyecanla döküyor cümlelere. “Hava soğuktu” diyor ve ekliyor: "Binlerce kişinin önünde Fidel’i dinliyordum. Sonra kısa bir süre Che’yi gördüm ve deklanşöre bastım. Ancak dengemi kaybettiğim için iki kare çekebildim."
Dünyanın en çok kullanılan, basılan ve tüketilen fotoğrafı birkaç saniyede kayıtlara geçiyor.
Serginin ikinci kısmında ise Küba, Şili, Bolivya, Amerika, Nikaragua, Fransa, Almanya ve İstanbul’un da aralarında bulunduğu 30’u aşkın ülkede üretilmiş fotoğraf, afiş, film, ses, giysi ve eşyaları bulunuyor.
Duvarları, tişörtleri, çantaları, montları, eylemleri, pankartları, afişleri, kartpostalları “süsleyen” Che yeniden ve yeniden “heyecan uyandıran” biri olduğunu hissettiriyor salonda adımlarınızı atarken.
Sadece seyirlik değil okumalık da
Che’li üretimlerin yanı sıra duvarları süsleyen çeşitli metinler sergiyi sadece seyirlik değil okumalık bir aktiviteye de dönüştürüyor.
Jean-Paul Sarte, Jose Angel Toirac, Ariel Doffman, Jorge Castanéda, Edmundo Desnoes, Dough Mc Culloh ve diğerlerinin 41 yıl önce öldürülen devrimci üzerine cümleleriyle resmi tamamlıyor.
Devrimsel içeriğinden çıkıp bir tüketim aracı haline gelen Korda'nın Che'sinin, çok çeşitli uyarlamalarla, hem en ince yorumlara bile direnen, hem de her tür değişime açık bir simgeye dönüşmesini ortaya koyan sergi geçtiğimiz yıllarda, İngiltere'deki Victoria ve Albert Müzesi'nin yanı sıra, ABD, İtalya, İspanya, Hollanda ve Portekiz'in önde gelen müzelerinde ziyaretçilerle buluşmuştu.
İstanbulluların santralistanbul’da görebilecekleri sergi pazartesi günleri dışında 10.00 ile 20.00 saatleri arasında ziyarete açık. (BÇ)