Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Merkezi, Ankara'da polisin bir eve baskın düzenlediğinde Kevser Mızrak'ın öldürülmesiyle ilgili, evdeki diğer kişinin sağ yakalanmasını anımsatarak, "Mızrak sağ yakalanabilirdi" diyor.
Ankara'da polis önceki gün (10 Aralık) bir evi bastı, "istihbarat çalışmaları neticesinde eylemde bulunacaklarından" şüphe edilen iki kişiden Kevser Mızrak öldürüldü, Sezgin Çelik gözaltına alındı. İki polisin yaralı olduğu bildirildi.
ÇHD olaya dair "Aynı evden çıktığı öne sürülen ve kollukça ismi Sezgin Çelik olarak açıklanan kişinin, hiçbir zorluk ve mukavemetle karşılaşmadan kolayca gözaltına alınmış olması, usulüne uygun bir yakalama işlemi yürütülseydi yaşamını yitiren Kevser Mırzak hakkında da sağ kalmasını gözeten bir yakalama işlemi yapılabileceğini düşündürmektedir" açıklamasını yaptı.
Dernek "Sezgin Çelik'in annesi ve avukatının derneğimize yaptığı başvuru ve verdikleri yetki ile soruşturma cumhuriyet savcısı, soruşturmayı yürüten kolluk ve ölen Kevser Mızrak’ın ailesi nezdinde girişimlerde bulunmak üzere iki genel yönetim kurulu üyesinin görevlendirildiğini" bildirdi.
ÇHD'nin saptamaları şöyle:
Baskını haklı çıkaracak gerekçe açıklanmadı: "Evde savcı nezaretinde arama ve inceleme yapılmış ancak evin acilen kolluk tarafından basılması gerekliliğini haklı çıkaracak bir neden açıklanmamıştır. Bu husus, ölen kişinin sağ yakalanması için gerekli gayret ve özenin gösterilmesi yerine, ne için silahlı baskının tercih edildiği sorusunu sormamızı gerektirmektedir."
24 saat avukat kısıtlaması: "Soruşturma kapsamında 24 saat boyunca avukat görüş kısıtlaması getirilmesini anlamak ve kabul etmek mümkün değildir. Yürürlüğe girdiğinden bu yana eleştirdiğimiz gibi Terörle Mücadele Kanunu’nun 'hiçbir adli işlem yapılmamasına rağmen' 24 saat avukat görüşünü kısıtlama yetkisi veren hükmü açıkça işkence ve kötü muameleye davetiye çıkarmaktadır. Bu uygulamayı kabul edilemez buluyoruz."
Gizlilik kararı silah kullanmayı araştırmayı engelliyor: "Alınması talep edilen 'gizlilik kararı'nın, sadece gözaltında bulunan kişi ya da kişilerin soruşturmalarını değil, kolluğun silah kullanmada, gerekli sınırı ve yetkiyi aşıp aşmadığına ilişkin soruşturmayı etkilediği dikkate alınmalıdır. Bu aşamada 'gizlilik kararı' kaldırılmalı, silahlı ev baskınını yürüten kolluğun, soruşturmayla ilişkisi kesilmeli ve silah kullanımı nedeniyle kendilerinin de şüpheli olduğu bir soruşturma yönünden, delil karartma tehlikeleri bulunduğu gözetilmelidir."
Polis silah kullanma yetkisini kötüye kullanıyor: "10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde meydana gelen bu olayın, bir süredir yaygın ve ağır sonuçlar yaratan polisin silah kullanma yetkisinin kötüye kullanılması ve sınırlarının aşılması sorununa tekrar dikkat çekmeyi gerektirdiği söylenmelidir." (NZ)