Anayasa Mahkemesi, Çağdaş Hukukçular Derneği’nden (ÇHD) avukatların ev ve bürolarının basılmasıyla ilgili yaptıkları şikayetle ilgili karar verdi.
Bugün Resmi Gazete’de yayınlanan kararda, avukatların gözaltına alınması ve tutuklanmalarıyla ilgili başvuruların “açıkça dayanaktan yoksun olduğu” gerekçesiyle kabul edilemez olduğuna hükmedildi.
Karşıoy veren hakimOsman Paksüt ise kapı kırılarak yapılan baskını “özel hayatının gizliliğine ve konut dokunulmazlığına yapılan müdahale” olarak niteledi.
Karşıoyda ayrıca, “avukatların gözaltına alınması, hukuka aykırı gözaltı uygulamasının en açık bir örneğini oluşturuyor” denildi.
“İnsanlıkdışı ve onur kırıcı muamele”
ÇHD’li avukatlar şu gerekçelerle başvuru yapmıştı:
* Gözaltına alınırken, gözaltı süresinde ve cezaevi girişinde onur kırıcı kötü muameleye maruz kalmaları,
* Gereksiz yere gözaltına alınmaları, gözaltında tutuldukları yerin koşullarının kötü olması,
* Cezaevi girişinde insanlıkdışı ve onur kırıcı muameleye tabi tutulmaları,
* Haklarında kuvvetli suç şüphesi olmadan tutuklama kararı verilmesi,
* Tutukluluğa itiraz incelemesinin duruşmasız yapılması,
* Soruşturma dosyasında kısıtlılık kararı verilmesi,
* Gizli tanık beyanlarına dayanılması, soruşturma sürecinde farklı savcıların görev yapmaları,
* Tek hâkim kararma dayanılarak konut ve bürolarında arama yapılması,
* Avukat olarak müvekkilleri ile yaptıkları yazışmalara el konulması,
* Mesleki faaliyetlerinin ve üyesi oldukları derneğin faaliyetlerinin soruşturma konusu yapılması, dernek binasında yapılan aramada derneğe ait dosyaların zarar görmesi.
3 yıl sonra karar
Avukatlar Günay Dağ, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Selçuk Kozağaçlı, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Güçlü Sevimli, Naciye Demir, Şükriye Erden, Taylan Tanay ile İstanbul Barosu adına Baro Başkanı Ümit Kocasakal, Anayasa Mahkemesine 1 Mart 2013’te başvurdu.
TIKLAYIN - ÇHD'Lİ DOKUZ AVUKAT TUTUKLANDI
Avukatlar, 18 Ocak 2013’te İstanbul, Ankara, Antalya, Bursa'da sabaha karşı yapılan eş zamanlı DHKP-C operasyonu kapsamında gözaltına alınmış, 21 Ocak’ta tutuklanmıştı.
“Kapı kırılacak derecede acil değil”
Anayasa Mahkemesinde hak ihlali olmadığına dair karar, dört hakimin karşı oyuyla alındı.
Hakim Osman Paksüt de baskının niteliğiyle ilgili karşıoy bildirdi:
“Başvurucular, yıllardan beri avukatlık yapmakta olup 1974 yılından beri yasal olarak faaliyet gösteren Çağdaş Hukukçular Derneği’nin üyesidirler.”
“Konut ve bürolarında yapılan arama her ne kadar meşru bir amaca dayanmakta ve demokratik bir toplumda zorunlu sayılabilecek ise de gece vakti, kapı kırılmak suretiyle arama yapılmasını gerektirecek derecede acil değildir. Bu nedenle, olayda başvurucuların özel hayatının gizliliğine ve konut dokunulmazlığına yapılan müdahalenin ölçülü olduğundan söz edilemez.”
Paksüt ayrıca, “avukatların gözaltına alınmasının, hukuka aykırı gözaltı uygulamasının en açık bir örneğini oluşturduğunu” belirtti.
“Hürriyetten yoksun bırakılamaz”
Hakim Serruh Kaleli de karşıoyunda, Anayasa’nın 19 maddesini ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini hatırlattı:
“Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında Anayasa’nın 19. maddesinin 2. fıkrası kanunda öngörülen haller hariç kimsenin hürriyetinden yoksun bırakılamayacağını, AİHS’nin 5. maddesi 1. fıkrasında da yasanın öngördüğü usul dışında özgürlükten yoksun bırakılamayacağı ifade edilmektedir.” (AS)