Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Fevziye Cengiz'in gözaltında sivil polislerce dövüldüğü Karabağlar Polis Merkezi önünde basın açıklaması yaptı.
Açıklamada aynı karakolda füze kalkanına karşı bildiri dağıtan Mert Toka ve 18 yaşından küçük N.A.'ya da aynı şekilde şiddet uygulandığına dikkat çekti.
ÇHD adına avukat İmdat Ataş'ın okuduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Fevziye Cengiz'e karakolda uygulanan işkencenin görüntülerin basına yansımasından bir gün önce yine bu karakola bağlı polislerle İzmir Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesinde görevli polisler; Karabağlar Cumhuriyet Anadolu Lisesi önünde füze kalkanına karşı bildiri dağıtmak isteyen Mert Toka'ya ve orada bulunan 18 yaşından küçük N. A.'ya aynı şekilde şiddet uyguladı. Gençler boğazları sıkılarak, dövülerek, yerlerde sürüklenerek gözaltına alındılar, hakarete uğradılar. Sonra da bu karakola getirildiler.
"Bu karakolda "işkence" var. İşkenceyi gördük. Televizyonlarda, gazetelerde, sosyal medyada... Gördüğümüz için ilgilendik, gördüğümüz için inandık, gördüğümüz için üzerine konuşuyoruz. Ya görmeseydik...
"ÇFD üyeleri olarak bizler, Türkiye'nin işkence gerçeğini, takip ettiğimiz işkence davalarından biliyoruz. Biliyoruz ki işkence hala devam ediyor. Çünkü;
* Hala yetkililerce, suçlunun şiddeti uygulayan değil, şiddete maruz kalan olduğu ya da mağdurun başına gelenleri hak ettiği söylenmeye devam ediliyor,
* Mağdurlardaki darp cebir izlerinin kolluk tarafından değil, mağdurların kendilerince yapıldığına inanmamız isteniyor,
* Mağdurlar şikayetçi olmamaya, olmuşlarsa ifadelerini değiştirmeye zorlanıyor, tehdit ediliyor ya da uzlaşma masasına çağırılıyor,
* İşkence görenlere, işkence edenlere mukavemet ya da hakaret ettiklerine ilişkin davalar açılıp, cezalar veriliyor,
* Doktorlar, işkence mağdurundaki darp cebir izlerini bile görmezden gelip, işkenceyi yapanlara darp cebir raporları vermeye devam ediyor,
* Savcılar işkence soruşturmalarında delilleri toplamıyor, toplanan delilleri göz ardı ediyor, polisin tuttuğu tutanakları en güçlü delil kabul ediyor,
* Polisler hakkındaki soruşturmalar çok uzun süreleri alıyor, ama mağdurlar hakkında derhal dava açılıp cezalar veriliyor,
* Birçok kere, istenen kamera kayıtları "kameraların bozuk olduğu", "görüntülerin silinmiş olduğu", "kayıt bulunamadığı" cevapları verilerek gönderilmiyor,
* Mahkemeler, vatandaş yerine devleti ya da memurunu koruma adına polis tutanaklarına veya savunmalarına itibar ederek çoğunlukla beraat kararları veriyor, yapılacak birşey olmadığında ise cezasızlık için her olanağa başvuruyorlar,
* Hala işkence davalarına ilişkin yargılamalar uzuyor, dosyalar zamanaşımına uğruyor.
"İşkence sadece karakoldaki polisin yaptığı bir şey değildir. İşkence cezasız bırakılmaktır. Cezasızlık ise işkencenin devam etmesi demektir. İşkence bir çarkın işlemesidir.
"Evet, bu 'karakolda ayna var'. O aynada da Türkiye'nin işkence gerçeği." (ÇT)