* Çizim: Murat Başol
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu’ndan (HHB) avukatların yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında savcı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.
bianet’in haberleştirdiği mütalaada Savcı Haluk Tunç, birleştirilen iki ayrı davada yargılanan tüm avukatların “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği” ya da “örgüt propagandası” suçlarından cezalandırılmasını talep etti.
TIKLAYIN - ÇHD davasında mütalaa: Tüm avukatlara ceza istendi
Silivri Kampusu’ndaki İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen bugünkü duruşmada avukatlar mütalaaya tepki gösterdi ve kovuşturmanın genişletilmesini talep ettiler.
Ancak mahkeme mütalaayı kabul ederek avukatlara son savunmaları için süre verdi.
Gelecek duruşmalar, 5-6-7 Ocak 2021’de görülecek.
“Tanık da hakimle birlikte mahkeme değiştirmiş”
ÇHD Genel Merkezi’nin aktardığına göre, ilk sözü alan avukat Hasan Fehmi Demir, ilk kararı veren İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin “üzerlerinde ağır baskı olduğu” şüphesi uyandıran birçok bulgu olduğunu ifade etti:
“İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı dosyada hiçbir talep olmamasına, dosya ile bir ilişiği olmamasına rağmen İsmet Özdemir isimli tanığı dinledi. Biz sonradan anladık ki, mahkeme başkanı daha önce 29. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde ve öncesinde Sulh Ceza Mahkemesinde görevli iken bu kişiyi sorgulamış.”
"Halüsinasyon görüyorum, beni dikkate almayın" |
İsmet Özdemir (İ.Ö.), bianet’in “kadrolu tanık” haberlerinin öznesi olan tanık. "Kadrolu tanık” İ.Ö.’nün “Psikolojim bozuk, beyanlarımı dikkate almayın” şeklindeki dilekçesiyle ilgili bianet haberi, ÇHD davasının Yargıtay başvurusuna da konu oldu. ÇHD davasında yargılanan avukatların müdafileri, dosyanın görüldüğü Yargıtay 16. Ceza Dairesine başvuru yaptı. Başvuru dilekçesinde, “Beyanları mahkumiyet kararına esas alınan İ.Ö. isimli tanık hakkında ‘halüsinasyonlar ve sanrılar yaşamasının olası’ olduğuna dair psikolojik değerlendirme raporunu içeren haber metni” sunuldu. TIKLAYIN - “Kadrolu tanık”: Psikolojim bozuk, beyanlarımı dikkate almayın Konuyla ilgili şu haberlerin fotokopisi de ayrıca dilekçe eki olarak Yargıtay’a sunuldu: TIKLAYIN - “10 Yaşında Muhbirliğe Başladım” TIKLAYIN - Babasını da İhbar Eden Kadrolu Muhbir İ.Ö. Hapishanede “Kayboldu” TIKLAYIN - Emniyet, Kadrolu Tanığın İfadesini Doğrulamadı: Bahsettiği Görüntü Bizde Yok TIKLAYIN - Kadrolu Tanık, Polisin Polisi Tehdidinde de Kullanıldı 100’den fazla davanın tanığı olan, ÇHD davasında 159 yıldan fazla ceza verilen avukatlarla ilgili de tanıklık eden İ.Ö. avukatı aracılığıyla yargılandığı başka bir davanın görüşüldüğü Yargıtay’a dilekçe göndermiş, psikolojik sebeplerle tanıklığının dikkate alınmaması gerektiğini ifade etmişti. Dilekçede, İÖ.’nün halüsinasyonlar gördüğü anlatılarak bunu destekleyecek sağlık raporları verilmişti. İ.Ö.’nün tanıklık ettiği ve dilekçe gönderdiği dosya, Nazım Şafak Korkmaz’ın da yargılandığı dava. |
“Bu aşamada mütalaa sunulamaz”
Ardından söz alan avukat Oğuzhan Topalkara, “Esas Hakkında Mütalaa konusunda bir usulsüzlüğün söz konusu olduğunu” belirtti:
“Duruşma savcısı bizim kovuşturmanın genişletilmesi taleplerimizden sonra halen aynı fikirdeyse ancak mütalaa sunabilir. Biz de ancak o zaman süre isteyebiliriz. Bu aşamada mütalaa sunulamaz.
“Yargılama yedi yıldır sürüyor. Dosyada, sanıklar hakkında ciddi beyanlarda bulunan tanıklar var, mütalaada da buna değinilmiş ancak mahkemeniz huzurda bir kez dahi bir tanık dinlenmiş değil bugüne kadar. Öncelikle bu tanıkların dinlenilmesini talep ediyoruz.
“Bu davanın iddianamesini hazırlayan savcı şu an FETÖ/PDY davasından ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü. Bir suçlunun hazırladığı iddianame ile yargılama yapıyorsunuz.”
“Bunlar geride kaldı diye düşünülmesin. Esas Hakkında Mütalaasında savcı, Adem Özcan’ın meslektaşlarımız hakkında yazdıklarını kopyala-yapıştır yaparak kullanmış. Bir FETÖ hükümlüsünün sözü var mütalaada, bu yönüyle çok cesur bir iş sayın savcının yaptığı…”
Tanık İ.Ö. “yardımcı istihbarat elemanı”
Avukat Several Ballıkaya da beyanında tanığın duurmuna değindi:
“İsmet Özdemir isimli tanık 2007 yılında tutuklu ancak hapishaneden çıkarılarak eylemlere götürülmüş. Tam 14 gün boyunca hapishane dışında çeşitli eylemlere götürülerek katılması sağlanmış. İstanbul Emniyet Müdürlüğünün 37. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği evraktan İsmet Özdemir'in yardımcı istihbarat elemanı olarak çalıştığı anlaşılıyor.”
“Kendi öyküsünü dinlerseniz bir vahametin tablosu. ‘Ben sokakta kalıyordum, babam sürekli beni döverdi. Seyrantepe Polis Lojmanları'nın orada istihbaratçılarla tanıştım’ diyor. İsmet Özdemir diyor ki, Ebru Timtik ile bütün görüşmeleri gizli kamera ile kaydettim. Emniyet getirsin o zaman bu görüntüleri.”
Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik'in beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, tutukluluğun devamına karar verdi.
TIKLAYIN - "Varolmayan delille" avukatlara 159 yıl ceza
TIKLAYIN - 3 dakikada “yaratılan” dijital delillerde 167 gün “kayıp”
Ne olmuştu?
Avukatların Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP-C) üyeliği ve yöneticiliğiyle suçlandığı, Savcı Adem Özcan tarafından hazırlanan 624 sayfalık iddianame 19 Temmuz 2013’te kabul edilmişti. İddianamede, 22 avukat sanık olarak yer alıyordu. Avukatların dokuzu yaklaşık bir yıl kadar tutuklu kalmıştı.
Ardından ikinci operasyon düzenlendi. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan ikinci davada mahkeme 20 Mart 2019’da karar verdi, 18 avukata toplam 159 yıl 1 ay 30 gün hapis cezasına hükmetti.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bu ikinci davayla ilgili Eylül 2020’deki kararıyla avukatlar Barkın Timtik, Selçuk Kozağaçlı ve Ezgi Çakır hakkındaki hükümler hariç diğer cezaların onanmasına hükmetti. Avukat Ebru Timtik ölüm orucunda hayatını kaybettiği için onunla ilgili karar verilmesine yer olmadığı ifade edildi.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesince, TCK'nın 314/1 maddesi uyarınca "örgüt kurmak ve yönetmek" suçundan 18 yıl 9 ay hapse mahkum edilen Barkın Timtik’in “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı diğer davayla birlikte değerlendirilmesine karar verildi.
Bu davada “örgüt üyeliği” suçundan 11 yıl 3 ay hapis cezası verilen Selçuk Kozağaçlı’nın ise diğer davada “örgüt yöneticiliğinden” yargılandığı ifade edilerek yine birlikte değerlendirme kararı verildi.
Sanık avukatlardan Ezgi Çakır’a yerel mahkemece 8 yıl hapis cezası verilmişti. Yargıtay, Çakır’ın, sanıklardan Ahmet Mandacı, Zehra Özdemir, Ayşegül Çağatay, Yağmur Ereren, Didem Baydar Ünsal ve Yaprak Türkmen gibi Türk Ceza Kanunu’nun 314-3, 220-2 maddeleri uyarınca “örgüte bilerek isteyerek yardım etme” suçundan cezalandırılması gerektiğine hükmetti.
Diğer sanıklara verilen ve Yargıtayca onanan hapis cezaları ise şöyle: Özgür Yılmaz: 13 yıl 6 ay, Behiç Aşçı: 12 yıl, Şükriye Erden: 12 yıl, Engin Gökoğlu: 10 yıl 6 ay, Aytaç Ünsal: 10 yıl 6 ay, Süleyman Gökten: 10 yıl 6 ay, Ayçan Çiçek: 9 yıl, Naciye Demir: 9 yıl.
Birleştirilen iki davanın, cezası kesinleşmeyen sanıklar yönünden görülmesine devam ediliyor.
Barkın Timtik, Oya Aslan, Özgür Yılmaz ve Selçuk Kozağaçlı tutuklu. (AS)