Chatterjee konuşmasına Türkiyeli akademisyenlerle ancak Batı ülkelerinde karşılaşma imkanı bulduğunu, ancak böyle bir panelde herhangi bir aracı olmaksızın görüşme fırsatı bulduğu için çok memnun olduğunu belirterek başladı.
Akademisyen, ulus devletin ancak 2. Dünya Savaşı ve sömürgelerin bağımsızlık savaşları sonrasında, yani 20. yüzyılda dünyada baskın devlet modeli olarak ortaya çıktığını hatırlattı. Ulus devlet modelinin Avrupa tarihinin yalnızca bir döneminde beliren, sınırları belli topraklara sahip, egemen devlet anlayışının tüm dünyaya uygulanmış hali olduğunu vurguladı.
"Sosyal bilimler bir yönetimsellik aracı olarak ortaya çıktılar"
Mağdurların Siyaseti kitabının yazarı, 21 Temmuz'daki konuşmasında, ulus devletin tüm meşruiyetini eşit ve homojen yurttaşlık anlayışından aldığını belirtti. Sivil topluma katılım yoluyla, insanların kimliklerinin ulusa ve devlete bağlandığının altını çizdi.
Konuşmasının devamında Chatterjee, Avrupa'daki refah devleti modelini nüfusun politikaların "hedefi" olmaya başlamasına dayandırdı. Devletin nüfusuna sağlık, eğitim gibi alanlarda hizmet götürme görevini edinmesiyle, sınırları içerisinde yaşayan nüfus ile ilgili bilgi edinmeye başladığını belirtti.
Akademisyen, nüfus üzerine edinilen tüm bu bilgi formlarının -nüfusbilim ve diğer tüm sosyal bilimler- bir tür yönetimsellik (governmentality) fonksiyonuna hizmet etmek için ortaya çıktığını hatırlattı.
Chatterjee: "Sosyal olan heterojendir!"
Chatterjee, liberal devletin yurttaşlık anlayışının bir yandan eşit ve homojen bireylerden bahsederken bir yandan da tek tek küçük gruplar hakkında bilgi edinmeye çalışmasının bu yönetimsellik fonksiyonunu gözler önüne serdiğini belirtti.
Buradan yola çıkarak Partha Chatterjee, kapsamlı ve tek bir toplum tanımının bulunmadığını vurguladı. Foucault'nun iktidarı merkezi değil aksine yayılan bir şekilde tanımlamasının politikayı anlamada çok önemli olduğunu belirtti.
Şehirlerin makbul ve makbul olmayan vatandaşların buluşma mekanı olduğunu belirten Chatterjee, devletin yasadışı yapılaşmaya olan tavrına dikkati çekti. Yasadışı yapılaşmanın nasıl devlet tarafından tam bir suç olarak işleme konmadığının altını çizen Chatterjee, bunun devletin yönetilecek insanlar yaratım sürecinin bir parçası olduğunu belirtti.
Makbul olmayan vatandaşların devlet tarafından "tanınmasının" ve istisna olarak korunmalarının mevcut sistemin sürekliliğine hizmet ettiğini vurguladı.
Yeni tür bir politikaya ihtiyaç var
Chatterjee, öncelikle modern politika ile mağdurların siyasetinin iki ayrı kavram olarak ele alınmasının gerekliliğinin altını çizdi. Yeni bir politikaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Chatterjee, "ulus devletin meşruiyetini üzerine kurduğu sivil toplum yerine "politik toplum" öne çıkarılmalı" dedi. Ünlü akademisyen, yasal düzeydeki söylemlerin siyasal söylemlere evrilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Sivil ve politik toplum ayrımı yapmanın liberal teorinin müzakereyi olanaksız kılan yasal eşitliğe dayalı direncini kırmak için önemli bir araç olduğunu belirtti.
Bu bağlamda kimlik politikasının liberal devlet anlayışı içerisinde nasıl bir paradoks yarattığına dikkati çekti. Foucault'nun bakış açısıyla iktidarın belirlediği alanda oluşan kimlik politikası devlete şöyle diyor: "Bize eşit davranmak için farklılığımızı tanı!"
"Söylem yasal değil, siyasal olmalı"
Örneğin, yasadışı yerleşimlerle ilgili bir uyuşmazlığın salt hukuksal bir çerçevede makbul olmayan vatandaşlar aleyhine çözülmemesi gibi bir örneğin söylemin politik çizgiye çekilmesinin gerekliliğini kanıtladığını söyledi.
Chatterjee, etkin siyasetin yalnızca politik talepleri destekleyen bir siyasal katılımla mümkün olacağına vurgu yaptı.
Partha Chatterjee'nin konuşmasına Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri, öğrencileri ve mezunları geniş çapta katılım gösterdiler.
Chatterjee Kolombiya Üniversitesi'nde antropoloji ve Kalküta'da Sosyal Bilimler Çalışmaları Merkezi'nde siyaset dersleri veriyor.
Partha Chatterjee'nin son kitabı "Mağdurların Siyaseti" (Politics of the Governed) 2004 yılında Kolombiya Üniversitesi Yayınları tarafından basıldı. Kitabın Türkçe çevirisi Temmuz 2006 yılında İletişim Yayınları tarafından yayınlandı. (VY/TK)