Onca çabaya karşın Kıbrıs'taki Türk ve Rumlar bir türlü bir araya gelemediler , getirilmediler uzunca bir süre. Soğuk Savaş değerlerinin bir parçası olan politikacılar, iki kesimin bir araya gelmesini engellediler. .
Politikacılardan önce internet
27 yıldır bir araya gelemeyen Kıbrıslı Türklerle ve Kıbrıslı Rumları, politikacılardan önce, yeni dünyanın kurallarını oluşturan; bilgi-iletişim devriminin parçası internet bir araya getirdi.
Internet, yasakları deliyor, zihniyetleri paramparça ediyor. Ada'nın hem Türk hem de Rum kesiminde yaşayanlar, internet üzerinden sohbet ettiler, sohbet ediyorlar, sohbet edecekler; elektronik posta ile mektuplaştılar, mektuplaşıyorlar, mektuplaşacaklar .
Ev, ofis bilgisayarları aracılığı ile eski dünyanın düşmanca alışkanlıklarını çöpe atıyor Kıbrıslı Türk ve Rumlar...
Adada internet
Resmi kaynaklara göre, Kuzey'in nüfusu 200 bine yakın; Güney'inki ise 750 bin civarında.
Tahmini olarak 20 ila 25 bin civarında internet kullanıcısı bulunan Kuzey bir bakıma dünyayla iletişimde Türkiye'den daha ilerde. Bilgisayar dergilerinin satışı da yüksek.
20 kişiye bir dergi
Örneğin; KKTC'de genç bir girişimcinin çıkardığı bilgisayar dergisinin satışı 10 bin ! Başka bir anlatımla, her 20 KKTC'linin evine bir bilgisayar dergisi giriyor.
İngiltere'de üniversite öğrenimini tamamlayan bu genç girişimci, iki - üç yıl önce; mesleği olmamasına karşın, bilgisayar dergisi işine başlamış amatör olarak. Başlangıçta 300-400 olan satış, giderek bugünkü seviyeye gelmiş. O da bunun şaşkınlığı içinde ve dergisinin içeriğini Türkiye bağlantıları ile daha da zenginleştirmek istiyor.
Rum kesiminde
Güney'de, Rum kesimindeki internet aboneleri fazla , Türkiye'den ise çok fazla . Güney Kıbrıs doğal olarak, dünyayla daha içli dışlı... Buna her iki kesimdeki İngilizce bilme oranını ve eğitim kalitesini de katarsak, internetin Kıbrıs'taki önemi daha da artıyor.
Boş ve yalnız KKTC
Girne'nin güzel Akdeniz akşamı. Turizmin dibe vurması ile neredeyse müşterisiz kalan bir otelin bomboş lobisine bir gariplik çökmüş. Otelin müdürü de numunelik konuğu olan bir gazeteciyle yarenlik ediyor. Viskilerimizi yudumluyoruz...
Otel müdürü turist gruplarının akın ettiği günlerin anılarını aktarıyor. KKTC'deki çözümsüzlüğün nasıl kronik hale geldiğini acı acı anlatıyor. KKTC'nin ve Türkiye'nin ekonomik ve siyasal olarak bu çözümsüzlükten aldığı darbeleri bir bir sıralıyor. Akdeniz'in nimetlerine kapalı olmanın hüznünü yaşamaktan sıkıldığına, gençlerin adayı terk ettiğine değiniyor. Yalnız Türkiye'ye bağlı kalmanın KKTC'yi nasıl yalnızlaştırdığını, içine kapalı hale getirdiğine hayıflanıyor. Adadaki barışın 1974 öncesine dönmeden halledilmesinin mutlaka bir formülü olduğuna inanıyor, bomboş otelin müdürü.
1974 öncesi Kıbrıslı Türk için önemli. 1974 öncesi Ada, Türkler ve Rumlar için kan, cinayet, terör, darbe, göç, baskın demek çünkü...1974 öncesi onlar için kabul edilemezliğin satır başı olarak hafızalara iyice nakşedilmiş.
İnternette buluşma
Akdeniz akşamı sohbetinin ortasına bir soru bırakıyoruz:
"Rumlarla internet üzerinden görüşüyor musunuz?" Sanki bu soruyu bekliyormuş sohbet arkadaşımız.
"Evet...Niye görüşmeyelim" diyor ve devam ediyor...
"Bizim evde ilk kez lise öğrencisi kızım başlattı internet sohbetini. Bir chat odasında Kıbrıslı Rum bir kızla tanışmış. Bize anlattı. Biz de tanıştık. Hem de ailecek . İki aile tarih saptayıp buluşmaya karar verdik.
"Burada Pile diye bir köy var. Larnaka girişindedir. Sistemi kantonal gibi . Hem Türkler hem de Rumlar yaşıyor orada. İki idareli bir köy. Birleşmiş Milletler denetiminde. Bir cumartesi günüydü, köye gittik. Onlar da geldiler. Orada yemek yedik, içki içtik. Dost olduk . Artık kapı komşusu gibiyiz.
"Sık sık internet üzerinden mektuplaşıyoruz. Biz onların kutsal günlerini kutluyoruz, onlar bizim kutsal günlerimizi, bayramlarımızı kutluyor. Yaş günlerimizde internet üzerinden kartlaşıyoruz... Çocuklar kendilerine göre sohbet ediyor. Geçen sene İngiltere'ye gittim. Onlar da Londra'ya geleceklerdi. Gidiş tarihini onlara göre değiştirdim. Onlar vasıtası ile başka Kıbrıslı Rumlarla tanıştım Londra'da ."
"Beraber yaşarken İki Dilliydik "
Sohbet arkadaşım otel müdürü, geçmişten geleceğe düşünce turuna çıkmanın tadında, güzel güzel anlatıyor...
"Ben, Rumlarla beraber yaşayan kuşaktanım. Gençlik arkadaşlarım, dostlarım vardı. Kavga yıllarında düşmancıklarım da oldu . Beraber yaşarken Rumlar Türkçe konuşmasını biz de Rumca konuşmasını bilirdik. İki dilliydik. Yeni kuşak zorunlu olarak birbirlerinin dillerini bilmiyor. Ada yine iki dilli ama, bir farkla; onların gençleri Türkçe bilmiyor , bizim gençlerimiz Rumca bilmiyor ...Onlar Rumca biz de Türkçe konuşuyoruz.
Yeni dil
"Şimdi internet üzerinden yeni bir dil yakaladık galiba . Ben, tahmin ederim ki; yakın gelecekte adada barış olacak ...Hemen olmasa da, Osmanlı zamanındaki gibi iyi günler yaşanacak ilerde. Gençlerin o günlere hazırlıklı olması lazım. Her iki kesimdeki fanatik milliyetçilere meydanın bırakılmaması lazım.
"İnternet belki de bunu başarıyor ...Ama, politikacılar değil... Eeee...İnsan ister ki, Klerides ile Denktaş deniz kenarında oturup, barışsalardı. Bizim adanın yerli içkisi olan Zıvana'yı içip kadehlerini tokuştursalardı.
"Onlar şu küçücük Ada'da sınırları açamadılar ama, gençler internette sınır mınır bırakmadı ..."
İş ve ortaklık kuranlar
Lefkoşa'da genç bir işadamıyla beraberiz. Sorularım internet tanışmaları üzerine.
"Internetten birçok Rumla tanıştım ," diyor ve devam ediyor: "Yalnız bir kişi ile iletişim kuramadım. Chat odasında Kıbrıslı bir Rum'la tanışmıştım. Ben, Türk olduğumu yazınca hemen sohbeti bıraktı. Böyleleri de var... Olacak. Onca yıllık olaylar... Kolay mı? Belki de benimle konuşmak istemeyen Rum'un Türklerle çok kötü anıları vardır. Bilemem...
Biz genç işadamları arasında yaygınlık kazanmaya başladı Rum kesimindeki web sayfalarına girmek, onların sayfalarına mektup bırakmak, gelecekte ortaklık teklifleri yapmak... Rum kesiminde turizm ve bankacılık sektörü çok güçlü. Yılda yaklaşık 600 bin turist ağırlıyorlar. Bizim Ercan havaalanına günde 4-5 uçak inip kalkarken, oraya bazen günde 200 uçak inip kalkıyor. Kış aylarında bile Rum kesimindeki turizm sektörü çok canlı. Sonbahar, ilkbahar ve yaz mevsiminde ise otellerde boş oda bulmak imkansız.
Orada kişi başına düşen yılık gelir 20 bin dolar civarında, burada 4-5 bin dolar. Burada, hafta sonları kumar için gelenlerin dışında gelen turist yok. Barış olması halinde turizm buraya kayacak. Yatırımlar burada olacak... Özellikle el değmemiş Karpaz bölgesi Adanın turizm cenneti olacak. Daha şimdiden oraya yönelik arazi spekülasyonları hız kazandı. Internet bu konuda birçok yatırımcıya yeni kapılar açtı. Onlarla, hem turizm hem bankacılık hem deniz taşımacılığı sektörü üzerinde ileriye yönelik proje geliştirenler var."
Internette cıra aşkı
Bir başka Kıbrıslı. O biraz daha yaşlı. Mücahitlik yapmış; savaşmış . Yani savaş kuşağından. Anlatıyor:
"Benim ailem Limasol 'dan göç etmiş. Babam ve annem atalarının mezarlarını ziyaret etmek istiyor. Olmuyor. Bu çağda kaldı mı böyle ayrılık . Ben de ziyaret etmek istiyorum babamın doğup büyüdüğü yerleri... Artık dünyada kaldı mı böyle işler ...
"Küçük bir ada. Ortada bir sınır. Onlar bize, biz onlara baka baka bu günlere geldik .
"İnternetten birbirimize bakmıyoruz şimdi. Konuşuyoruz . Geçmişi, bugünü, geleceği konuşuyoruz. Mektuplaşıyoruz.
Biz Adalılar Rum kızlarına 'cıra' deriz, internet sohbetlerinde cıralara aşık olan arkadaşlarımı biliyorum...Büyüklerimizin cıra maceraları şimdi internette yaşanıyor... "
Sen neymişsin be internet
"Sen nelere kadirmişsin internet", demek geçiyor insanın içinden... O chat odalarının o tartışma sayfalarının gücünü kim inkâr edebilir. Dünyanın en bıktırıcı sorunu olan Kıbrıs anlaşmazlığı belki de giderek internet'in chat odalarında çözülecek de kimsenin haberi olmayacak... (YÖ)