Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı basın yayın kuruluşlarından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hopa mitingi öncesi, esnası ve sonrasındaki olaylarla öldürülen Metin Lokumcu'nun cenaze törenine ilişkin yayınlanmış ve yayınlanmamış tüm görüntü ve fotoğrafların gönderilmesini istedi.
Avukat Sevinç Hocaoğulları bianet'e cenaze görüntülerinin de delil olarak kullanılabileceğini söyledi. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇDG) "gazetecilerin ellerindeki görüntüleri adli makamlara bildirme, iletme gibi bir yükümlülükleri yoktur" açıklaması yaptı.
"Rahatsızlanarak hayatını kaybeden"
Radikal gazetesinin haberine göre, Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu'nun Cumhuriyet Savcısı Nihat Hırka imzasıyla gönderilen yazıda savcılığa 10 gün içinde cevap vermenin zorunlu olduğu, eğer bu süre içinde istenen bilgilerin verilmesi imkansız ise sebebi ve en geç hangi tarihte cevap verilebileceğinin belirtilmesi gerektiği, aksi halde sorumlular hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 257. maddesine aykırılıktan adli işlem yapılacağı bildirildi.
Artvin'in Hopa ilçesinde Başbakan Erdoğan'ın mitingi öncesi protestolara katılan 13 kişi Erzurum Özel Yetkili Mahkemesi kararıyla tutuklanmıştı. Hopa'daki olaylarda emekli öğretmen Lokumcu'nun yaşamını yitirmesini Ankara'da protesto edenlerden 20 kişi de Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında tutuklandı.
Avukat Hocaoğulları, savcılığın istemiyle ilgili şunları söyledi:
"Soruşturma makamının delilleri toplama ve isteme yetkisi var. Soruşturma süresince savcılığının bu yönde bir talebi olabilir. Ancak cenaze töreninden nasıl bir 'suç deliline' ulaşmayı planlıyorlar onu bilemiyorum. Cenazelere anmalara katılanların bu tür suçlamalarla karşı karşıya kaldığını gözlemliyoruz."
"Savcılık görevini yapsın"
ÇGD de konuyla ilgili bir açıklama yayınlayarak, "gazetecilerin böyle bir yükümlülüğü olmadığını" belirtti. Açıklama özetle şöyle:
* Gazeteciler, savcılığın personeli ya da olayları adli makamlara intikal ettirmek için maaş alan kolluk görevlileri değildir. Her gün onlarca olay izleyen, bunların birçoğunda şiddet görüntüleriyle karşılaşan gazetecilerin ellerindeki görüntüleri adli makamlara bildirme, iletme gibi bir yükümlülükleri yoktur.
* Savcılığın, gazetecileri ellerindeki görüntüleri vermeleri için kullandığı TCK'nın 257. maddesi, kamu görevlilerini ilgilendiren "görevi kötüye kullanma" suçunu düzenliyor. Yazıya eklenen bu husus, gazetecileri devletin memuru gören anlayışı ortaya koyuyor.
* Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ne göre, gazeteciler her türlü baskıyı reddeder, yöneticileri dışında kimseden işiyle ilgili talimat alamaz. Savcılığa görevini yaparak, ortada bir suç varsa, bunun delillerini araştırması, bu konuda kendisine bağlı kolluk kuvvetlerini kullanması ve bu görevi basın mensuplarına yüklememesini tavsiye ediyoruz.
TGC: Hukukla bağdaşmıyor
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) de savcılığın istemini "zorlama" olarak değerlendirdi. Cemiyetin şu açıklamayı yaptı:
"Savcılığın isteği, 5187 sayılı Basın Yasası'nın 12. maddesine aykırıdır: 'Süreli yayın sahibi sorumlu müdür ve eser sahibi bilgi belge dahil her türlü haber kaynaklarını açıklamaya ve bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz.'
Gazetecilerin kamu görevi yaptığı, kamu görevlisi olmadığı ise bir başka gerçektir. Cumhuriyet savcılığının istekleri, hukukla bağdaşmaz." (AS)