Uzun yıllar yaşadığı Almanya'dan Türkiye'ye geldiği sırada, 1989'da bir silahlı soygun teşebbüs olayına karıştığı iddiasıyla tutuklanan yazar Erdoğan Akhanlı'nın avukatı Haydar Erol, müvekkilinin derhal serbest bırakılmasını istedi. Basın açıklaması yapan Erol'a yazar Cezmi Ersöz de destek verdi.
10 Ağustos'ta İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan ülkeye giriş yaptığından beri tutuklu olan müvekkilinin tahliye edilmesi için daha önce iki başvuru yapan Erol, sonuç alamamıştı.
Akhanlı'nın Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Yeniden Kurtuluş Birliği Halk Kurtuluş Güçleri örgütüyle bağlantılı olmak ve bir döviz bürosuna yönelik silahlı soygun girişimine karışmakla suçlandığını hatırlatan Erol, dava dosyasında hukuka aykırılıklar bulunduğunu vurguladı.
Akhanlı aleyhinde delil yok
"O dönemde polisin faili bulunmayan suçları, sol örgüt operasyonlarında kullanmasının tipik bir örneği olarak Erdoğan Akhanlı'ya suç yüklenmeye çalışılmıştır" diyen Erol, açıklamasında şu noktalara dikkat çekiyor:
"Dava dosyasında parmak izi tespiti bulunmuyor. Olayın tanıkları, dava dosyasında çantalardan çıktığı belirtilen doküman ve fotoğrafları görmediklerini söylüyorlar. Dosyaya göre, çıkan dokümanlardaki yazıların kime ait olduğu da ancak olaydan 38 ay sonra tespit edilebildi.
Tanıklara yaptırıldığı iddia edilen teşhis tutanaklarının düzmece olduğu sonradan anlaşıldı. Akhanlı, saldırıda ölen Yaşar Tutum'un oğlu Mustafa Tutum'un 17 Aralık 1992'de verdiği fotoğraf teşhis tutanağından hareketle tutuklandı. Oysa Mustafa Tutum, böyle bir teşhis yapmadığını açıkladı.
Suçlamaya delil olarak, Hamza Kopal'ın 'Bu dokümanları Erdoğan'a verdim" şeklindeki ifadesi dışında herhangi bir delil yok. Bu ifadenin işkence altında alındığı da Adli Tabiplikçe verilen raporla sabit. Kopal da mahkemeye başvurarak bu ifadeyi işkence altında verdiğini belirtti.
Bunlar, Akhanlı hakkındaki suçlamanın asılsız olduğunu gösteriyor."
Hukuksuzluk tutukluluktan sonra da devam etti
Akhanlı'nın tutuklanmasından sonra da haksız ve hukuksuz uygulamaların Erdoğan'ın tutukluluğu süresince devam ettiğini, tahliye taleplerinin hukuk dışı bir tutumla reddedildiğini, savcılığın Akhanlı lehine gelişmeleri görmezden geldiğini savunan Erol, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tutanağın düzmece olduğunu kanıtlayan ifadeyi yok saydı. Teşhis işlemi düşündüğü gibi gelmeyince bu teşhis işleminin önemli olmadığını belirtti. Parmak izi tespitinin dosyada bulunmamasını görmezden geldi.
Sözde aynı örgütten olduklarını iddia ettiği kişilerin tümünün beraat ettiğini saklama gereği duydu.
Dayandığı tüm delillerin sahibi kişilerin ifade verme taleplerini reddetti, bu kişilerin verdikleri dilekçeleri yok saydı. Haksız, hukuksuz ve ön yargılarla 37 gündür tutuklu bulunan Yazar Erdoğan Akhanlı derhal serbest bırakılmalıdır." (BB)