Devlet Başkanı Lula Da Silva'nın İşçi Partisi'nin (PT) adayı Rousseff'in haftasonu gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyların yaklaşık yüzde 50'sini alması bekleniyor. Seçilmesine kesin gözüyle bakılan Rousseff, hızla gelişmekte olan 200 milyon nüfuslu Brezilya'ya başkan olarak, dünyanın en güçlü kadın liderlerinden biri olacak.
Batı destekli askeri darbe yönetimine karşı mücadelede gerilla liderliği yapmış olan Rousseff, seçilirse o dönem yaratılmış "ulusal güvenlik devleti"nin son halkasını da ortadan kaldırmış olacak.
Resmi sitesinden: Dünyayı değiştirmek istedi
Öğrenciliğinde sol politikayla iç içe olan Rousseff, 1964'ten 985'e kadar süren darbe yönetimi sırasında şehir gerillaları hareketlerine katılıyor. Zamanın generalleri, zenginleri şımartmak ve yoksullara, sendikalara baskı yapmanın yanı sıra sansürü teşhir etmek ve bazı haberlerin yayınlanamadığını göstermek için gazetelerde bırakılan sansür boşluklarına bile izin vermiyor.
Darbe karşıtı gerilla hareketleri ise, yabancı diplomatları rehin alarak tutsak direnişçilerle değiş tokuş ediyor: Örneğin bir Amerika Birleşik Devletleri (ABD) elçisine karşılık 12 siyasi tutsak, bir Alman elçisine karşılık 40 militan, bir İsviçre elçisine karşılık 70 militan serbest bırakılıyor.
Yakalandığı lenf kanserinin de üstesinden gelmiş görünen Rousseff'in başkanlık kampanyası için hazırlanan resmi sitesinde, militanlık dönemi şöyle anlatılıyor:
"Bir duvara sadece 'özgürlük' yazdığınız için tutuklandığınız yıllarda, Dilma yasadışı örgütler olan Polop, Colina ve VAR-Palmares'e katıldı. (...) Birçok arkadaşının işkenceye uğradığına, sürgün edildiğine, öldürüldüğüne tanık oldu. (...) 1970 yılında hapsedildi ve São Paulo zindanlarında işkence gördü. Silahlı bir eylemde yer almamasına rağmen Adalet Bakanlığı onu iki yıldan fazla süreye mahkûm etti. Suçu ise o isyan yıllarındaki birçok genç ile aynıydı: dünyayı değiştirmek istemek."
Rousseff'in rakipleri
Başkanlık yarışında önde gelen diğer adaylar arasında bir kadın daha var. Kadınların Güney Amerika'da ön plana çıktığı bu dönemin, kadın politikalarına karşı nasıl bir değişim getireceği ise tartışılıyor.
Diğer kadın aday, başkanlık yarışında üçüncü sırada gelmesi beklenen Marina Silva. Yeşiller Partisi'nin (PV) adayı olan Silva, öldürülen yağmur ormanları aktivisti Chico Mendes ile birlikte çalışmış, ardından Lula'nın hükümetinde çevre bakanlığı yapmış bir aday fakat 2008'de hükümetten ve ardından PT'den, çevreyi yeterince gözeten bir politika izlemediği için ayrılmış.
Oyların yüzde 30'unu alması beklenen aday José Serra ise, Brezilya Sosyal Demokrat Partisi (PSDB) kurucu üyelerinden. Başkanlık adaylığını koyana kadar ülkenin en büyük eyaleti São Paulo'nun valiliğini yapmış Serra, Ulusal Öğrenci Birliği başkanıyken darbeyle birlikte sürgün edilince önce Şili'ye ardından ABD'ye gitmiş ve ancak darbe yönetiminden demokrasiye geçiş yıllarında geri dönmüş.(EÇ/BB)
* Bu haberi Emir Çelik, BBC ve Independent haber sitelerinden derleyerek Türkçeleştirdi.