Siirt savcılığı şu anda Siirt Cezaevi'nde bulunan 77 yaşındaki Hediye Çekin'in 29 Temmuz'da ölen eşi Ali Çekin'in cenazesine katılmasına izin vermedi.
Çekin ailesinin avukatı Abdülhakim Gider, bianet'e "Hediye Çekin'in ruh halinin de sağlık durumu kadar kötü olduğunu, cezaevinde kendisiyle görüşmek için bile koğuştan çıkamadığını" söyledi.
Gider, Hediye Çekin'in tahliye edilmesi için gerekli işlemleri başlattı.
Ali Çekin 2006'da girdiği Siirt Cezaevi'nden, çok hasta bir biçimde, tahliye edilmesi için rapor almak üzere getirildiği İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde 29 Temmuz'da öldü.
Ali Çekin, Hediye Çekin
Ali Çekin ve eşi Hediye Çekin Siirt Eruh'a bağlı Yüzbaşıoğlu köyünde yaşarken 2000'in başlarında köy boşaltma operasyonları sırasında köyleri yakılmş, önce Erenkaya köyüne, bir yıl sonra da Siirt merkeze göç etmişler.
Çocukları yok, birinci ya da ikinci derece akrabaları yok, kimseleri yok, okumaları yazmaları yok, Türkçe'leri yok,
Beş-altı koyunları varmış, biraz da konu komşunun yardımıyla geçinmeye uğraşıyorlarmış...
Haziran 2006'da "PKK'ye yardım ve yataklık suçu"ndan hüküm giymişler.
İHD Siirt Şube Başkanı Vetha Aydın "Ali Çekin'in cezaevine girdikten sonra rahatsızlıklarının başladığını, hastaneye gitmeyi talep ettiğini" söyledi.
Arkadaşlarının mektubu
Çekin ancak üç ay önce Siirt Devlet Hastanesi'ne götürülüyor, hastaneye gitmeden önce randevu alınmadığından kah uzman doktor bulunmuyor, kah saatler uyuşmuyor, bir doktoru görmesi zaman alıyor.
Ne Aydın ne de avukat Gider Çekin'in üç ay önce yani Mayıs'a kadar ne olduğunu bilmiyor. Avukatları Gider "Biliyorsunuz, bu işler uzun sürer, cezaevinde hasta olursanız, büyük ihtimalle ölürsünüz" diyor.
Çekin'in koğuş arkadaşları İHD'ye "Gözleri ve tüm vücudu limon sarısına dönmüş durumda. Derisi adeta kemiğe yapışmış, kaslarının tümü erimiş, zaruri ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak durumda. An be an eriyor. Eğer acil bir girişimde bulunulmaz ise bu haliyle cezaevinden sağ çıkamayacak" diye mektup yazıyorlar.
Bu arada Ali Çekin Diyarbakır'da Dicle Tıp Fakültesi'ne sevk ediliyor, karaciğer kanseri teşhisi konuluyor, orada Çekin'e tahliye edilmesi gerektiğine dair bir rapor veriliyor, Siirt Cezaevi'ne geri getiriliyor.
Ölümünden 8 gün önce
Mektup üzerine İHD, Tutuklu ve Hükümleri Yakınları Birliği (TUYAB), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği'yle (TUHAD-DER) birlikte önce Haziran'da bir çağrı yapıyorlar sonra 16 Temmuz'da Meclis İnsan Hakları Komisyonu'na mektup gönderiyorlar.
Mektupta "Hapishanede tutulmaması gerektiği yönünde doktor raporları olup da Adalet Bakanlığı tarafından tahliye edilmeyenler" arasında Ali Çekin'in adı geçiyor.
Çekin ölümünden 8 gün önce İstanbul'a getiriliyor, Adli Tıp'tan "tahliye" raporu almak için ve ölüyor.
Aydın "Hediye Çekin'in yüksek tansiyonu olduğunu, şeker hastası olduğunu, kapalı yerde kalmaktan ötürü nefes darlığı çektiğini var, mide rahatsızlığı olduğunu, sağlığının kötü olduğunu" söylüyor, tansiyon ilaçlarını düzenli içip içemediği bilinmiyor.
"Yardım ve yataklık"tan 3 yıl 9 ay
Avukat Gider Ali-Hediye Çekin'in yargılanma sürecini şöyle anlattı:
"2005'te evlerinde PKK üyesi iddiasıyla hüküm giyen bir kadın bulunuyor. Ali Çekin o sırada evde yok, Hediye Çekin hakkında dava açılıyor. Kadın ifadesinde 'evlerinde misafir olduğunu, sokakta kaldığı için onu eve aldıklarını' söylüyor ancak mahkeme ifadeyi inandırıcı bulmuyor. Kadın Abdullah Öcalan'dan gelen mesajları Türkçe'den Kürtçe'ye çevirmekle suçlanıyor. Kadın PKK'ye üyelikten 10 yıl, Çekinler "PKK'ye yardım ve yataklıktan 3 yıl 9 ay hapis cezası veriyorlar."
"Üyelikten cezaya çarptırılan kadın Kürtçe bilmediğini söylüyor. Hediye Çekin de Türkçe bilmiyor. Kadın kendilerine Ali Çekin'in yardımcı olduğunu söylüyor. Bunun üzerine o da yargılanıyor."
Gider Ali ve Hediye Çekin'in okur yazar olmadığını, gariban insanlar olduğunu söylüyor, onlara biri 'bu kadını misafir etmeniz gerek' dediğinde itiraz edecek halleri yok, ne olduğunu bile anlamamış olabilirler."
Çekinlerin dosyasını Yargıtay onamış, örgüt üyeliğinden yargılanan kadının da cezası onanmış, avukatları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmuş. (NZ/EZÖ)