Grubun, Bilgi Edinme Yasası kapsamında, mevcut resmi izleme kurullarının 2001 yılından beri ürettiği raporları elde etme talebiyse, Adalet Bakanlığı'nca reddedildi: "Devlet sırrı olan bilgi ve belgeler, bilgi edinme kapsamı dışındadır."
Bağımsız denetimin önü kapalı
İCTBİG, Ekim 2003-Ekim 2004 raporunu açıkladı. Ancak rapor, yalnızca gruba üye kuruluşların derlediği ya da doğrudan gruba gelen hükümlü başvurularını içeriyor. Zira, grubun kurulduğu Ekim 2003 tarihinden bu yana, ne bir cezaevine girmesine izin verildi ne de mevcut resmi izleme kurullarını görmesine. Raporda, gruba bir yıl içinde ulaşan 31 başvurudan, yalnızca İzmir içinde olan 26 başvuru dikkate alınmış durumda.
Grubun adındaki "bağımsız" sözcüğü, aslında 2001 yılında yürürlüğe giren 4681 sayılı yasayla oluşturulan "Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevi İzleme Kurulları"na bir gönderme. Zira, İCTBİG, bu kurulların üye seçim süreçleri nedeniyle, "sorunları tespit edip çözmek için değil, dönemin siyasi iktidarlarını 'alanda çabalı gösterebilmek için oluşturulduğu" kaygısını taşıyor.
Bu nedenle de, 13 Ağustos 2004'te, Bilgi Edinme Kanunu kapsamında Adalet Bakanlığı'na başvurdu ve İzmir'deki resmi izleme kurullarının, oluşturuldukları 2001 yılından bu yana hazırladıkları raporların birer örneğini istedi.
Bakanlıktan 4 Ekim'de gelen yanıtın iki önemli ayağı vardı:
* Yönetmeliğe göre, raporlar ancak Adalet Bakanlığı veya Cumhuriyet Başsavcılarının izniyle açıklanabiliyordu.
* Raporlar, "açıklanması halinde devletin emniyetine, dış ilişkilerine, milli savunmasına, milli güvenliğe açıkça zarar verecek ve niteliği itibari ile devlet sırrı olan gizlilik derecesindeki bilgi ve belgelerin bilgi edinme kapsamı dışında".
Oysa bu raporlarda yer alabilecek bilgilerin, İCTBİG'in deyişiyle, "örneğin iaşe bedelinin düşük olması, doktor bulunmaması, nakil araçlarının havasız olması gibi bilgilerin milli güvenlik, milli savunma veya devlet sırrı gibi kavramlarla nasıl bir ilgisinin bulunduğu" açıklanmış değil.
Cezaevlerinde hak ihlalleri sürüyor
Rapora göre, sağlık sorunları; işkence, keyfi ve kötü muamele; ziyaretler sırasında yaşanan ihlaller ile disiplin uygulamalarında keyfi ve hukuksuz davranıldığı iddiaları ilk sıralarda yer alıyor.
Gruba iletilen diğer konularsa şöyle:
* Gerek tutuklu ve hükümlülerin, gerekse ziyaretçilerin onur kırıcı aramaya maruz kalması.
* Beslenme, ısınma ve hijyen konularında cezaevi olanaklarının yeterli olmadığı veya keyfi olarak kısıtlanması.
* Telefonla görüşme hakkının idari düzenlemelerle kısıtlanması.
* Kitap ve dergi konusunda sayı sınırlaması.
* Son döneme özgü olarak da tecrit uygulamalarının dramatik sonuçlara yol açmaya başlaması.
İzmir Barosu imzalamadı
İCTBİG, yaptığı bir basın açıklamasıyla, gruptan çekilen ve rapora imza atmayan İzmir Barosu yönetimini de yeniden göreve çağırdı.
İCTBİG, 10 Ekim 2003 tarihinde kuruldu. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, İzmir Tabip Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir Şubesi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu ve İzmir Barosu oluşumun içinde yer aldı. Daha sonra, İzmir Barosu, 8 Şubat 2005'te gruptan çekilme kararı aldı.
İzmir Barosu yönetiminin, son dönemde, hak ihlalleriyle mücadele konusundaki tavrı ihtilaf yarattı. Baro yönetimi, İzmir İşkenceyi Önleme Grubu'nun baro içindeki etkinliğini durdurma kararı almış, grubun genel kurul için topladığı yeter sayıdaki imza içeren dilekçeyi de reddetmiş ve genel kurul çağrısında bulunmamıştı. (TK)
İCTBİG Ekim 2003-Ekim 2004 raporunun tam metni için tıklayın. (MS Word belgesi, 78K)