Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, hem kadrolu tanık İ.Ö.’nün hem de onun ifadeleriyle 23 yıl 9 ay hapse mahkum olan Nazım Şafak Korkmaz hakkındaki görüşünü açıkladı.
Savcılığın tebliğnamesinde, her iki sanığın da “Cebir ve Şiddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyet Anayasasının Öngördüğü Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs” suçlamasından beraatının bozulması ve bu maddeden cezalandırılmaları gerektiği ifade edildi.
Türk Ceza Kanunu’nun 309. Maddesinde düzenlenen suçlamanın cezası, ağırlaştırılmış müebbet [ömür boyu] hapis.
Sanıklara diğer suçlamalardan verilen cezaların ise onanması istendi.
23 yıl cezaya “inanç ve takdirle” onama
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul Emniyet Müdürlüğünün aksi yöndeki yazılarına rağmen “örgüt üyeliğiyle” yargılanan Nazım Şafak Korkmaz’a, sadece tanık ifadesine dayanılarak 23 yıl 9 ay hapis cezası verilmişti.
TIKLAYIN - Polis ve Savcı “Örgüt Bağlantısı Yok” Dedi, Tanık İfadesiyle 23 Yıl Hapis Verildi
Korkmaz, “kararın haksız ve hukuka aykırı olduğuna, delil bulunmadığına, suçun unsurlarının oluşmadığına, eksik inceleme yapıldığına” ilişkin temyiz başvurusunda bulunmuştu.
İstinaf mahkemesinin reddettiği başvurunun, Yargıtayca da reddedilmesi gerektiğini ifade eden savcılık, “yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere ve mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre” cezanın onanması gerektiğini belirtti.
Aynı gerekçelerle davada hem tanık hem de sanık olan İ.Ö.’nün cezasının da onanması gerektiği ifade edildi.
“Suça elverişli, vahim eylemler”
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yardımcısı Aslan Uslu’nun tebliğnamesinde, sanıkların “Cebir ve Şiddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyet Anayasasının Öngördüğü Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme” suçundan beraatlarının da bozulması istendi.
Tebliğnamesinin gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:
“Oluşa ve dosya içeriğine göre, devletin birliğine ve bütünlüğüne, anayasal düzenine karşı, bu amaçla kurulmuş terör örgütlerinin faaliyeti çerçevesinde işlenen ve araç suç olarak ifade edilen kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, nitelikli hürriyeti tahdit gibi fiiller amaç suç bakımından elverişli/vahim eylemler olarak kabul edilmektedir.
“Dosyada yer alan ifade ve savunmalar, iletişim tespit tutanakları, kolluk tutanakları birlikte değerlendirildiğinde, silahlı DHKP/C üyesi olan sanık İ.Ö. ve sanık Nazım Şafak Korkmaz'ın 2006 yılında kendilerine örgüt tarafından temin edilen silah ve örgütsel talimatlar ile Kaos Timi isimli yapılanma tarafından planlanan adam öldürme eylemini gerçekleştirdikleri ancak ellerinde olmayan sebeplerle öldürme eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı, ayrıca sanık Nazım Şafak'ın örgüt talimatıyla siyasi parti faaliyetlerinde bulunarak suikast hazırlığı yaptığı anlaşılmaktadır.
“Sanıkların eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre, amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu ve amaç suç yönünden elverişli/vahim olduğunda kuşku bulunmadığı anlaşıldığından; sanıklar hakkında müsnet suçtan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği halde beraat kararı verilmesi, yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bozulması talep olunur.” (AS)