Mezopotamya Ajansı'ndan Rukiye Payiz Adıgüzel'in haberine göre; Konya Ereğli Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi idaresi, Diyarabakır'ın Lice ilçesine bağlı Xombaz mezrasında hayvanları otlatırken karakoldan atılan havan mermisiyle yaşamını yitiren Ceylan Önkol'un (12) fotoğrafını "sakıncalı" bularak tutuklu olan kuzeni Ferhat Önkol'a vermedi.

Zehra Doğan, Ceylan Önkol’u Londra Sokaklarına Çizdi
Önkol'un fotoğrafları 'örgüt motivasyonu' sayıldı
Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığı, 17 Ekim tarihli el konulma kararının gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
"Fotoğrafların tutuklunun aile fertlerine ait olmaması, ayrıca fotoğraflar üzerinden örgüt propagandası yapmak suretiyle örgüt içi moral motivasyonu arttırmak için kullanılacağı ve örgütün aktivitesini canlı tutmak amaçlı kullanıldığı değerlendirilmektedir. Dolayısıyla örgütsel doküman, örgütsel propaganda niteliği olduğu ve örgüt içi haberleşmeye neden olabileceği sakıncalı fotoğraflar olduğu kanaatiyle (…)"

Fotoğraflara el konulmasını ailesine gönderdiği mektupla anlatan Önkol, mektubunda Ceylan Önkol'un 22 fotoğrafına el konulduğu bigisini paylaşarak, "Gerekçe zaten yazıda yazılmış; ama tamamen usulsüz bir gerekçedir. Çünkü fotoğraflarının hepsi aile fotoğrafıdır. Kuzenim Ceylan, Ceylan'ın ağabeyi Rıfat ve annesinin olduğu, mezarının olduğu, hatta sadece darênin (Ceylan Önkol yaşamını yitirirken elinde olan alet) olduğu fotoğraflar bile verilmedi" ifadelerini kullandı.
Cezaevi idaresinin fotoğraflara el koymasına karşı Ferhat Önkol, Ereğli İnfaz Hakimliği'ne itiraz başvurusunda bulundu.
Ceylan Önkol'a ne oldu?
Ceylan Önkol 28 Eylül 2009'da, Diyarbakır, Lice'nin Şenlik (Sıpéni) köyüne bağlı Hambaz (Xambaz) mezrasında koyun otlatırken meydana gelen patlamada hayatını kaybetmişti.
Cenazesi altı saat boyunca olay yerinde bırakıldı, savcı "can güvenliği" gerekçesiyle olay yerine üç gün sonra gitti.
Ceylan Önkol'un hayatını kaybettiği yer Bingöl-Diyarbakır sınırının Bingöl tarafındaki Tabantepe askeri birliğinin, Abalı ve Yayla jandarma karakollarının üçgeninde yer alıyordu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'nden avukat Serdar Çelebi 2009'da, Ceylan Önkol'un ölümünde hedef gözetilerek ateş edilmesi ihtimali olduğunu açıklamıştı.
"Önkol'un cesedinde ayaklar, bacaklar sağlamdı. Yerde de bir çukur yoktu. Bu mayın ihtimalini ortadan kaldırıyor.
Önkol'un ölümüyle ilgili raporlar Jandarma Komutanlığı ve Emniyet tarafından hazırlandı, patlayıcıya tahra (eğri budama bıçağı) ile vurduğu iddia edildi.
Önkol Ailesi ise bıçağın kullanılan uç bölümünün zarar görmediğini, sadece ortasından büküldüğünü, bunun da çocuğun bıçakla bombaya vurmadığını kanıtladığını ifade etti.
2010'da Önkol ailesinin avukatları, soruşturma devam ederken dosya hakkında alınan gizlilik kararına yaptıkları tüm itirazlar reddedildiği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. Mayıs 2012'de hala dava açılmaması ve şüphelilerin bulunmaması nedeniyle tekrar AİHM'e başvuruldu. AİHM etkin soruşturma ve yaşam hakkı açısından "ihlal olmadığına" karar verdi.
30 Nisan 2014'te Ceylan Önkol'un ölümüyle ilgili soruşturmayı yürüten Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyadaki kanıt ve raporların faillerin tespiti için yetersiz olduğuna kanaat getirdi ve dosya için "Daimi arama kararı" verdi. Böylece dava zamanaşımına bırakıldı.
İHD Diyarbakır Şubesi'nden avukatlar, İçişleri Bakanlığı aleyhine Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi'nde ayrıca tazminat davası açmıştı. 100 bin TL maddi, 150 bin TL manevi tazminat talebiyle açılan davada, mahkeme aileye 28 bin 208 TL tazminat kararı verdi.
Danıştay ise 16 Mayıs 2019'da bu kararı bozdu. Tazminat davası yeniden görüldü.
Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi, Ceylan Önkol'un ölümüyle ilgili açılan tazminat davasında, aileye 283 bin TL maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
(NÖ)

