Fotoğraf: UNICEF
Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Üniversiteler çevrimiçi (online) sınavlarda öğrencilerin kopya çekmesini engellemek isterken hem mahremiyeti hem de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nu ihlal ediyor. Üniversiteler öğrencilere ikinci bir kamera ya da eklenti gibi farklı dayatmalar uyguluyor. Kaydedilen verilerin nerede saklandığı açıklanmıyor. Veriler eğer yurtdışındaki bir sunucuda tutulacaksa öğrencinin açık rızası alınmalı.”
İstanbul Üniversitesi’nden Kocaeli Üniversitesi’ne Atılım Üniversitesi’nden Kafkas Üniversitesi’ne Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversiteler verdikleri eğitimi koronavirüs pandemisi nedeniyle öğrencilerini çevrimiçi sınavlara tabi tutarak denetliyor.
Sınavlara tabi olan öğrenciler ise kendilerine dayatılan koşullardan rahatsız. Öğrenciler üniversite yönetimlerinin şart koştuğu uygulamaların kişisel haklarını ihlal ettiğini belirtiyor.
Öyle ki son olarak İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) yaptığı sınavlarda “Witwiser” isimli tarayıcı eklentisini şart koştu. Eklenti öğrencilerin ziyaret ettiği tüm internet sayfalarındaki “verilerini okuma ve değiştirme”, “gelen bildirileri görüntüleme”, “kopyalanan ve yapıştırılan verileri değiştirme” ve “ekrandaki içeriği kaydetme” yetkisi istiyor.
"Öğrencilerin açık rızası alınmalı"
İstanbul Barosu Kişisel Verilerin Korunması Komisyonu’nu Başkanı Hasan Selçuk Turan üniversitelerin uyguladığı bu tür sınav koşullarının Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na aykırı olduğunu söylüyor.
Turan çevrimiçi sınavlarda video kaydı yapılacaksa sınava giren öğrencilerin açık rızasının alınması gerektiğini ifade ediyor:
“Üniversitelerin eğitim verme yükümlülüğü olduğu gibi bir de verilen eğitimin kalitesini ya da öğrencinin eğitimi alıp almadığını denetleme yükümlülüğü var. Eğitim kuruluşu zaten bu demek. Fakat koronavirüsle birlikte üniversitelerin çevrimiçi sınavlara yönelmesi öğrenciler üzerinde hak ihlalleri yaratmaya başladı. Okullar genellikle öğrencilere sınava girerken iki tane kamera kullan diyor.
"Kullandığın bilgisayarın kamerası seni karşıdan çeksin, bir de telefonu arkana ya da yana koy, o da senin elini, yüzünü ve odayı çeksin diyorlar. Bu ilk kez Medipol Üniversitesi’yle başladı ve üniversite kurduğunuz kameranın tüm odayı çekmesini istedi.
"Yurtdışına veri aktarılamaz"
"Bu tür sınavlarda önemli olan husus ölçülülük ilkesi. Fakat benim gördüğüm kadarıyla uygulamalar ölçülü değil. Hukuk kuralları ayakaltına alınıyor.
"Üniversitelerin kolaylık getirip evde sınav yapacağım deyip öğrencinin mahremiyetini ihlal etmesi mantıklı bir çözüm arayışı değil. Kameranın ölçüsüz kullanımının yanı sıra burada başka bir sıkıntı da üniversitelerin Zoom gibi çevrimiçi konferans uygulamalarıyla bu sınavları yapmaları.
"Zoom da yurtdışına veri aktarıyor. Sunucuları Türkiye’de değil. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 9'ncu maddesine göre öğrencilerin verilerini yurtdışına açık rızaları olmadan aktaramazsınız. Yine 4'üncü maddeye göre ölçüsüz bir şekilde her istediğiniz veriyi kayıt altına da alamazsınız.
"Yurtdışındaki sunucuların kullanılmasının kanunun ihlali olacağına ilişkin Kişisel Verileri Koruma Kurumu'nun duyurusu da var. Zoom üzerinden kayıt yapılması aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı genelgesine de aykırı.
"Yurtdışına veri aktarımı şu anda sadece ilgili kişinin yani verisi işlenen kişinin açık rızasıyla mümkün. Bunun dışında açık rıza olmadan verinin yurtdışına aktarılması hukukumuzda mümkün değil.
"Bu noktada bir başka sıkıntı da bu verilen kimlerin eline gittiği. Sonuçta verinin kendi güvenliği sorunu söz konusu. Verilerimizle kimin ne yaptığını bilmiyoruz.
"Metodolojik olarak da yanlış"
"Mesela İTÜ ‘Witwizer’ diye bir eklenti kullanımı şart koştu. Eklentiyi araştırdım, domaini (alan adı) 20 Şubat’ta OBSS diye bir şirket tarafından satın alınmış. Eklentinin ve şirketin ne olduğu da belli değil çünkü hem detaylı bir açıklama yok internet sayfalarında hem de her şey İngilizce.
"Eklentinin veriyi nereye göndereceği belli değil. Yurtdışına mı gönderiyor ya da yurt içinde mi saklıyor belli değil. Zaten kullanım da Türkçe değil. Türkiyeli öğrencilere İngilizce programla nasıl sınav yapmanız metodolojik olarak yanlış.
"Nerden tutsanız elinizde kalıyor. Yurtdışına veri aktarımı sıkıntı olduğu sürece hiçbir şeyi kullanamazsınız.
"Dayatma yapılamaz"
"Bu noktada öğrencinin açık rızası alınabilir mi? Alınamaz. Vermezse sınava sokmuyorum dediğiniz zaman öğrenciyi açık rıza vermek zorunda kalır.
"Oysa açık rızanın şartlarından bir tanesi özgür irade olacak. Yani kişi seçip seçmemekte özgür olacak. Burada bir özgürlük yok. Özgürlük olmadığı için açık rıza da yok. O nedenle kişiyi zorluyor oluyorsunuz. Verdiği rızanın bir değeri yok. Zorla aldığınız rıza için de ‘Rızasını aldım’ diyemezsiniz.
"Açık rıza almak için belki öğrencilerin kafalarına silah dayamıyorlar ama diplomayı dayıyorlar. Ya diplomayı alacaksın ya da mezun olamayacaksın diyor.
"Yaptığınız şey sınavın denetlemesiyse ve buna bu kadar önem veriyorsanız sınavı çevrimiçi yapmayacaksınız. Çağıracaksınız öğrencilerinizi mesafeler koyacaksınız ve açık alanda yapacaksınız.
"Kişisel hakları ihlal ediyorlar"
"Yani sonuç olarak çevrimiçi yapılan sınavların iki temel sıkıntısı yurtdışına veri transferi ve ölçülülük ilkesi. Bunları yerine getirirlerse veriler yurt içinde saklanırsa ve öğrencilere ölçülü de davranırlarsa evet bu sınavlar yapılabilir. Ama şu anki haliyle üniversiteler kopyayı engellemek isterken öğrencilerin kişisel verilerini ihlal ediyorlar.
"Bu normal sınava girerken eğitmenin ‘Sizlerin kopya çekmesinden şüpheleniyorum. Sınava girerken iç çamaşırlarınızın içine de bakıcam. Kopyayı oraya saklamış olabilirsiniz’ demekle aynı şey. Böyle söyleyince insan ‘Olur mu öyle şey’ diyor ama yapılan buna benziyor." (HA)