Bilge Emeç, eşi ve Hürriyet gazetesi yayın yönetmeni Çetin Emeç'in 21 yıl önce öldürülmesiyle ilgili, "Katilin bulunması çok önemli değil. Yakalanan katilin de gerçek olduğunu düşünmüyorum. Tetikçiyi yakaladılar güya. O çocuk cezaevinde evlendirildi. Hrant'ınki de aynı oldu ya. Evlendi... Gerisinde kim var bu işlerin hala çözülmedi" dedi.
Bilge Emeç'in, Vatan gazetesinde Sanem Altan'a verdiği röportaj önceki gün (13 Şubat) yayımlandı. Emeç, röportajında, "Ben Atatürkçü, orduyu seven, vatanperver bir kadınım. O yüzden suikastı İran yaptı demek işime geldi sanırım" dedi.
Çetin Emeç, Suadiye'deki evinin önünde 7 Mart 1990'da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Emeç'i, şoförü Sinan Ercan, yazar Turan Dursun ve İranlı rejim muhalifi Ali Akbar Gorbani'yi öldürdükleri gerekçesiyle yargılanan İslami Hareket örgütü yöneticisi İrfan Çağrıcı ve dört arkadaşı ağırlaştırılmış müebbetten, çeşitli hapis cezalarına mahkum edilmişti.
Emeç: Bence yakalanan katil gerçek değil
Devletin cinayetin üzerine yeterince gitmediğini söyleyen Bilge Emeç, "Yakalanan katilin gerçek olduğunu düşünmüyorum" diye konuştu. Altan'ın "Bilerek mi çözmediler sizce?" sorusuna Emeç şu karşılığı veriyor:
"İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'yu, Emniyet Genel Müdürü'nü suçluyorum, İçişleri Bakanı evime taziyeye geldiğinde 'Olay burada mı oldu, gazetenin önünde mi?' diye sorabildi. Çözmemek için uğraştılar sanki. Çözmemeye programlıydı her şey. Dosyalar kaç defa boşaltıldı. Savcı olaydan kaç gün sonra ifadelerimizi aldı, hatta adeta azarlayarak yaptı bunu. Bu cinayette birçok ilk vardı. Çapraz ateş ilk defa, kar maskesi, ilk defa şoförü öldürüldü birinin, kullanılan silah ilk defa kullanılmış bir suikastte. İngram marka silah ilk defa kullanılmış. Yurtdışından gelebiliyor o silah ancak."
Bu zamana kadar suskun kalmasını da kendisine karşı izlenen "bıktırma siyaseti" ile açıklayan Emeç şöyle dedi:
"Konuşmadım çünkü bıktırma siyaseti yaptılar. Usandırma politikası güttüler. Ve başarılı oldular. 'Çözmesinler, istemiyorum' dedirttiler. En acılı günlerimde, geliyorlardı, anlattırıyorlardı, gidiyorlardı. Sonra bir başkası geliyordu, sonra bir başkası. 'Ya ben bunları anlattım diyordum', 'Dosya boş, ifadeler yok edilmiş. Baştan yapacağız' diyorlardı. Kaç kere kayboldu ifadeler, kaç kere. Defalarca soruşturmayı yürüten terörle mücadelenin başındaki kişi değişti. Çok ağırıma gitti bu olanlar. Nasıl kaybolur ifadeler? Asıl, Çetin'in arabasında yanında olan çantasından sonraki gün yazacağı yazı kayboldu. O yazıda ne vardı, merak ediyorum."
Kışlalı: Katillerden kuşkum yok
Bombalı saldırıda ölen Cumhuriyet gazetesi yazarı Ahmet Taner Kışlalı cinayetinin de katilleri yakalanarak mahkûm olmuştu.
Taraf gazetesine göre, Kışlalı'nın kardeşi Mehmet Ali Kışlalı ise cinayetin faillerinin yakalandığını ve bu konuda bir kuşkusunun olmadığını söylüyor. "Kardeşim cumhuriyetin kazanımlarına inanan ve onun bayraktarlığının yapan bir insandı. Bu nedenle öldürüldü. Kimler tarafından yapıldığı biliniyor. Bu kişiler mahkûm oldular. Bir kısmı cezasını çekti çıktı. Bir kısmı da yatıyor benim bildiğim." (EÖ)