Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Hollanda Sendikalar Konfederasyonu (FNV) ile birlikte yürüttükleri "Kamu Hizmetlerinde Özelleştirme ve Sendikalar" başlıklı eğitim programı öncesi basın mensuplarıyla bir araya geldiler.
Eğitim programı 14-15-16 Mart tarihlerinde deprem sonrası Türkiye'de durum, afetin sosyal boyutu ve sendikaların rolü, özelleştirmelerin Türkiye ve Hollanda'da kamu hizmetlerine etkisi, sendikaların özelleştirmeye karşı mücadeleleri, zorluklar ve başarılar başlıklı eğitimlerle devam edecek.
Sendikal eğitim çalışması kapsamında düzenlenen "Afetin Sosyal Boyutu Ve Sendikaların Görevleri" toplantısının açılış konuşmasında DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, 12 Eylül 1980 darbesiyle başlayan dayanışmanın günümüzde çok uluslu şirketlerdeki sendikal örgütlenme çalışmalarıyla devam ettiğini söyledi.
"Hedef insan kurtarmak değildi"
Çerkezoğlu, "Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi, temel hakların piyasaya açılması, temel ihtiyaçların ve kamu hizmetlerinin şirketlere devredilmesi, kâr odaklı bir şekilde yürütülmesi sendikaların itiraz ettiği bir konudur" dedi.
Bu konuda çok fazla grev, yürüyüş miting düzenlediklerini aktaran Çerkezoğlu, özellikle taşeronlaşmaya karşı olduklarını, kamu hizmetlerinin kâr gütmeyen kamu kuruluşları tarafından verilmesi gerektiğini vurguladı.
Çerkezoğlu şöyle devam etti:
"6 Şubat'ta yaşanan depremin felakete dönüşmesinin bir sebebi de kamu hizmetlerinin özelleştirilmiş olmasıdır. İnsan kurtarmayı değil, eldeki çadırları, battaniyeleri, giysileri kâr maksimizasyonu ile pazarlamayı hedefleyen bir zihniyetin enkazı altında kaldık."
DİSK olarak depremin hemen ardından gelir güvencesi, sosyal güvenlik, barınma ve eğitime kadar kapsamlı, acil alınması gereken sosyal politika önlemlerini duyurduklarını belirtti.
"Çok öfkeliyiz"
Programın devamında söz alan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan-Yeşil, depremin ve depremzedelerin yaralarını sarmak ve yeniden dönüşüm politikalarının önemini hatırlattı.
Kablan – Yeşil şöyle devam etti:
"Eğer kamuyu ve kamusal hizmetleri yok ederseniz ve sermayeye peşkeş çekerseniz, bugün 11 ilde yaşadığımız depremin sonuçlarını yaşarsınız.
"Çok öfkeliyiz, depremden saniyeler sonra yakınlarımıza ulaşamadık. Bazı yerlere 36 saat, bazı yerlere 3 gün boyunca arama kurtarma hizmeti yönlendirilmedi. Arama kurtarma çalışmalarına gelen çalışanlar buradaki halktan kazma ve kürek istediler."
Depremin 37. gününde dahi deprem bölgesine hâlâ yardımın ulaşmasında sorunlar olduğunu dile getiren Kablan-Yeşil, "Eğer kamusal hizmetleri tasfiye ederseniz, sorumlu olduğunuz milyonları, halkınızı enkazın altında ölüme terk edersiniz ve bunun adı deprem olmaz bu bir katliam olur.
"Bugün depremin 37. Günü. Bu rantçı iktidar kamusal hizmetleri tasfiye ettiği gibi çadırları da sattığı için bugün hâlâ deprem bölgesinde insanlar çadır bulamıyor" dedi.
(SH/SS/AÖ)