Bu istilacı güçlerin her birinin bölge halklarıyla îlişkilenmekte kullandıkları tanımlar; bugün yapılan araştırmalarda hareket noktası olmaktadır. Zira bu istilacıların yazıyı kullanıyor olmaları, üretim ilişkilerinde "ileri olmaları" kaynak olarak yaralanmada etkilidir.
"Çerkes" tanımına ilk olarak 6. yy'dan itibaren rastlanmakta. Buna göre; Yunanlılar tarafından Kuzeybatı Kafkasya'da bulunan Abhaz, Vubıh, Adîğelere "Kerket" denildiği ve bunun Çerkeş olarak değişime uğradıkları söylenmektedir.
Oldukça dar kapsamlı olan bu tanım, görece aynı şekilde halen de sürmektedir. Yine daha sonraki yüzyıllarda Arap istilalarının başlamasıyla "kesak" adı kullanılmış.
Yine faklı kaynaklar, yalnızca Adiğeler ve Vubıhları "Çerkes" olarak tanımlarken, bazıları da Kuzey Kafkasya'da yasayan tüm toplumları olarak tanımlamaktadır.
Bugün Türkiye'de de bu tanımlar farklı farklı kullanılmaktadır. Anadolu diasporasında Kuzey Kafkas kökenli toplulukların hemen hepsi, toplumsal bilinç yetersizliği, çarpık kültürel şekillenmeler dolayısıyla, kendinin dışındaki diğer Kuzey Kafkasyalıları Çerkeş olarak tanımlama eğilimindedir. Ya da tam tersi sadece kendini.
Sonuçta Yunanlılar ve Araplarca lokal olarak başlayan tanımlama, Türkler, Avrupalılar ve diğerleri tarafından da benimsenen siyasal anlam da İçeren, genel bir tanımlama halini almıştır.
Bence Çerkeş adlandırması, Hazar Denizi'nden Karadeniz'e kadar olan bölgede yani Kuzey Kafkasya'da yasayan tüm halkların genel ve ortak bîr tanımlamasıdır. Bu bağlamda da "Kuzey Kafkasya" deyimi hem coğrafyayı, hem de coğrafyadaki halkları belirleyen sosyolojik bir içerik kazanmaktadır.
Kültürel anlamda büyük bir ortaklığın da ifadesi olan bu tanım açılımını Hayri Ersoy ve Aysun Kamacı, "Çerkes Tarihi" adlı eserde şu şekilde yapıyorlar: Ayrı diller konuşan Çerkesleri güçlü bir biçimde birleştiren ve onları önemli ölçüde üniform haline getiren unsur, ortak gelenek ve töreleri, benzer sosyal yapıları, özgün ve köklü kültürleri, bunların oluşturduğu biçimlenmedir.
Karadeniz kıyılarındaki Abaza ile yüzlerce kilometre kuzeydeki Karaçay, Adîğe; doğusundaki Asetin, Çeçen; hazar kıyılarındaki Avar ve diğerleri tamamen ayrı dilleri konuşur, ancak binlerce yıldır aynı elbiseyi giyer, aynı toplumsal kurallara bağlıdır. Çocuklarını benzer şekilde terbiye ederler..."
Bu tanım, her ne kadar kendi dışından verilmiş olsa da, Çerkesler tarafında da ister istemez benimsenmiştir. Gerek uluslararası ilişkilerde, gerek Türkiye halklarıyla olan ilişkilerde, ortak bir ifade olması ve ayrıca oldukça karmaşık olan bu bölge halklarının tanımlamada getirdiği kolaylık, bunu etkileyen faktörlerden bazılarıdır.
"Kolaylık" diyoruz, gerçekten de genelde Kafkasya, özelde ise Kuzey Kafkasya'da otuzun üzerinde farklı dil ve lehçelerin 1 kullanılıyor oluşu, bu bölgeye ilişkin çalış-malarda yoğun karmaşıklığı da beraberinde getirmektedir. Bütün bunlara rağmen bu halklar kendilerini, kendi dîllerînce ne olduklarını ifade ederler. Yani "Çerkeş" tanımım kendilerini ifade ederken, yalnız başına ve her zaman kullanmazlar. Her topluluk, kendini özgün olarak İfade eden tanımlara da sahiptir.
Kuzey Kafkasya'daki halklarda toplumsal yapı komünal süreçten kalan şekillenişinin güçlü izlerini halen korumaktadır. Örneğin; boy, kavim ve ağabeyle esaslarına göre "kendini tanımlama" halen bütün canlılığıyla sürmektedir.
Bunun nedenini, köklü bir kültüre sahip olmalarında, siyasî gelişmelerde, coğrafyanın orijinalîtesinde diasporadaki asimilasyon süreçlerine rağmen uzun süre dışa kapalı kalmış olmalarında ve nihayetinde başından itibaren kendi devlet yapılanmaların a kavuşup-sürdürememe durumlarında aramak gerekmektedir.
Bence, bu yazıya ek olarak verilen tablodaki halklara, genel ve ortak bîr tanımlamayla Çerkeş denmektedir. Kendi İçlerinde ise onlar Adiğe'dir, Vaynah'tır, Lezgi'dir, Karaçay'dır, Abaza'dır vb.. Örneğin bir Çerkesin kendini tanıtması istendiğinde "Ben Çerkesim, Abhaza kavminden, Aşkaruva kabilesinden Kmza boyundanım" der.
Bizler dîasporada asimilasyon sürecini hızlı yaşayanlarız.. Çerkeş tanımında buluşabilmekteyiz. Ancak bu bizim farklılık ve renklerimizi yaşamamıza engel değildir. Ortak bir Çerkeş kimliği altında tanımlanmak ve o şekilde tanınmak; bizi güçlendiren, olumsuzluklara karsı koruyan, anavatanla bağımızı sağlamlaştıran, Önemim yitirmek artıran bîr tanımlamadır. Çerkesler vardı, vardır ve hep olacak. Coğrafyamızın diğer halklarıyla eşit, özgür ilişkilerimizi güçlendirerek yaşayacağız. (HD/EÖ)
Çerkes halkları
(Kuzey Kafkasya'nın) kuzeyinde
a- Adiğeler
1 - Abzahlar (Abzekler),
2 - Besleneyler,
3 - Bjedugtar,
4 - Çemguylar (Kemırguey, Temirguey),
5 - Hakü"ular,
6 - Hatukaylar,
7 - Kabardeyler,
8 - Maxhueslerf
9 - Mamkkhegler,
10 - Natukhaylar (Ntxhuac),
11 - Şapsığlar,
12 - Yecerikhuaylarf
13 - Ademeyler,
14 - Janeler
(Kuzey Kafkasya'nın) güneybatısında
b- Abhazıar
1 - Apsuvalar,
2- Asuvalar,
3- Aşkaruvalar
C- Vub1hıar
(Kuzey Kafkasya'nın) güneydoğusunda
d - Vaynahıar
1 - Çeçenler,
2 - İneguşlar,
3 -Tuşlar
(Kuzey Kafkasya'nın) doğusunda
Dağıstan bölgesinde
e- Ayarlar
f- Lezgier
g- Derginler
h- Kumuklar
ı-Laklar
j-Tabasaranlar
k - Tatlar
l - Rutular
m-Tsahurlar
n- Aguuar
(Kuzey Kafkasya'nın) ortasında
o - Oseher(Asetinler)
1 - İronlar,
2 - Digoronlar
p- Karaçaylar
r- Malkarlar(Balkarlar)